Twitter başta olmak üzere sosyal medyada yapılan yorumlarda Erdoğan’ın bu sözleri, son filmi için Kültür Bakanlığı’ndan aldığı 500 bin TL’lik teşvike bağlandı.
İşte o yorumlardan bazıları:
– Yılmaz Erdoğan “Filmlerde neden ezan okunmuyor?” diye sormuş. Sanırsın kendisi manav. Koysaydın birader.
– “Noel Baba yerine Nasreddin Hoca olsaydın, ezanı da koysaydın” derler adama.
– Yılmaz Erdoğan, “Delikanlı Mükremin”den “Fadıl Fıdıllıoğlu” formuna geçişini başarıyla tamamlamıştır.
– Nedir bu yaranma kültürü. “Para gelecek yerden namaz esirgenmez” soytarılığını anlamadım. İhtiyacın mı var o paraya. Değer miydi?
– Erdoğan da yoldan çıktı. Bakanlıktan aldığı 500 bin TL’nin karşılığını vermek için, 50 yıldır sallamadığı ezanı hatırladı.
– Yılmaz Erdoğan Hacıyatmaz adlı bir film çekecek, belki.
– Bayram değil seyran değil; Yılmaz Erdoğan “muhafazakârları” neden öptü?
– İlk önce kendi filmlerinde ezana yer vereceksin, daha sonra eleştireceksin. Geç bu popülist tavırları.
– Yılmaz Erdoğan da günün gerektirdiği şekilde konuşmaya başlamış. Adama sormazlar mı “Sen bugüne kadar bu dediğini neden yapmadın?” diye.
– Geleceğin Kültür Bakanı.
– Filmi için bakanlıktan 500 bin alınca, filmlerde “ezan olmadığı’’nı hatırladı.
– Bakanlıktan filmi için 500 bin TL destek alınca “Filmlerde ezana yer verilmez” demiş. İyi para, adam haklı; beyler dağılın.
– Yılmaz Erdoğan şunu iyi bilmeli; bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o ülke yok olmaya mahkûmdur!
– Noel Baba hohoho filmini ben mi çektiydim anacım…
‘HERKESE SEVGİLER’
Erdoğan, eleştirilere Twitter’dan şu karşılığı verdi:
– Barıştırmak için söylenen küstürmek için kullanılmaz. Manşetlerle meramı sertleştirmek iyi niyetlilik olmaz.
– 5 sayfalık röportajın 3 cümlesiyle kanaat geliştirilmez.
– Kızgınlığın hiçbir türü sükûnet getirmez. Düşünce özgürlüğü uygulanır, sadece talep edilmez.
– Sevgi sadece seni sevene verilmez. Herkese sevgiler.
NE DEMİŞTİ?
Aylık sinema dergisi “Film Arası”na konuşan Yılmaz Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’deki bir sette günde beş kez ezan için durursun, ‘Aziz Allah’ dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancı buraya geldiğinde mutlaka bir İstanbul sabahı uyanıp, ezanı bir çeker. Sen de Batıcı kafalı biri isen ‘Bunlar da bizi böyle gösteriyor’ dersin. Yerelliğin bir numaralı şeyi din. Gelişim olarak materyalist bir kampın ağırlığı söz konusu. Buradaki materyalizmin bizdeki karşılığı laikliktir.”
Habertürk