Ölümü sevgiliye (Allah’a) kavuşmak olarak gören Mevlana’nın hayata gözlerini yumduğu 17 Aralık, ”Şeb-i Arus”, yani ”Düğün Gecesi” olarak adlandırılıyor.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yüz yıllar öncesinden yaptığı ”Gel ne olursan ol yine gel” çağrısı, günümüzde de etkisini sürdürüyor.
Türk ve İslam aleminin yetiştirdiği en büyük mutasavvıflardan Mevlana Celaleddin Rumi, 737. ölüm yıl dönümünde şiir, sema ve müzikle harmanlanmış ”Şeb-i Arus” töreninde, farklı din, dil, ırk ve mezhepten insanları bir araya getirmeye devam ediyor.
Bugün farklı dillere çevrilmiş birçok eseri bulunan Mevlana, her yıl Aralık ayında düzenlenen programlarda, çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Etkinliklerin en önemli unsurunu ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu semazenlerinin sunduğu sema gösterileri oluşturuyor.
Bu yıl düzenlenen Mevlana’nın 737. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri kapsamında bugün gerçekleştirilecek Şeb-i Arus töreni de devletin zirvesini Konya’da buluşturuyor. Törenlere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok sayıda Bakan ve Büyükelçi katılacak.
Bu akşam Şeb-i Arus programı Mevlana Kültür Merkezi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Özhan’ın vereceği Türk Tasavvuf Müziği konseri ile başlayacak.
Ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu üyeleri de sema gösterisi gerçekleştirecek. Sema gösterileri tasavvuf müziği eşliğinde 4 bölüm halinde gerçekleştirilecek.
SEMA, DİRİLİŞİ SEMBOLİZE EDİYOR
Bugün kitapları ve hakkında yazılan eserleri birçok dile çevrilen, verdiği mesajları ile farklı dine mensup insanları bir araya getiren Mevlana, her yıl Aralık ayında düzenlenen anma törenlerinde dünyanın dört bir tarafından gelen farklı din, dil, ırk ve mezhepteki insanlar tarafından anılıyor.
”Mesnevi”, ”Fihi Mafih”, ”Divanı Kebir” ve ”Mektubat” gibi ünlü eserleri bulunan Mevlana, daha çok törenlerde gerçekleştirilen ve Mevlana ismiyle adeta özdeşleşen sema törenleriyle biliniyor.
Mevlevilik deyince ilk akla gelen sema, lügatte işitmek manasındadır. Terim olarak, musiki nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmektir.
Sema, sembolik olarak, kainatın oluşumunu, insanın alemde dirilişini, yüce yaratıcıya olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip ”İnsan-ı Kamil” e doğru yönelişini ifade ediyor.
Mutrıb ve semazenlerin şeyh postunu selamlayıp, semahanede yerlerini almalarından sonra postnişin, semahaneye girer, mutrıb ve semazenleri selamlayıp posta oturur.
Sema töreni, Na’t-ı Şerif’le başlar. Na’t-ı Şerif kainatın yaratılmasına vesile olan Hz. Muhammed’i öven, Mevlana’nın bir şiiridir.
Ardından postnişin ve semazenler, sema meydanında sağdan sola doğru dairevi bir yürüyüşe başlarlar. Sema meydanını üç kez dolaşmaktan ibaret olan bu yürüyüşe ”Devr-i Veledi” denir.
Sema Mevlevilik geleneğine göre okunan Kuran-ı Kerim ve dua ile sona erer.
AA