Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan, “Alo Fetva” hattının Ramazanda daha çok arandığını belirterek, “Normalde 2 arkadaş nöbet tutarken şimdi tüm kurul üyeleri olarak soruları cevaplıyoruz” dedi.
Aktan, Ramazan öncesinde günde ortalama 800 soruyu cevaplandırdıklarını, Ramazanda ise bu sayının ikiye katlandığını söyledi.
Ramazanın yaz aylarına denk gelmesi nedeniyle genellikle sıcaklarda oruç tutmakla ilgili sorular yöneltildiğine işaret eden Aktan, şunları kaydetti:
“Tabii şimdi oruç tutamama durumları oluyor. Ağır işlerde çalışanlar var. Kış mevsimi olsa tutabilir ama şimdi hastalığı sebebiyle sıcak ve uzun günlerde oruç tutamayacağını ifade edenler var. Bu konuyu istismar etmemek kaydıyla eğer hakikaten sağlığı tehdit eden bir durum ortaya çıkacaksa doktor tavsiyesi varsa fiilen hasta olmayan biri oruç tutarsa hasta olacak duruma gelirse bu kişilere oruç tutmayabileceklerini söylüyoruz. Eğer tedavi görüp, iyileşme ümidi olanlar varsa bu kişiler oruçlarını kaza eder. Oruç tutma gücüne bir daha ulaşamayacaklar ise fidye öder. Yani her gün tutamadığı oruç için asgari 6,50 lira ödeme yapması gerekiyor.” Aktan, “Ramazandan önce soruları cevaplamak üzere 2 arkadaş nöbet tutardı. Ama bu dönemde 2 kişi yetmiyor. Bir yazı çıkarttık. Ben de dahil olmak üzere tüm kurul üyeleri sorulara cevap veriyor” diye konuştu.
Yurt dışından en çok vakit ile ilgili sorular geliyor
Ramazan dolayısıyla Dini Sorular Bilgi Hattı’na yurt dışından gelen soru sayısının da arttığına işaret eden Aktan, yurt dışındaki Müslümanların de en çok vakitlerle ilgili sorular sorduğunu belirtti. Dünyanın pek çok ülkesinden sorular geldiğini kaydeden Aktan, özellikle yaz aylarında hiç havanın kararmadığı ülkelerde vatandaşların sorunlar yaşadığını, kendilerinin de Kur’an ve hadisler ışığında değerlendirerek bir çözüm ürettiklerini söyledi. Aktan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“(Vakitlerin oluşmasını bekleyelim) dersek ya hiç oluşmadığı için hiçbir mükellefiyet olmadığı sonucuna varmak lazım ya da insanların 23 saat oruç tutup sadece bir saat kadar yemek yeme gibi durumları olur. Müslümanı böyle bir durumla karşı karşıya bırakmak olmaz. Allah’ın iradesine de uygun düşmez. Allah insanlara güçlük emretmiyor. Biz normal vakitlerin oluştuğu yerler kriterine göre, oralarda bir ölçü birimi tutturuyoruz. En kötüsü bir 19 saat oruç tutma zorunda kalabiliyor.”
“Denize girmek orucu tehlikeye sokar”
Ramazanın daha uzun yıllar yaz aylarına denk geleceğini hatırlatan Aktan, tatil planları yapan vatandaşlar için de bu durumun bazı zorlukları olabildiğini söyledi.
Kişinin denize girmesinin, tatil yapmanın oruca mani olmadığını kaydeden Aktan, ancak vatandaşların oruçluyken denize girmesi halinde su yutma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Aktan, “Bu bakımdan denize girmek orucu tehlikeye sokar. Ama bir kişi hiç su yutmadan denize girerse orucuna bir zarar gelmez. Yanlışlıkla su kaçması halinde de kişinin o orucu kaza etmesi gerekir” diye konuştu. Aktan, vatandaşların bu ve buna benzer sorulara da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesindeki “Ramazan Özel” bölümünde cevap bulabileceklerini söyledi.