RABBİMİZ, MÜMİNLERİ YALNIZ VE
YARDIMSIZ BIRAKMAZ
Muhterem Müslümanlar!
Önümüzdeki Salı günü Kahramanmaraş
merkezli meydana gelen ve millet olarak büyük acılar
yaşadığımız depremlerin yıl dönümü. Cenâb-ı Hak,
afetler sebebiyle ahirete irtihal eden tüm
kardeşlerimize rahmet eylesin. Yaralılarımıza acil
şifalar versin. Rabbimiz bir daha böyle acılar
yaşatmasın. Milletimizi ve tüm insanlığı her türlü
afetten muhafaza buyursun.
Aziz Müminler!
Tarihte olduğu gibi millet olarak, altı Şubat
depremlerinden sonra da asrın birlikteliğini
gerçekleştirerek insanlığa örnek olacak bir kardeşlik
destanı yazdık. Bütün zorlukları hep birlikte aşmaya
çalıştık. Gönülleri yıkılan, umutları kaybolan
kardeşlerimize devletimiz ve âl-i cenâp milletimiz
bütün imkânlarını seferber etti. Aziz milletimiz, bu
kardeşlerimize evlerinin, iş yerlerinin ve gönüllerinin
kapılarını sonuna kadar açtı. Ülkemizde ensar
muhacir kardeşliği âdeta yeniden vücut buldu. Yurt
içi ve yurt dışında düzenlenen yardım
kampanyalarıyla iyilik köprüleri kuruldu.
Kıymetli Müslümanlar!
Ülkemizin deprem kuşağında yer alması, bize
daha da çok sorumluluk yüklemektedir. Her şeyden
önce bütün olumsuzluklara karşı tedbirli olalım. Fay
hatlarını dikkate alıp gerekli zemin etüt çalışmalarını
yaptıktan sonra en doğru ve en sağlam malzemelerle
binalarımızı inşa edelim. Sorumluluklarımızı yerine
getirdikten sonra Allah’a tevekkül edelim. Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s)’in “Allah her şeyin en güzel
şekilde yapılmasını emretmiştir.” hadisine uyarak,
işlerimizi en iyi şekilde yapalım. Kendi ellerimizle
kendimizi tehlikeye atmayalım.
Değerli Müminler!
Depremin birinci yıl dönümünde aynı zamanda
Miraç Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah. Yüce
Rabbimiz, İsrâ sûresinin ilk ayetinde bu geceyi bize
şöyle haber vermektedir: “Bir gece, kendisine
ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulu
Muhammed’i Mescid-i Harâm’dan, çevresini
mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren
Allah, her türlü eksiklikten münezzehtir.”
Nice zorlukların ardından gelen bu gecede
Peygamber Efendimiz (s.a.s), İsrâ ve Miraç olmak
üzere iki büyük hadise yaşamıştır. İsrâ, Allah Resûlü
(s.a.s)’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya
yaptığı mübarek yolculuğun adıdır. Miraç ise
Mescid-i Aksâ’dan Allah’ın sonsuz kudretini temaşa
etmek için semaya yükselişidir.
Aziz Müslümanlar!
Bizler, Miraç Gecesi münasebetiyle rahmet
yüklü esintileri yeniden hissedecek olmanın
heyecanını yaşayacağız. Ancak bugün, miracın şâhidi
olan ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ mahzun. Tevhidin
beşiği, emin belde Kudüs işgal altında. Gazze kan
ağlıyor. Siyonist işgalci zalimler, tüm dünyanın gözü
önünde Filistinli kardeşlerimize soykırım uyguluyor.
Onları açlık ve susuzluğa mahkûm bırakarak
vatanlarından göç etmeye zorluyorlar. İmkânsızlıklar
altında hastanelerde tedavi gören hastaları dahi
zalimce katlediyor. Çadırları dahi yakıyor, onlara
hiçbir şekilde hayat hakkı tanımıyor.
Kıymetli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.s), yüreğimizin
Kudüs ve Mescid-i Aksâ ile çarpmasını, her daim
oraya sahip çıkmamızı emretmiştir. Öyleyse
kardeşlerimize verdiğimiz maddi ve manevi
desteğimizi sürdürelim. Zalimlere ve destekçilerine
karşı boykota devam edelim. Dualarımızı
kardeşlerimizden eksik etmeyelim.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e Miraç
Gecesi hediye edilen, “Âmenerrasûlü” olarak
bildiğimiz Bakara sûresinin son ayetinde yer alan şu
dualarla bitiriyorum: “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da
yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz!
Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır yük
yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün
yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla
ve bize rahmet et! Sen bizim Mevlâmızsın, kâfirler
topluluğuna karşı bize yardım et!”