Cuma Hutbesi (9 Haziran 2023)

İnanç
RABBİMİZ ÇEVRE İLE BİZLERE NE ÖĞRETİR? Muhterem Müslümanlar! Sahabenin önde gelenlerinden Ebu’d-Derdâ (r.a) bir gün fidan dikiyordu. Onu gören biri, bu işin dünya malına düşkünlük anlamına geldiğini z...
EMOJİLE

RABBİMİZ ÇEVRE İLE BİZLERE NE ÖĞRETİR?

Muhterem Müslümanlar!
Sahabenin önde gelenlerinden Ebu’d-Derdâ
(r.a) bir gün fidan dikiyordu. Onu gören biri, bu işin
dünya malına düşkünlük anlamına geldiğini
zannederek, “Allah Resûlü’nün arkadaşı olduğun
halde sen de mi böyle yapıyorsun?” dedi. Bunun
üzerine Ebu’d-Derdâ (r.a), Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in şu hadis-i şerifini ona hatırlattı: “Her kim
bir ağaç diker de ondan bir insan yahut Allah’ın
yarattığı herhangi bir canlı yerse bu, o kimse için
bir sadaka olur.”

Aziz Müminler!
Kâinat, Allah’ın yoktan var ettiği ve bizlere
bahşettiği bir nimettir. Allah’ın mülkünde ve
hâkimiyetinde olan, imar ve ihya sorumluluğunu
üzerimize yüklediği bir emanettir. Allah’ın varlığını
ve birliğini gösteren bir hakikat kitabıdır. Nitekim
Rabbimiz bu gerçeği Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber
vermektedir: “Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde
yaydığı canlıları yaratması, Allah’ın varlığının
delillerindendir.” Cenâb-ı Hak, hassas bir denge ve
düzen ile yarattığı kâinatın kendisinin eseri olduğunu
bizlere öğretmektedir. Hayat bulduğumuz bu âlemi
ve içindekilerini yaratanın, yaşatanın ve yönetenin
kendisi olduğunu hatırlatmaktadır.

Kıymetli Müslümanlar!
Çevresine ibret nazarıyla bakan insan, göklerin
direksiz durmasında, yeryüzünün yaşamaya elverişli
kılınmasında, kâinatın kusursuz işleyişinde nice
hikmetler görecektir. Gökten inen yağmurla hayat
bulan topraktan türlü türlü bitkiler yetişmesinde, can
dostlarımız hayvanların birbirinden güzel
görüntülerinde ve bizlere sundukları sayısız
faydalarda nice ibretler bulacaktır.

Değerli Müminler!
İnsan, kâinatı keşfettikçe kendini keşfeder.
Dünyayı tanıdıkça yaratılış gayesini daha iyi kavrar.
Çevresini anladıkça nereden geldiğini ve nereye
gideceğini idrak eder. İnsan, suyu hayatın kaynağı
olarak bildiği kadar, kendisinin de bir damla sudan
yaratıldığını düşündüğünde tevazu sahibi olur,
kibirden arınır. Evini güneşin ışığına ve ısısına açtığı
gibi gönül hanesini de İslam’ın çağlar aşan
aydınlığına açtığında iyiliği dünyaya hâkim kılar.
Yemyeşil vadilerin, masmavi denizlerin, yıldızlarla
bezenmiş göklerin kâinatın süsü olduğunu idrak
ettiği gibi hayâ ve iffetin de ruhun süsü olduğunu
fark ettiğinde güzel ahlakı kuşanır, huzura erer,
gerçek mutluluğu elde eder.

Aziz Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri
yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.” Bu
ayet-i kerimede belirtilen hakikati bugün hepimiz
açıkça görüyoruz. Günümüzde yaşanan çevre
felaketleri, sorumluluklarımızı ihmal etmemizden
kaynaklanıyor. Her gün, bir canlının daha neslinin
tükendiğine dair haberler duyuyoruz. Tabiattaki
doğal yaşam alanları sadece fotoğraflara konu olacak
kadar azalmış durumda. İhmal ve kusurlarımızdan
dolayı ormanlar kaybolmaya, topraklar çölleşmeye,
su kaynakları yok olmaya başladı. Oysaki
çevremizde yer alan her varlık Allah katında
değerlidir ve kendi lisan-ı haliyle Allah’ı
zikretmektedir. Yüce Rabbimiz bu hususu bize şöyle
haber vermektedir:
“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar
Allah’ı tesbih ederler.”

Öyleyse Kıymetli Müminler!
Yaratılan her varlığa Yaratandan ötürü değer
verelim. Kâinat kitabını, hikmet, tefekkür ve ibretle
okuyalım. Kaynaklarımızı ölçülü kullanalım, israf
etmeyelim. Yüce Allah’ın âleme koyduğu hassas
dengeyi gözetelim ve koruyalım. Çevremize karşı
sorumluluğumuzu ibadet şuuruyla yerine getirelim.
Kâinatın yegâne sahibinin Rabbimiz olduğunu, bizim
ise emanetçi olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım.
Unutmayalım ki, çevremiz atalarımızdan bize bir
miras, bizim de çocuklarımıza bırakacağımız eşsiz
bir emanettir.