ZULÜMLE ÂBÂD OLUNMAZ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Allah, inkâr edenleri ve zalimleri
asla bağışlamayacaktır. Onlara asla bir çıkış yolu
da göstermeyecektir.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Mazlumun
bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında
perde yoktur.”
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam, barış ve esenlik, adalet ve
merhamet dinidir. İslam’a göre bütün insanlar, din, can
ve mal dokunulmazlığına sahiptir. Rahmet elçisi olarak
gönderilen Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), savaşın da
bir ahlakı ve hukuku olduğunu tüm dünyaya
öğretmiştir. Allah Resûlü (s.a.s), savaşta dahi olsa
kadınlara, yaşlılara, çocuklara, mabetlere, hatta bitki ve
hayvanlara asla zarar verilmemesini emretmiştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Müminlerin bayramı olan bu mübarek Cuma
gününde yine yüreklerimiz buruk, gönüllerimiz ise
mahzundur. Hz. Ömer’in özgürleştirdiği ve barış
yurduna dönüştürdüğü Kudüs’te, Filistin’de yine
masum canlar hayattan koparılmaktadır. Mümin
kardeşlerimiz, yerlerinden ve yurtlarından
edilmektedir. Dünyanın en tahrip edici bombaları
altında masum çocukların, kadınların ve yaşlıların
feryatları, vicdanı ve insafı olan herkesi derinden
yaralamaktadır.
Değerli Müminler!
Yaklaşık bir asır önce Filistin topraklarında barış
ve huzura son verilerek fitne ve zulmün tohumları
ekildi. İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan
paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda
Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü. Barışın
yurdu bu topraklara girdiği günden bu yana,
uluslararası hukuku ve insan haklarını yok saydı.
İnsanlığın en kadim şehirlerinden biri olan ve ilahî
dinlerin kutsal kabul ettiği Kudüs’ün saygınlığına halel
getirdi. İlk kıblemiz ve kutsal mabedimiz olan Mescidi Aksâ’nın dokunulmazlığını ihlal etti.
Muhterem Müslümanlar!
Maalesef bugün, dünyamız savaşlar, işgaller ve
küresel krizlerle kuşatılmış vaziyettedir. Bu vahim
durumun bedelini ise en çok zayıflar, mazlumlar ve
çocuklar ödemektedir. İşte Gazze’de yaşananlar,
bunun en açık örneğidir. İsrail, bir Filistin şehri olan
Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava
hapishanesine dönüştürmüştür. Abluka altına aldığı
Gazzeli kardeşlerimizin en temel ihtiyaçlarını temin
etmelerine bile engel olmuştur. Kardeşlerimiz yerinden
ve yurdundan edilmiştir. Mal ve mülkleri haksız bir
şekilde ellerinden alınmıştır. Onlara hiçbir şekilde
hayat hakkı tanınmamıştır. Siviller, kadınlar, çocuklar,
yaşlılar, topyekûn bir halk korkunç silahlarla,
bombalarla katledilmiştir. Gazze’de bugün tüm
dünyanın gözü önünde tarihin en büyük zulmü
yaşanmaktadır. Bütün bu baskı ve zulümlerin
karşısında Müslümanlara özgürlük mücadelesinde
direnmekten başka çare kalmamıştır.
Aziz Müminler!
Tarih bize göstermektedir ki, zulüm ebedi
olamaz ve zulümle âbâd olunamaz. Masumların
kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık uzun süre
ayakta kalamaz.
Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”
Filistinli kardeşlerimiz, Allah’ın izni ve yardımıyla
kendi ülkelerinde özgürce yaşama imkânına mutlaka
kavuşacaktır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Ümmet-i Muhammed olarak bize düşen, birlik
ve beraberlik içinde hareket etmektir. Kardeşlik
hukukumuzu canlı tutmaktır. Filistinli kardeşlerimizin
haklı mücadelesinde onlara maddi ve manevi destek
olmaktır. İşgal edilen topraklarına yeniden kavuşmaları
için topyekûn gayret göstermektir. Hak ve adalet
mücadelesi verirken İslam’ın koyduğu sınırları asla
aşmamaktır. Yanlış ve yanıltıcı bilgi ve paylaşımlara
itibar etmemektir. Her alanda güçlü olmak ve
yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı olacak bir
medeniyeti yeniden inşa etmek için var gücümüzle
çalışmaktır.
Değerli Müslümanlar!
Mübarek Cuma gününün şu icabet vaktinde
Rabbimize gönülden dua edelim: Allah’ım! Bütün
dünyanın gözü önünde topluca katledilen mağdur ve
mazlum Filistinli kardeşlerimize yardım eyle!
Yeryüzünde zulme uğrayan tüm mazlumlara imdat
eyle! Vatanımızı, milletimizi ve bütün insanlığı her
türlü kötülükten muhafaza eyle! Ümmet-i
Muhammed’e birlik ve beraberlik, feraset ve basiret
ihsan eyle! Âmin!