DİSK’e bağlı Genç-Sen adına açıklama yapan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Aylin Mert hamile olan üyelerinin bunu polislere belirtmesine rağmen özellikle karın ve sırt bölgesine cop darbeleri aldığını iddia ederek, ”İki gece hastanede kalan arkadaşımız, büyük bir travma geçirmiş, bu korkunç saldırının yarattığı etkiyle psikolojisi bozulmuştur. Basını bu konu ile ilgili yapılacak tüm haberler için arkadaşımızın fotoğraflarının, isminin baş harflerinin dahi hiçbir şekilde teşhir malzemesi olarak kullanılmaması konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
DİSK Genel Merkezinde bebeğini düşüren Genç-Sen üyesinin durumuna ilişkin basın toplantısı düzenleyen Çelebi, üniversite öğrencilerinin demokrasi, eşitlik, özgürlük, bilimsel eğitim taleplerine verilen şiddet dolu yanıtın AK Parti Hükümeti’nin ileri demokrasiden ne anladığını ortaya çıkardığını iddia ederek, aynı olayların 2 yıl önceki 1 Mayıs görüntülerinde de yaşandığını söyledi.
”Polis şiddetini, orantılı ya da orantısız diye tartışmak bile demokrasi ayıbının ta kendisidir” diyen Çelebi, Genç-Sen üyelerinin mağduriyetinin polis şiddetinin cinsiyetçi karakterini de gözler önüne serdiğini savundu.
Çelebi, yaşananların sorumluları hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini de vurgulayarak, şöyle devam etti:
”Sayın Başbakan, dün ağlayarak TBMM’de andığın gençlerin bugünkü uzantıları dün dövdürdüğün gençlerdir. Demek ki Deniz Gezmiş’in, Erdal Eren’in adı sadece referandum içinmiş. Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı ile dün gençlere yapılan saldırı arasında hiç fark yoktur. Silahsız gençlere gazla, copla saldırmak, İsrail vahşetinden az değildir. ’12 Eylüle karşıyım’ diyen iktidar, 12 Eylül ürünü YÖK’e karşı dosya vermek isteyen gençlere cop ve gaz ile saldırı emri verilirken gerçek yüzünü sergilemiştir.”
Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ”Yumurta atan öğrencilerle görüşmeyeceğini” söylediğini hatırlatması üzerine de Çelebi, ”Sayın Başbakan, Beşiktaş-Bursaspor maçıyla bu olayı karıştırmış herhalde. Satırlardan, bıçaklardan bahsetmiş. Arkadaşlarımızın elinde bu ve benzer aletler yoktu. Tamamen demokratik tepkilerini ortaya koydular” dedi.
-HAMİLE GENÇ-SEN ÜYESİNİN DURUMU-
Polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Genç-Sen üyelerinin avukatı Zeliha Kabataş da eyleme katılan hamile Genç-Sen üyesine ilişkin, ”Bugün bu müvekkilime ilişkin ek olarak işkence neticesi ağırlaştırılmış yaralama ve işkence iddialarını barındıran bir suç duyurusu dilekçesi verdik. Basında kimliğinin ve resimlerinin yer almaması için de yayın kısıtlaması alınmasını istedik. Basın mensubu arkadaşlarımızın da bu duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz” ifadesini kullandı.
Gazetecilerin soruları üzerine müvekkilinin nerede olduğu, yaşı, öğrenci olup olmadığı gibi sorulara aynı nedenle cevap veremeyeceğini belirten Kabataş, neden diğer eylemcilerden ayrı olarak suç duyurusunda bulunulduğuna yönelik bir soruya, ”Müvekkilimin psikolojisi ve kendini iyi hissetmemesi nedeniyle biz de olayın ayrıntılarına ilişkin bilgileri yeni aldık. Bu yüzden suç duyurusunu bugün yaptık” dedi.
Genç-Sen adına açıklama yapan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Aylin Mert de hamile olan üyelerinin bunu polislere belirtmesine rağmen özellikle karın ve sırt bölgesine cop darbeleri aldığını iddia ederek, ”İki gece hastanede kalan arkadaşımız, büyük bir travma geçirmiş, bu korkunç saldırının yarattığı etkiyle psikolojisi bozulmuştur. Basını bu konu ile ilgili yapılacak tüm haberler için arkadaşımızın fotoğraflarının, isminin baş harflerinin dahi hiçbir şekilde teşhir malzemesi olarak kullanılmaması konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
AA