Tunus’taki Devrime İlk Günden Destek Verdik

Olaylar
Devrimden sonra Tunus’u ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Arap Baharı’nı başlatan ülkedeki gelişmeleri yakından izlediğini söyledi. Türkiye’nin, Tunus’ta yaşana...
EMOJİLE

Devrimden sonra Tunus’u ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Arap Baharı’nı başlatan ülkedeki gelişmeleri yakından izlediğini söyledi. Türkiye’nin, Tunus’ta yaşanan devrimi ilk destekleyen ülkelerden olduğunu ifade eden Gül, Tunusluların, devrimi ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyacak şekilde gerçekleştirdiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yasemin Devrimi’yle ‘Arap Baharı’ ateşini yakan Tunus’ta, Türkiye’nin ilk günden beri halk ayaklanmasının yanında olduğunu söyledi. Resmî bir ziyaret amacıyla Tunus’ta bulunan Gül, Kartaca Sarayı’nda mevkidaşı Munsif Merzuki ile birlikte bir basın toplantısı yaptı. Tunus’a devrim sonrası ikili ziyaret gerçekleştiren ilk cumhurbaşkanı olduğunu ifade eden Gül, iki ülkenin, tarihî ve kültürel inanç bağlarıyla bağlı olduğunun altını çizdi.

Gül, Arap dünyasındaki büyük uyanışın ilk kıvılcımını yakan, ilk devrimi gerçekleştiren Tunus’u ziyaret etmenin kendisine ayrı bir heyecan verdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, 14 Ocak’ta ülkede yaşanan devrimden sonra Tunus’un bütün İslam âleminin ve dünyanın yakından takip ettiği bir ülke haline geldiğini ifade etti. Tunusluların devrimi ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyacak şekilde gerçekleştirdiğini hatırlatan Gül, "Tunus, devrimin ardından seçimleri yapıp meclisi kurmak, çoğulcu bir sistem içerisinde, hukuku üstün kılan bir nizama geçişi temin etmek için çalışmalara başlayan, meclisinde cumhurbaşkanını, başbakanını seçen, hükümetini kuran örnek bir ülke olarak ortaya çıktı." dedi. Cumhurbaşkanı Gül, bu kritik dönemde Türkiye’nin, bütün imkânlarıyla Tunus halkı ve devletinin yanında olduğunu göstermek ve her alanda dayanışma içinde olduğunu ortaya koymak için bu ziyareti gerçekleştirdiğini vurguladı.

Gül, Meclis’te yaptığı konuşmada da milletvekillerine "rövanşist duygulara prim vermeden, geçmişte olduğu gibi ‘sosyal mühendislik projeleri’ne girişmeden, tüm enerjilerini ekonomik kalkınma ve demokratik reformlara yoğunlaştırmaları tavsiyesinde bulundu. Cumhurbaşkanı, yaşanan sürecin ‘demokratik meşruiyet ve toplumsal mutabakat’ çerçevesinde yönetilmesi halinde, barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması ve refahın yayılması yönünde büyük kazanımlar elde edileceğini ifade etti. Gül, "Böylece İslam ile demokrasinin, bölgenin sosyo-kültürel dokusu ile modernitenin bağdaşmaz olduğu yolundaki oryantalist hurafe de tamamen çürütülmüş olacaktır." dedi. İki ülke arasındaki ortak tarihe atıfta bulunan Gül, Türk bayrağına benzeyen Tunus bayrağını her görüşünde heyecanlandığını vurguladı.

Bölgenin dışındaki güçlerin, Suriye’ye gelmesi doğru değil

Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’de bölgenin dışındaki güçlerin, bölgeye gelmesini doğru bulmadığını söyledi. Bu durumun istismara çok açık olduğunu ifade eden Gül, "Bölgenin kendisinin bunu üstlenmesi daha doğru olacaktır." dedi. Hiçbir rejimin zulümle, baskıyla ve diktatörlükle baki olamayacağını vurgulan Gül, "Günümüzde Akdeniz’in kıyısında bu hiç mümkün olmaz. Her şeyin bir zamanı vardı, bu nihayet gerçekleşti." diye konuştu. Merzuki ise esas korkusunun Suriye’de daha fazla kan dökülmesi olduğunu söyledi. Bu nedenle Suriye’deki muhalefetin silahlandırılmasına ve dış yabancı müdahale yapılmasına karşı olduğunun altını çizen Merzuki, "En iyi çözüm, oradaki rejim başının en kısa zamanda ülkeyi terk etmesidir. Tıpkı Yemen’de olduğu gibi… Bu çözüm adil bir çözüm değilse bile uygulaması geçerli olabilecek en iyi çözüm." dedi. Tunus’un demokrasiye yeni geçtiğine dikkat çekerek, otoriter ve totaliter rejimlerden kurtulan Arap ülkelerinin Türkiye’ye nasıl baktıklarının sorulması üzerine Merzuki, Ankara’nın demokrasi tecrübesinden ve gerçekleştirdiği büyük ekonomik kalkınmasından yararlanmak istediklerini dile getirdi.

İlki Tunus’ta yapılan ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısının ikincisinin Türkiye’de düzenleneceğini hatırlatan Abdullah Gül, "Vakit geçirmeden yapılması durumunda faydalı olmaz, aksi durumda israf olur. Bu süre içerisinde bazı olaylar olgunlaşıyor. Önümüzdeki bir ya da iki hafta içinde bu toplantı yapılacaktır." dedi. Toplantıya kimlerin davet edileceğinin istişare neticesinde belirleneceğini vurgulayan Gül, Çin ve Rusya’nın da bu sürece dahil olmasını istediğini ifade etti.

Zaman