Ezanların Düeti

Dinler
Çift ezan geleneği İstanbul’da Sultanahmet ile Firuzağa, Nuruosmaniye ile Gazi Atikali Paşa ve Mahmutpaşa, Üsküdar Mihrimah Sultan ile Valide Sultan arasında birbiriyle yarışırcasına yapılıyor. ...
EMOJİLE

Çift ezan geleneği İstanbul’da Sultanahmet ile Firuzağa, Nuruosmaniye ile Gazi Atikali Paşa ve Mahmutpaşa, Üsküdar Mihrimah Sultan ile Valide Sultan arasında birbiriyle yarışırcasına yapılıyor. Müezzinlerin en güzel ses ve makamlarla süsledikleri bu ezana kulağınızı ve kalbinizi açmamanız mümkün değil. Zaman gazetesinden Salih Zengin’in yazısına göre, yıllardır bu camilerde sürdürülen gelenek maalesef pek fazla yaygın değil. Ancak yeni yapılan Başakşehir Ahmet Yesevi Camii ve Müderris Hilmi Camii çift ezan geleneğine uyan camilerden.

İstanbul’da ezanların muhteşem düeti

Geçtiğimiz nisan ayında Türkiye’ye gelen ABD Başkanı Barack Obama, Tophane’de bulunduğu sırada Kılıç Ali Paşa Camii‘nde çift ezan okunmuştu. Ancak karşılıklı ya da atışmalı ezanı İstanbul’da uzun yıllardır uygulayan camiler var. Bir öğle ya da ikindi vakti koşar adımlarla Sultanahmet’ten ya da Çemberlitaş civarından geçiyorsanız, duyduğunuz muvazeneli ezan sesi dikkatinizi çekmiştir. Sultanahmet’ten öğle vaktinde yükselen rast makamındaki ezana kalbinizle birlikte hemen karşısında tek kubbeli ve tek minareli Firuz Ağa Camii‘nden yükselen müezzinin sesi karşılık verir.

Birbiriyle adeta atışan ve sesinin güzelliğini yarıştırırcasına karşılıklı ezan okuyan müezzinler, yoldan gelip geçen yabancı turistlerin bile kulak kabarttığı bir ilgiye mahzar olurlar. Uşşak makamında Nuruosmaniye Camii’nde başlayan bir ikindi ezanına ise önce Gazi Atikali Paşa Camii müezzinin ardından da Mahmutpaşa Camii müezzini karşılık verir. Hâkeza Üsküdar’daki Mihrimah Sultan ve Valide camileri de kendi aralarında öğle ve ikindi ezanlarını karşılıklı okuyarak bir ezan ziyafeti verirler.

Çift ezan okuma geleneği ülkemizde çok yaygın bir uygulama değil. Sultanahmet ve Firuzağa’daki eskiden yapılan ve kesintiye uğrayan karşılıklı ezan okumanın on yıllık bir geçmişi var. Ancak Nuruosmaniye ve Gazi Atikali Paşa camileri çift ezan okuma uygulamasını 1930 yılından beri kesintisiz olarak sürdürüyor. Cami imamı Mustafa Yaşar burada 1930’dan beri kesintisiz çift ezan okuduklarını hatta Mahmutpaşa Camii’ni de dahil ederek öğle ve ikindi vakitlerinde üçlü ezan icra ettiklerini kaydediyor.

Yalnız cuma günü öğle namazında vakit darlığından okunmadığını belirten Mustafa Hoca, "Çorlulu Ali Paşa Camii’nde imam iken buradan geçtiğimde bir duvarın dibine oturur karşılıklı okunan ezanları dinlerdim. Şimdi de iyi okuyucular var ama eskilerin musiki bilgisi daha iyiydi. Bazen misafir müezzinlere ezan okutulduğunda, deneyimleri olmadıkları için bizim ezana uyamıyor ve bu uyumsuzluğu cemaat fark edip bizi uyarıyor." diyor. Nuruosmaniye’nin müezzinleri Nizamettin Sevil ve Ahmet Rüştü Küllüoğlu’nun davet sesine Atikali Paşa’dan Selami Korkmaz ve Mahmutpaşa’dan Musa Hoca karşılık veriyor.

Çift ezan, Fatih’in vasiyeti…

Çift ezan okuma geleneğinin Fatih Sultan Mehmet’in bir vasiyeti olduğunu belirten ‘Ezan’ kitabının yazarı Ahmet Çağlayan, Fatih’in çift minaresi bulunan bütün Selatin camilerinde yakın tarihe kadar çifte ezan okunmasını vasiyet ettiğini ve bu geleneğin zaman içinde aksadığını aktarıyor. Anadolu’da yaygın olan merkezi ezan sistemine de karşı çıkan Çağlayan, "Tek tip ezan, tek tip vaaz ve hutbe fecaati Müslümanları üzmekten başka bir işe yaramaz." diyerek, merkezi ezanın Mısır’da Ezher alimlerince reddedildiğini ve Suriye’de de uygulamadan kalktığını belirtiyor.

