Çocuğa Dini Sevdirmek İçin…

Dinler
Hazırlayan: Selim Sebilci Tarih boyunca devamiyet sağlayan milletler ya da medeniyetler incelendiğinde görülecektir ki; sağlam karakter eğitimi almış nesiller yarına hayırla yâd edilerek kalacak...
EMOJİLE

Hazırlayan: Selim Sebilci

Tarih boyunca devamiyet sağlayan milletler ya da medeniyetler incelendiğinde görülecektir ki; sağlam karakter eğitimi almış nesiller yarına hayırla yâd edilerek kalacak eserler bırakmıştır. Sağlam bir terbiye eğitiminden geçmemiş, sürekli hoyratlık ve zorbalık görerek yetişmiş, dahası günah kaynayan mekân ve zamanlarda bulunma talihsizliğine düşmüş bir neslin, rıza yörüngeli hareket etmesi beklenemeyeceği gibi yaşadığı coğrafyaya yararlı olması da beklenemez.

Çocuk eğitiminde uygulanacak yöntemler üzerinde uzun boylu duracak değiliz. Bizim burada üzerinde duracağımız asıl mevzu, pedagogların model alma ya da modelleme diye tabir ettikleri yöntemdir.

MODEL ALMA NEDİR?
Model alma ya da modelleme; örnek almak, bir şeye bakarak aynısı ya da benzerini yapmaya çalışmak demektir.

Çocuk, doğduğu andan itibaren çevresini gözlemlemeye başlar ve bu gözlemlemeye bağlı olarak da fiziki gelişiminin el verdiği ölçüde gördüğü şeyleri eylem planına alır. Çocuk, gördüklerini doğru ya da yanlış kategorisine ayırarak uygulama dönemine ancak zihni olgunlaşmasını tamamlayınca başlayacaktır. Bu bakımından düşünmeyi öğrenebilecek seviyeye gelinceye kadar çocuğun eğitimi ile ilgilenen kişilerin örnek olma vasfına uygun hareket etmesi gerekmektedir.

Çocuğun kişiliğinin yerleşmesi sadece bir dönemle kayıtlı değildir. O, her dönemde bir şeyler öğrenir; ancak özellikle çevresini tanımaya başladığı andan itibaren bu öğrenmelerinde gözle görünür derece bir artış olur.

Model alma, her çocuğun kişiliğinin şekil almasını etkileyen bir olgudur. Çocuğun ilk modeli hiç şüphesiz anne ve babadır. Annesinin ve babasının hal ve hareketlerini taklit ederek, model alarak onlara benzemeye çalışır çocuk. Bu bakımından ebeveynin de model olma pozisyonunda olduğunu unutmadan hareket etmesi gerekmektedir. Ebeveynin her yanlış hareketi çocuğun bilinçaltından bazen tamiri imkânsız izler bıraktığı gibi bazen da onarılması, düzletilmesi güç davranış bozukluklarına neden olabilmektedir.

MODEL ALMANIN KİŞİLİK OLUŞUMUNA ETKİSİNE DAİR BİR ÖRNEK OLAY I.
Ahmet, babasını iki yıl önce kaybeden bir çocuktur. Annesi ve küçük kız kardeşi ile beraber küçük bir kasabada yaşamaktadır. O yıl, ailesinin maddi durumu pekiyi değildir. Ahmet’in annesi, oğlunun okul masraflarını nasıl karşılayacağını düşünmektedir.

Fehmi Bey emekli bir devlet memurudur. Eşi Sultan hanımla beraber elinden geldiğince hayır işinde bulunmaya çalışır. Bir sabah eşi ona küçük Ahmet’in ve ailesinin zor durumu hakkında bilgi verir. Ahmet’in okumak istediğini; ama okul masrafları yüzünden annesinin çaresiz kaldığını söyler. Fehmi Bey de küçük Ahmet’in okul ihtiyaçlarını karşılamanın iyi olacağını, ilerde Ahmet okuyup iş güç sahibi olunca dua etmesinin kendileri için en güzel karşılık olacağını söyleyerek ertesi gün ilçeye giderek Ahmet’in okul malzemelerini satın alır.

Sultan hanım alınan bu malzemeleri getirip küçük Ahmet’in annesi Songül hanıma verir. Songül Hanım teşekkür eder, çok sevinmiştir bu duruma. Ahmet de çok mutludur; çünkü artık okula gitmemesi için her hangi bir neden yoktur ortada.

Ahmet bir müddet kendisine alınan malzemeleri inceledikten sonra küçük kız kardeşi ile oynamak için bahçeye çıkar.

O sırada, kasabanın haylazlarından Samet gizlice içeri girerek Ahmet’in okul malzemelerini çalar. Tam kaçmak üzere iken Ahmet’e yakalanır. Hızla kaçmaya başlar, Ahmet de malzemelerini geri vermesini söyleyerek onu kovalamaya başlar.

Samet, kendi evinden içeri girene değin koşmayı bırakmaz. İçeri girince de kapıya Samet’in babası Nuri Bey dikiliverir. Nuri Bey Samet’in arkasından koşan Ahmet’i durdurarak bağırır:
– Ne var ne koşuyorsun böyle!?
– Nuri Amca Samet okul malzemelerimi çal..
– Şşş.. Ne diyorsun be, benim oğlum öyle bir şey yapmaz.

Tartışma Ahmet’in annesi Songül Hanım’ın da oraya gelmesi ile büyür. Ahmet bir de tokta yer Nuri beyden. Ahmet ve annesi boynu bükük bir şekilde ayrılırlar oradan.

Onlar gidince Samet saklandığı yerden çıkar ve babasının yanına gelir. Babası tebessüm ederek oğlunun başını okşar “aslan oğlum” der. Samet aslında babasız Ahmet’e bunun yaptığına pişmandır; ama babasının bu yüreklendirmesi sonucu her şeyi unutur.