Yüce Divan’da değil Ağır Ceza’da yargılanır

Olaylar
ENGİN DİNÇ’İN HABERİ Kamuoyunda İnternet Andıcı olarak bilinen davada eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Hakkında özel yetkili savcılık tarafından soruşturma açılması istendi. Mahkemenin...
EMOJİLE

ENGİN DİNÇ’İN HABERİ

Kamuoyunda İnternet Andıcı olarak bilinen davada eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Hakkında özel yetkili savcılık tarafından soruşturma açılması istendi. Mahkemenin ‘gereğinin yapılması’ için gönderdiği yazıyı dikkate alan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında soruşturma başlattı. İlker Başbuğ’da önümüzdeki Perşembe günü Özel Yetkili Savcılığa ifade verecek.

İlker Başbuğ’un soruşturulması, Türkiye için bir ilk niteliğinde. Bugüne kadar hiçbir Genelkurmay Başkanı bu tarzda bir faaliyet suçundan soruşturmaya tabi tutulmamıştı. İlker Başbuğ’un İrtica ile Mücadele Eylem Planı hakkında söylediği “Bunlar kağıt parçası” ya da yer altına gizlenmiş lav silahları için “boru” ifadelerini kullanması hala akıllarda. Dolayısıyla o günlerden bu günlere gelinmesi Türkiye’nin hukuki durumundaki değişimi gösteriyor. Bu gelişmeleri iki önemli hukukçu Reşat Petek ve Gültekin Avcı’ya sorduk…

“KAĞIT PARÇASI” DİYE ALAY ETMİŞTİ

Yaptığı eylemlerde suç teşkil eden herkesin hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini söyleyen Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, şunları söyledi:

“Herkesin yapmış olduğu eylem ve işlemlerinde hukuka aykırılık varsa, suç teşkil eden bir şey varsa bunun soruşturulabiliyor olması ve ilgilinin de hukuk önünde hesap vermesi hukuk devletinin temel ilkelerinden birisidir. Şimdiye kadar Türkiye tam anlamıyla hukukun üstünlüğü seviyesine ulaşamadığı için bazı suç teşkil eden eylemleri işledikleri iddia edilen kişiler; makam, mevki ve imkan gibi değişik nedenlerle ve Türkiye’deki yargı da vesayet altında olduğu için yeteri kadar sorgulanamadı. Hesabı sorulamadı. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için Özel Yetkili başsavcı tarafından celpname çıkarıldı. İfade vermek üzere savcılığa gelmesi istendi. İlker Başbuğ hakkında ceza hukuku açısından hazırlık soruşturmasının başlatıldığının işaretidir. Zaten mahkeme suç duyurusunda bulunarak gereğinin yapılmasını savcılıktan istemiştir. İlker Başbuğ hangi konularda suçlanıyor, hangi konularda savunması alınacak, detaylı bilgi elimizde olmasa da kamuoyuna yansıyan bu davalarla ilgili, devam eden davalardaki gelişmelerden bilgimiz var. İrtica ile mücadele eylem planında Adli Tıp, TÜBİTAK gibi kurumlardan alınan teknik bilir kişi raporlarına rağmen dönemin Genelkurmay Başkanı yargıyı da etkileyecek şekilde medyanın önünde "kağıt parçasıdır" diye ısrar eder şekilde izahlarda bulunmuştu. Diğer taraftan yer altında gizlenmiş lav silahlarına da “bunlar boru” diyerek adeta alay eder gibi açıklamalar yapmıştı. Diğer yandan irtica ile mücadele eylem planıyla ilgili “internet andıcı” davasında Türkiye’de darbe hazırlığı yapmak için özel şekilde kurulan, kurdurulan, internet sitelerinin varlığı gündeme geldi. Bundan dolayı açılan bir dava var. Bu davada da yargılama devam ederken bir kısım sanıklar mahkeme huzurundaki beyanlarında itirafta bulundular. İnternet andıcı eylemlerinin çalışmalarını komutanlara arz etmek suretiyle emir komuta zinciri içerisinde yerine getirdiklerini beyan ettiler. Bu konuda en üst komutan Genelkurmay Başkanı olarak İlker Başbuğ olduğu için İlker Başbuğ’u işaret ettiler. Hukuk devletinde bu itiraflar, bu beyanlar, bu deliller karşısında statü nedeniyle bir kişinin sorgulanmaması düşünülemez. İşte buna Türkiye’de yargının vesayetten kurtulması noktasında daha bağımsız, tarafsız ve cesurca, suç ve suçluların üzerine gitmesi bağlamında yapılan bir çağrı, başlatılan bir soruşturma diyebiliriz. İlker Başbuğ ifadesini verecek, savcılıkta savunmaya göre, izlenimlere göre gereğini takdir edecek. Savcılık da buna göre ya dava açar, ya takipsizlik kararı verir. Kamuoyuna intikal eden delillerden hareketle bir değerlendirme yapacak olursak, bu delillerin takdiri, cumhuriyet savcılığının yeterli delil kavramı kapsamından çıkıp mahkemelerin tartışıp, takdir edildiği bir boyuta ulaşmıştır. Bu konuda iddianame düzenlenerek özel yetkili ağır ceza mahkemesine dava açılacaktır.”