Eğer öğle, ikindi ya da yatsı vakitlerinden birisinde yolunuz Sultanahmet’ten geçiyorsa mutlaka rast, uşşak ya da hicaz makamında karşılıklı okunan çift ezan sizi büyüleyecektir. Sultanahmet Camii’nde Durmuş Akbulut’un tizden çıkan sesini aynı tonda karşılayan ve semaya gönderen Firuzağa Camii’nin müezzini Ömer Özgül’ün bu muhteşem ezan düetinin sadece sizi değil yabancı turistleri bile etkilediğine şahit olacaksınız.

25 yıldır Sultanahmet’te müezzinlik yapan Durmuş Akbulut, önemli olanın aynı sesleri çıkaran iki müezzinin bu işten zevk alarak okuması olduğunu ifade ediyor: "Biz bazen Ayasofya ile de karşılıklı okuyorduk.  Ezanlarımızı tatlı, makamlı okuduğumuz için ayrı bir lezzeti oluyor ve herkesin dikkatini çekiyor. İnsanlara ilk tebliğ ezandır, daveti iyi yaparsanız yolu başka istikamete giderken bu davette letafet varsa yolunu buraya çevirirler. Buraya gelmiş yabancıların çok kez ‘Bu ne, nasıl okuyorsunuz?’ diye sorduklarına şahit oldum. 1984 yılından beri buradayım, eskiden şerefeden okurdum, aşağıya baktığımda yabancıların ezan okunurken durup dinlediklerini görürdüm. Donup kalırlardı. Bir yatsı ezanından sonra Meksikalı bir turist kapıda bekliyordu, elleri titriyordu. Bana ‘İnsanlar girmeden önce okunan şeyin adı ne?’ diye sordu. ‘Size göre nasıl bir şey’ dedim. ‘Derilerimin tüyleri böyle böyle oldu’ diyor. Zamanında 16 müezzin varmış burada ve çıplak sesle okurlarmış. Muhammed Ali Clay geldiğinde bütün minarelerden 16 müezzin teker teker ezan okumuşlar."

Müezzinlerin tatlı ezan rekabeti

Marmara’nın sularına doğru yükselen bu ezanları her zaman ilk heyecanıyla okuduğunu belirten Akbulut, içinden hep birilerinin adımını belki camiye çevirmeye yardımcı olur diye dua ediyor ve sanki son ezanıymış gibi okuyormuş ezanını. "Bu iş bir yük değil, gönül işidir. Bu camiye şehir dışından bile ezan dinlemeye gelenler var." diyen müezzin Durmuş Hoca, kendi okuduğu ezanların ses kaydını alarak bir CD yapmış ve meraklılara bunu hediye ediyor. "İstanbul’da, İstanbul usulü ezan okunmalıdır, başka usulü kabul etmez buradaki camiler." diyen Akbulut’un Marmara sularına karışan harikulade ezan sesini, hemen karşısındaki Firuzağa Camii’nin beş yıllık müezzini Ömer Özgül karşılıyor. Sultanahmet Camii hangi perde ve sesten ezana başlarsa Ömer Hoca da aynı usul ve makamla bu ezana mukabele ediyor. Biri susuyor diğeri başlıyor, biri başlıyor diğeri susuyor susmasına da tramvayda yolculuk ederken ezanı duyup inenler, kameralara bu muhteşem ezan düetini kaydetmeye çalışan turistler, ezanın bitmesini bahçede bekleyen cami cemaatinden oluşan bir dinleyici kitlesi kendiliğinden oluşuyor. Tabii Sultanahmet ile Firuzağa arasında hoş bir rekabet ve çekişme de olmuyor değil.

Firuzağa Camii’nin tek müezzini Ömer Özgül, "Sultanahmet beni mat etmeye çalışıyor. Orada dört müezzin var, onlara haftada bir sıra geliyor, ben her gün okuyorum. Haliyle zor oluyor. Sesim iyi olmadığı zaman o veriyor coşkuyu, hadi bakalım çık işin içinden." derken Sultanahmet Camii müezzini Durmuş Akbulut ise Ömer Hoca’nın bazen tek başına olduğu için misafir getirdiğini ve sürpriz tiz seslerle kendisini mat etmeye çalıştığını belirtiyor. Ömer Bey ise, "Bazen Durmuş Hoca’dan daha tiz arkadaşlar gelince onlara okutuyorum ezanı. Benim sesim ortalarda çünkü, çok tiz çıkamıyorum. Durmuş Hoca ezandan sonra hemen arar, ‘Kimdi o ya?’ diye merak eder." diyerek aralarındaki bu tatlı ses rekabetini anlatıyor.

