DİN SAMİMİYETTİR, İSTİSMAR İHANETTİR
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “O, ‘Hay’dır, diridir. O’ndan
başka hiçbir ilâh yoktur. O halde sadece Allah’a
itaat ederek samimiyetle O’na ibadet edin. Hamd,
âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah, ancak
samimiyetle ve kendi rızası için yapılan amelleri
kabul eder.”
Aziz Müminler!
Dinimiz İslam’ın özü samimiyettir. Samimiyet,
içimizle dışımızın, özümüzle sözümüzün bir
olmasıdır. Bütün söz ve davranışlarımızda Allah’ın
rızasını gözetmektir. Samimiyet, imanımızı ve
ibadetlerimizi her türlü riya ve gösterişten
korumaktır.
Değerli Müslümanlar!
İmanı kemale erdiren samimiyettir. Yapıp
ettiklerimizi ahiret sermayesine dönüştüren
samimiyettir. İyiliği anlamlı kılan samimiyettir.
Bilgiye değer katan samimiyettir. Allah Resûlü (s.a.s)’in “Din, samimiyettir.”
hadisini şiar edinenler, istikamet üzere bir ömür yaşamaya gayret ederler. Ahde vefa gösterirler. Doğru sözlü ve dürüst olurlar; kimseyi aldatmazlar. Adaletten, hak ve hakikatten asla ayrılmazlar. Kul ve kamu hakkına riayet ederler.
Kıymetli Müminler!
Rabbimizin rızasından uzaklaştıran kötülüklerden birisi de istismardır. İstismar, insanların inançlarını, duygularını ve zaaflarını kişisel çıkarlara alet etmektir. Dinimizin yüce değerleriyle insanları aldatmaktır. Maddi ve manevi imkânları sömürerek güç elde etmektir. Hâsılı istismar, Allah’a, Kur’an’a, Peygamber’e, insana ve topluma ihanettir.
Muhterem Müslümanlar!
İstismarcı insanların amacı, asla Allah rızası
değildir. Onlar, İslam’ı şahıslar üzerine bina ederler.
Hak ve hakikatin yegâne temsilcilerinin kendileri
olduğunu iddia ederler. Kur’an’ın ifadesi ile
“Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’
denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler.
Hâlbuki onlar bozguncuların ta kendileridir. Lâkin anlamazlar.” Evet, ayet-i kerimelerde de
işaret edildiği gibi bu tür kişiler, suret-i haktan
görünerek toplumu ifsat ederler. Milli ve manevi
değerler üzerinden güç devşirirler. İnsanların iyi
niyetlerini suistimal ederler, geleceklerini çalarlar.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bundan tam yedi yıl önce 15 Temmuz
gecesinde, milletimizin birliği ve devletimizin bekası
FETÖ tarafından hedef alındı. Ancak o gece,
Rabbimizin yardımı yine bizimleydi. Millet ve devlet
el ele vererek, bozguncuların karşısında dimdik
durduk. Destansı bir direnişle dâhili ve hârici
hainlerin emellerini boşa çıkardık.
“Onlar tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını bozdu.
Allah, tuzak bozanların en hayırlısıdır.” Nice
kardeşimiz bu direnişte şehadete yürüdü. Nice
kardeşimiz de gazilik nişanesini bir şeref madalyası
olarak bedeninde taşımaktadır.
Aziz Müslümanlar!
İstismarcı kişi ve yapıların tuzaklarına bir daha
düşmemek için, dinimizi sahih kaynaklardan, ehil ve
güvenilir kişilerden öğrenelim. Yüce Kitabımız
Kur’an-ı Kerim’i ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in
sünnetini doğru anlayıp hayatımıza aktaralım.
Ailemizde, insani ilişkilerimizde, ticaretimizde,
işimizde, hâsılı hayatımızın her alanında güveni ve
samimiyeti esas alalım. Geleceğimizin teminatı olan
çocuklarımızı ihmal etmeyelim. Onları ailesine,
çevresine, vatanına, milletine ve insanlığa faydalı
kişiler olarak yetiştirelim. Ülkemizi ve aziz
milletimizi fitne ve fesada sürüklemek isteyenlere
karşı her daim yekvücut, tek yürek olalım.
Bu vesileyle geçmişten günümüze, muazzez
değerlerimiz uğruna canlarını feda eden bütün
şehitlerimize ve ahirete irtihal eden kahraman
gazilerimize Yüce Rabbimden rahmet diliyorum.
Cenâb-ı Hak, onların bize emanet bıraktığı değerleri
yaşayabilmeyi ve gelecek nesillerimize aktarabilmeyi
nasip eylesin.