BAŞBUĞ AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANIR

İlker Başbuğ’un soruşturma sonucunda şayet mahkemeye çıkması gündeme gelirse nerede yargılanması gerektiği konusunda soru yönelttiğimiz Reşat Petek; “Yüce Divan’da genelkurmay ve komutanların yargılanması 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumla yürürlülüğe girdi. Ancak görevleriyle ilgili olarak suç işlemeleri dahilinde görev kapsamında olursa Yüce Divanda yargılanmaları öngörülüyor. İkinci olarak suç tarihi itibariyle mesele ele alınacaktır. İnternet andıcındaki suçlamalar, eylemler önceki tarihe ait. Bu da değerlendirilecektir. Bu konuda yüce divanda yargılanması söz konusu değil tamamen Ceza Muhakemesi Kanu’nun 250 ve 251. maddeleri çerçevesinde yargılanacağı yer Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesidir. Orada yargılanması gerekir. Hukuk sitemi bunu öngörüyor.” diye konuştu.

SORUŞTURMA SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?

Soruşturma sürecinin nasıl yürüyeceği hakkında da bilgi veren Reşat Petek, “Bu konuda yapılan itiraflara göre adı geçen İlker Başbuğ hakkında gereğinin takdir ve infazı için İstanbul Cumhuriyet başsavcılığı yazı yazılmasına dendi. Bu suç duyurusu demektir. Savcılık harekete geçti. Soruşturmayı suç duyurusu üzerine başsavcı başlatmış oluyor. Çünkü bahsettiğimiz özel yetkili başsavcı görev alanına giren konularda başka bir mevkiden, makamdan izin almadan soruşturma yapabiliyor. Hukuk sistemi bunu öngörüyor. İlker Başbuğ’un bu çerçevede yargılanması noktasında ilk adım atılmış oluyor. Bundan sonra dosyadaki delil durumuna, suç durumuna, eldeki bilgi, belgelere göre savcılık taleplerde bulunacak. Mahkemeler de bu talepleri değerlendirecek. Zaten mahkeme böyle bir şey yazmasaydı bu konu soruşturulması gereken bir konuydu. Ama aynı eyleme iştirak edip de yargılanan sanıklar için artık iddianamenin kabul edilmiş olması, kovuşturma süresinin başlamış olması itibariyle zaten daha net olarak ifade edebiliyoruz ki yargılama yeri diğer sanıklarla birlikte İlker Başbuğ’a dava açıldığı takdirde özel yetkili ağır ceza mahkemesi olacaktır.” diye konuştu.

27 NİSAN DA SORUŞTURULMALI

İlker Başbuğ hakkında İnternet Andıcı davasında mahkeme tarafından suç duyurusunda bulunulması ve soruşturma açılması konusunda toplumda ciddi bir beklenti olduğunu belirten Reşat Petek, sıranın 27 Nisan e-muhtırasına geldiğini kaydederek, şunları söyledi: 

“Bunun arkasının gelmesini bekliyorum. Türkiye 2007’de, 28 Şubat sürecinin devamı niteliğinde olan 27 Nisan bildirisiyle de karşılaştı. 27 Nisan bildirisinin hazırlayan komutan çıktı televizyonlara "Bir cuma akşamı canım sıkıldı. Ben yazdım bildiriyi genelkurmayın sitesine koydum" diyecek kadar sorumluluk duygusundan uzak bir şekilde bu konuda açıklama yaptı. Bir nokta suçunu itiraf etti. Demokrasiye, hukuka, hukuk devletine, siyasi iktidara karşı yaptığı eylemle, cebir ve şiddetle görevini yapamaz hale getirmek için bir bildiri hazırladığını kamuoyu üzerinde itiraf etmiş oldu. Bunların da sorgulanması gerekir. Toplum bunu bekliyor. Kamuoyu, 28 Şubat dönemindeki hukuk dışı örgütlenmelere karşı, bu noktada eylemde bulunan diğer komutanlarla ilgili, silahlı kuvvetler dışında da olsa bu suçlara katılanlarla karşı eksik olan soruşturmalar yapılmasını bekliyor. Hukuk devleti olmak suça ve suç örgütlerine bulaşan her kim olursa olsun ününe, üniformasına bakılmaksızın soruşturabilmesi ve bağımsız yargı tarafından hesabının sorulması demektir. Aksi hal intikam almaya dönüşür. Bu da hukuk devletine aykırıdır. Siyasi iktidarların, başka makamların hesap sorması yanlış olur. Tarafsız yargı bunu yaptığı takdirde kimsenin söyleyecek sözü yoktur.”