Sultanahmet‘te aynı zamanda Metin Balcı, Bünyamin Özçiftçi ve Muzaffer Çelikendaze isimli müezzinler de çift ezana katkı veriyorlar. Hattat Süleyman Berk ise çift ezanın hem karışıklığı engellediğini hem de iki güzel sesin yarışmasına neden olduğunu belirterek dinleyicisinin çok olduğunu belirtiyor.

Aynı camiden çift ezan okuyan Fatih Camii ise bu geleneğin farklı bir biçimini sürdürüyor. Caminin 20 yıllık müezzini Ali Rıza Şahin, iki müezzinle ezan okumanın Fatih’te 20 yıldır devam ettiğini kaydediyor. Fatih’in yakınında sesi iyi duyulacak cami olmadığı için kendilerinin aralarında karşılıklı okuduklarını belirten Şahin "Sadece öğle vakti çift ezan okuyoruz, rast ve uşşak makamı oluyor bu. Bilenler memnun da, bilmeyenler ‘Niye bu kadar tekrar ediyorsun?’ diye soruyor" diyor. Yeni yapılan camilerden ise sadece Başakşehir 2.Etap Ahmet Yesevi Camii ile Müderris Halil Hilmi Camii karşılıklı okuyor. Ahmet Yesevi Camii imamı Mustafa Giden ile müezzin Alparslan Göl tam 1,5 yıldır öğle ve yatsı ezanlarında bu ilahi sesi semaya daha hoş bir şekilde ulaştırıyorlar.

Eğer ezanların bu muhteşem düetine, bir davetin asudeliğine tanık olmak istiyorsanız İstanbul’un camileri sizleri bekliyor. Çünkü bu ezanlar başka camide yok.

6 minare 18 müezzin

Ahmet Çağlayan (Eğitimci-Yazar-Ezan Kitabının yazarı): "Ezan sesli zikrin zirvesi, ibadet ve ubudiyetin özü, kurtuluşun muştusudur. Müekked bir sünnet olan ezan, dünyanın dört bir yanında Allah’ın birliğini, büyüklüğünü, Efendimiz’in risaletini haykıran bir rahmet sığınağı gibidir. Bu nedenle ezan, duadır, fazilettir, ibadettir, zikirdir, nurdur, namazdır, diriliştir, direniştir, fetihtir, düşüncedir, uyanıştır, kurtuluştur, vakittir, müjdedir, şehadettir, tevhide yapılan yükseliş ve yüceliş çağrısıdır. 1932-1950 yılları arası Kur’an’ın, mevlidin, tekbirin, salat ve selamın, hutbenin ve ezanın Türkçeleştirilmesi, insanların ibadetine, güven ve huzuruna yapılan en büyük darbe ve haksızlıktır. On sekiz yılın sonunda o kavuşma gününü (16 Haziran 1950) rahmetli Yaşar Tunagür Hoca şöyle anlatıyor: "Sultanahmet Tapu Dairesi’nde çalışıyordum. Cuma namazı için Sultanahmet Camii’ne gitmiştim. Cemaatin ezanın yeniden Arapça olarak okutulacağı kanununun çıktığından haberi yoktu. O gün kanunu Ankara’dan haber alan İstanbul Müftüsü, hemen özel ulaklarla bütün Selatin camilerine cuma ezanlarının Arapça olarak okutulmasının haberini gönderir. Haber Sultanahmet Camii’ne gelince müezzin mahfelinde büyük bir sevinç çığlığı ve Allahu Ekber sadaları koptu. Müezzin ve cami cemaatinden 18 kişi şerefelere çıktı. Hiç unutmuyorum, 18 müezzin 6 minarenin 18 şerefesinde her biri diğerinden bir dakika sonra başlamak üzere öyle bir ezan okumaya başladılar ki, o manzara görülmeye değer. Sultanahmet Camii’nin içerisindeki 10 bin kişiye yakın cemaat "Allahu Ekber, Allahu Ekber" ezanlarını işitince cami avlusuna fırladılar."

Çift ezan okunan camiler

Sultanahmet Camii-Firuzağa Camii (Öğle, ikindi ve yatsı vakti)

Nuruosmaniye Camii-Gazi Atikali Paşa Camii-Mahmutpaşa Camii (Öğle ve ikindi vakti)

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii-Valide Sultan Camii (Öğle ve ikindi vakti)

Fatih Camii (Kendi içinde çift ezan okunuyor, öğle vakti)

Başakşehir 2. Etap Ahmet Yesevi Camii-Müderris Hilmi Camii (Öğle ve yatsı)