HAYATIN HER ALANINDA ÖFKEMİZE HÂKİM OLALIM
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e bir
adam gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Bana bir
tavsiyede bulun?” dedi. Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s) ona, “Öfkelenme!” buyurdu. O adam, bu
soruyu defalarca sordu. Allah Resûlü (s.a.s) ise ona
her seferinde, “Öfkelenme!” diyerek nasihatte
bulundu.
Aziz Müminler!
Bizler insanız. Yaratılışımız gereği bazen
neşelenir, bazen hüzünleniriz. Bazen sükûnetle,
bazen de kızgınlıkla hareket ederiz. Bize düşen,
olumsuz duyguların esiri olmamak, güzel hasletlerle
hayatı anlamlı kılmaktır.
Kıymetli Müslümanlar!
İnsan olarak sahip olduğumuz duygulardan
biri de öfkedir. Öfke yerinde kullanılırsa, ailemize,
vatanımıza ve değerlerimize saldırıları bertaraf
etmemize yardımcı olur. Ancak öfkenin esiri olmak,
telafisi güç sorunlara yol açar. Bizi Allah’ın
rahmetinden, insanların muhabbetinden uzaklaştırır.
Öfkeye yenilmek, toplumda şiddet, huzursuzluk ve
kargaşaya sebep olur.
Değerli Müminler!
Müminin öfkesi, Hakkın tarafında, batılın
karşısındadır. Müminin öfkesi, mazlumun dostu,
zalimin düşmanıdır. Müminin öfkesi, iyiler için
şefkat ve merhamet, kötülerin önündeki engeldir.
Hâsılı müminin öfkesi, hayra anahtar, şerre kilittir.
Öfke aklı örtünce, idrak ve şuur ortadan
kalkar. Göz görmez, kulak duymaz olur. Öfke gönlü
kuşatınca hisler körelir, kalp katılaşır. Sevgi ve
saygı azalır, şiddet ve nefret çoğalır. Öfke nefse hâkim olunca, sabır ve tahammül gider. Lisan,kırıcı; insan, yıkıcı hale gelir.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef öfkesine yenik düşen insanların
ibretlik haberlerini her geçen gün daha fazla
duyuyoruz. Ailede, sosyal medyada, trafikte,
hayatın farklı alanlarında öfke nice üzücü olaylara
sebebiyet vermektedir. Bir anlık öfkeyle akrabalık,
dostluk ve kardeşlik bağları kopmakta, geriye kin,
nefret ve husumet kalmaktadır. Aileler dağılmakta,
ocaklar sönmekte, canlar yitirilmekte, umutlar yok
olmaktadır.
Kıymetli Müminler!
Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle buyuruyor:
“O müminler ki, büyük günahlardan ve
hayâsızlıktan kaçınırlar. Öfkelendikleri zaman
affederler.”
Öyleyse merhameti öfkenin panzehiri
yapalım. Yaratılan her cana şefkatle davranalım.
Şiddet, nefret ve zorbalığın her çeşidinden uzak
duralım. Öfkenin esiri olmaktan af ve bağış yolunu
tutmakla kurtulalım. Kalbimizi düşmanlıktan, kin ve
intikam duygularından arındıralım.
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i
şerifinde şöyle buyuruyor: “Gerçek pehlivan
güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiğinde
kendisine hâkim olandır.” O halde öfkemizi
sabırla dizginleyelim. Musibet anında metanetli
olalım, soğukkanlılığı elden bırakmayalım.
Zorluklar karşısında Allah’a sığınalım. Peygamber
Efendimiz (s.a.s)’in bize öğrettiği gibi
öfkelendiğimizde
“Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım”
diyelim. İmkânımız varsa abdest alalım. Ayakta
isek oturarak, oturuyorsak uzanarak öfkemizi
dindirmeye çalışalım.
Hutbemi Yüce Rabbimizin muttaki kullarını
tanıttığı şu ayetin mealiyle bitiriyorum: “Onlar
bollukta ve darlıkta Allah yolunda
harcayanlardır. Öfkelerini yenenlerdir. İnsanları
affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.”