GENELKURMAY’DA İLLEGAL İŞLER BİLE EMİR-KOMUTA ZİNCİRİNDE İŞLER

Genelkurmay’da illegal işlerin bile emir-komuta zinciri içinde işlediğini ifade eden Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı ise konuyla ilgili şunları söyledi:
"Bundan sekiz ay önceki yazılarımda da İlker Başbuğ’un muhakkak soruşturulması gerektiğini ifade etmiştim. Genelkurmay’da illegal işler bile, bir ekip halinde yapılıyorsa emir-komuta zinciri vardır. Hasan Iğsız ve diğerlerinin de söylediği “Sayın komutan katına arz olunur” ifadesinde, “Sayın komutan” sözü burada İlker Başbuğ’u işaret eder. Mahkeme ve savcılık suç duyurusunda bulunulmasıyla ilgili, İlker Başbuğ’un soruşturmaya şüpheli olarak dahil edilecekse, belli bir delil yoğunluğu oluşmasını beklediler. Şu anda mahkemenin artık suç duyurusunda bulunması bu şüphenin açık şekilde doğduğunu gösteriyor. Sürpriz değil. Hatta geç kalmış bir işlem. İlker Başbuğ “internet andıcı” soruşturmasında bir numaralı sanık olarak yer alsaydı hiç sürpriz olmazdı. İsabetli bir tablo olurdu. Ama demek ki, savcılar o delil yoğunluğuna ulaşamadılar. Mahkeme aşmasında elde edilen deliller ve ortaya koyulan ifadeler İlker Başbuğ’u işaret edince mahkeme de tabi olarak suç duyurusunda bulundu. Savcılık şimdi İlker Başbuğ hakkında gerekli işlemi yapacak. Tutuklama olabilir mi? Olabilir. İlker Başbuğ’unda delilleri karartma riski söz konusu olabilir. Dolayısıyla bunlar sürpriz değil bana göre."

Tıpkı Reşat Petek gibi, şayet soruşturma mahkeme sürecine gelirse İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiğine dikkat çeken Gültekin Avcı, “Özel yetkili savcının soruşturması sonucu mahkeme süreci olursa, tabi ağır ceza mahkemesinde olacak bu. Genelkurmay başkanlarının görevle ilgili olan hususlarda Anayasa Mahkemesi’nde yargılanması söz konusu. Genelkurmay başkanlarının ve subayların illegal çalışması söz konusu olmadığı için bu konuyu özel yetkili savcı soruşturacak. Özel yetkili ağır ceza mahkemesinde de yargılanacak.” diye konuştu.

28 Şubat ve 12 Eylül’ün soruşturulmaya başlandığını ancak 27 Nisan’a henüz sıra gelmediğini belirten Gültekin Avcı, bu bildirinin örgütlü bir suç olmamasına vurgu yaparak, “28 Şubat soruşturulmaya başlandı. 12 Eylül soruşturuluyor. İlker Başbuğ’un geçmişe yönelik eylemleri soruşturuluyor. Muhtemelen 27 Nisan’da soruşturulacaktır. Gözlerini bu noktaya çevirdiler savcılar. Muhakkak soruşturulacaktır. 27 Nisan ilk etapta savcılığa ulaşan bilgiler arasında örgütsel bir yapı arz etmiyor olabilir. Önemsenmemiş olabilir ama 27 Nisan’da bir muhtıra var. Bunun muhakkak soruşturulması gerekiyor. Bu noktada savcıların yapacağı soruşturmalar daha fazla ümit verecektir. İstikbal açısından karanlıkta kalan hususlar adli makamlar tarafından muhakkak aydınlatılacaktır.” dedi. 

on5yirmi5.com