Arınma Vesilesi Ramazan

Dinler
Hz. Peygamber‘e (sav) nazil olan Kur’ân insanlık için bir hidayet, nur ve doğruyu yanlıştan ayırma rehberidir. İnsana yaratılış amacını tekrar tekrar hatırlatan ve onu yanlıştan, sap...
EMOJİLE

Hz. Peygamber‘e (sav) nazil olan Kur’ân insanlık için bir hidayet, nur ve doğruyu yanlıştan ayırma rehberidir. İnsana yaratılış amacını tekrar tekrar hatırlatan ve onu yanlıştan, sapkınlıktan uzak tutan bir kaynaktır o. Kulak verdiğimiz ve öğretilerine bağlı kaldığımız zaman asla sapkınlığa düşmeyeceğimiz temel kaynaktır. Bu hidayet rehberi, doğruyu yanlıştan ayırt eden bu Furkan, Ramazan ayında inmeye başlamış ve yirmi üç yıllık bir zaman dilimi boyunca Allah Rasûlü aracılığıyla insanlara iletilmiştir. Bu bağlamda Ramazan ayı Müslümanın inanç dünyasında önemli bir yere sahiptir.

Bu ay yalnızca oruç tutmayı ifade etmez. İnanan insanın bu ayda Allah tarafından kendisi için gönderilen Kur’ân’la daha bir buluştuğu ve Kur’ân öğretilerini dikkate alarak kendisiyle yüzleştiği bir aydır. Bu buluşma ve kendisiyle yüzleşme, kişinin Rabbine gönlünü açmasına, yaptığı hata ve yanlışlardan pişmanlık duyup tövbe etmesine, kişisel tavır ve davranışlarıyla düşüncelerini bir disiplin altına sokmasına vesile olur. Böylelikle bu ay inanan kişi için arınma süreci haline gelir.

Yine bu ay Müslüman bireyin yalnızca kendisine yönelik yaptığı bir sorgulama ve arınma süreci olmakla da kalmaz; bu ayda birey bir arada yaşadığı sosyal çevreyi dikkate almaya ve yoksullarla, düşkünlerle buluşup kaynaşmaya çalışır. Bu ayda yapılan sadakalar verilen fitreler, ihtiyaç sahipleriyle buluşup onların sıkıntılarına ortak olmayı sağlar.

Aynı şekilde iftarlar yalnızca aile efradı ve dost ve akrabalarla değil, muhtaç ve yoksul insanlarla da bir araya gelmeye vesile olur. Bu toplumsal yapıda oluşan uçurumların ve sosyo-ekonomik tabakalaşmaların elden geldiğince kapanmasına, insanların birbirleriyle daha bir kaynaşıp empati yapmalarına ortam hazırlar.

Ramazan tefekkür ayı

Ramazan’da aslolan Ramazan’ı bu işlevine uygun şekilde idrak etmektir. Hz. Peygamber Ramazan’la ve bu ayda yapılan ibadetlerle ilgili söz ve uygulamalarında sürekli buna dikkat çekmiştir. Örneğin Hz. Peygamber oruçlu olduğu halde duygu ve düşüncelerini kontrol altına almayan ve bu şekilde oruç tutmaya çalışanları hoş görmemiş, onların yalnızca aç ve susuz kaldıklarını vurgulamıştır.

Ramazan iftarlarını arkadaşlarıyla, yoksul ve muhtaçlarla yapmış; bu ayda sadakaya daha bir önem vermiştir. Yine Hz. Peygamber Ramazan ayında Kur’ân eğitimine ayrı bir önem vermiş ve her Ramazan’da o zamana değin Kur’ân’ın indirilmiş olan kısmını tekrar etmiştir. Bu ayda Hz. Peygamber tefekküre de önem vermiş ve Ramazan’ın son günlerinde itikâfa çekilmiştir. İtikâf döneminde günlük olarak yaptığı sıradan işlerden elden geldiğince uzak durmuş ve bu süreyi Allah’ı zikretmeye, tesbih etmeye ve af dilemeye ayırmıştır.

Allah’ı zikretmenin yolu kuran okumaktır

Hz. Peygamber‘in de ifade ettiği gibi oruç belirli bir süre için yalnızca aç ve susuz kalıp cinsel duyguları dizginlemek değil, düşünce ve tavırlarıyla topyekûn arınmadır; Allah’ı zikretmedir. Allah’ı zikretmenin yolu ise Allah’ın hükmü olan Kur’ân’la ve Kur’ân öğretileriyle içli dışlı olmaktır. Oruç ayı, yaşamımızda bunu daha bir anlayıp kavradığımız ve daha bir gerçekleştirdiğimiz bir dönemdir bizim için. İşte Kur’ân, bizden öncekilere de farz edilen ancak bir şekilde insanların tevhidden uzaklaşmakla içini boşalttıkları bu ibadetin gerçek anlamını ve olması gereken değerini bize hatırlatır.