Cuma Hutbesi (19 Nisan 2024)

İnanç
HAYATIN HER ALANINDA ÖFKEMİZE HÂKİM OLALIM   Muhterem Müslümanlar!   Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e bir adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Bana bir tavsiyede bulun?” dedi. Sevgili Pey...
EMOJİLE

HAYATIN HER ALANINDA ÖFKEMİZE HÂKİM OLALIM

 

Muhterem Müslümanlar!

 

Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e bir

adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Bana bir

tavsiyede bulun?” dedi. Sevgili Peygamberimiz

(s.a.s) ona, “Öfkelenme!” buyurdu. O adam, bu

soruyu defalarca sordu. Allah Resûlü (s.a.s) ise ona

her seferinde, “Öfkelenme!” diyerek nasihatte

bulundu.

 

Aziz Müminler!

Bizler insanız. Yaratılışımız gereği bazen

neşelenir, bazen hüzünleniriz. Bazen sükûnetle,

bazen de kızgınlıkla hareket ederiz. Bize düşen,

olumsuz duyguların esiri olmamak, güzel hasletlerle

hayatı anlamlı kılmaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

İnsan olarak sahip olduğumuz duygulardan

biri de öfkedir. Öfke yerinde kullanılırsa, ailemize,

vatanımıza ve değerlerimize saldırıları bertaraf

etmemize yardımcı olur. Ancak öfkenin esiri olmak,

telafisi güç sorunlara yol açar. Bizi Allah’ın

rahmetinden, insanların muhabbetinden uzaklaştırır.

Öfkeye yenilmek, toplumda şiddet, huzursuzluk ve

kargaşaya sebep olur.

 

Değerli Müminler!

Müminin öfkesi, Hakkın tarafında, batılın

karşısındadır. Müminin öfkesi, mazlumun dostu,

zalimin düşmanıdır. Müminin öfkesi, iyiler için

şefkat ve merhamet, kötülerin önündeki engeldir.

Hâsılı müminin öfkesi, hayra anahtar, şerre kilittir.

Öfke aklı örtünce, idrak ve şuur ortadan

kalkar. Göz görmez, kulak duymaz olur. Öfke gönlü

kuşatınca hisler körelir, kalp katılaşır. Sevgi ve

saygı azalır, şiddet ve nefret çoğalır. Öfke nefse hâkim olunca, sabır ve tahammül gider. Lisan,kırıcı; insan, yıkıcı hale gelir.

 

Aziz Müslümanlar!

Maalesef öfkesine yenik düşen insanların

ibretlik haberlerini her geçen gün daha fazla

duyuyoruz. Ailede, sosyal medyada, trafikte,

hayatın farklı alanlarında öfke nice üzücü olaylara

sebebiyet vermektedir. Bir anlık öfkeyle akrabalık,

dostluk ve kardeşlik bağları kopmakta, geriye kin,

nefret ve husumet kalmaktadır. Aileler dağılmakta,

ocaklar sönmekte, canlar yitirilmekte, umutlar yok

olmaktadır.

 

Kıymetli Müminler!

Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle buyuruyor:

“O müminler ki, büyük günahlardan ve

hayâsızlıktan kaçınırlar. Öfkelendikleri zaman

affederler.”

Öyleyse merhameti öfkenin panzehiri

yapalım. Yaratılan her cana şefkatle davranalım.

Şiddet, nefret ve zorbalığın her çeşidinden uzak

duralım. Öfkenin esiri olmaktan af ve bağış yolunu

tutmakla kurtulalım. Kalbimizi düşmanlıktan, kin ve

intikam duygularından arındıralım.

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i

şerifinde şöyle buyuruyor: “Gerçek pehlivan

güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiğinde

kendisine hâkim olandır.” O halde öfkemizi

sabırla dizginleyelim. Musibet anında metanetli

olalım, soğukkanlılığı elden bırakmayalım.

Zorluklar karşısında Allah’a sığınalım. Peygamber

Efendimiz (s.a.s)’in bize öğrettiği gibi

öfkelendiğimizde

“Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım”

diyelim. İmkânımız varsa abdest alalım. Ayakta

isek oturarak, oturuyorsak uzanarak öfkemizi

dindirmeye çalışalım.

 

Hutbemi Yüce Rabbimizin muttaki kullarını

tanıttığı şu ayetin mealiyle bitiriyorum: “Onlar

bollukta ve darlıkta Allah yolunda

harcayanlardır. Öfkelerini yenenlerdir. İnsanları

affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.”