1999 yılında milletvekili seçilen ancak başörtüsü nedeniyle yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı, milletvekilliği yemin törenindeki olaylarla ilgili Hüseyin Gülerce’nin sözlerine cevap verdi: “O gün genel kurulda yaşananlar adı konmamış bir darbedir.”
Fazilet Partisi’nden 1999 yılında megabahis milletvekili seçilen ancak göreve başlamadan milletvekilliği düşürülen Merve Kavakçı, 13 yıl aradan sonra Meclis’e geldi. Kavakçı, ”İlk defa sade vatandaş olarak muhatap bulduğum için memnuniyet verici oldu. Benim 28 Şubat’ım devam ediyor” dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda betmatik görüşlerine başvurulan Kavakçı, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
”Her şeyden önce normal bir vatandaş olarak muamele görmek, bir muhatap bulmak, benim için ilk olduğundan mutluluk yaşıyorum” diyen Kavakçı, başörtüsü yasağı ve sorununun, kendisiyle Canlı Bahis Siteleri | Deneme Bonusu | İllegal Kaçak İddaa başlamadığını ve kendisiyle de bitmediğini vurguladı.
O gün adı konmamış bir darbe gerçekleşmiştir
Kavakçı, kendisinin başörtülü kadınlardan bir tanesi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
”Bu ülkede kadınların üçte ikisi başlarını örtüyorlar. Başlarını inançları gereği örtükleri için de çeşitli ayrımcılıklarla karşılaşıyorlar. Benimki kamuoyu önünde gerçekleşen bir hadisesi olduğundan dikkat çekti. Yoksa benim mağduriyetimden çok daha fazla mağdur olan kadınlar, aileler, çocuklar var. Ama bir yerlerden bunlarla yüzleşmeye başlamamız gerekiyor. Meclis Darbe ve Muhtıraları canlı bahis Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarını önemsiyorum. Onlara gerekli bilgileri verdim. Merve Kavakçı olayı olarak Türkiye siyasi tarihinin şimdi bir parçası haline gelmiş hadiselerde iki tane ayıbı var. Bir tanesi hukuki ayıp. Diğeri de ahlaki ayıp. Bunların ikisinin de telafi edilmesi gerekiyor. Hukuki ayıp, seçilmiş bir milletvekilinin and içerek görevini yapması engellenmiştir. Bir dizi zorlama ve istisnai uygulamalar devreye sokularak, bir yerde nefret suçu işlenmiş ve adı konmamış bir darbe gerçekleşmiştir 2 Mayıs’ta Meclis’teki yemin töreninde. Meclis kaçak bahis kürsüsünde yapılan ahlaki ayıbında ki kürsünün işgal edilmesi buna karşılık geliyor, Meclis tarafından giderilmesi, Meclisin zedelenen itibarının halk nezdinde onarılması gerekiyor. Onun için çalışmalarıma şahsi gayretimle hem kendim hem de Meclise beni yollayan, temsil hakkı ellerinden gasp edilen İstanbul halkı adına hem da de-facto olarak kıyafetim sebebiyle benimle aynı kaderi paylaşan başörtülü kadınlar adına çalışmalarımı yürütüyorum.
Bugün de Komisyon’da olayların arka planını, elimdeki bilgileri paylaştım. Sorularına cevap vermeye gayret ettim. Bu ayıpların giderilmesi, Kavakçı olayı ile alakalı belge ve bilgi tahrifatlarının giderilmesi, bunun da ötesinde başörtü yasağının toplamsal hayatın her katmanından çıkması için şahsım adına gayretlerime devam edeceğim.”
-”Siyaset kadınlar için zor”-
Kavakçı, ”13 yıl sonra Meclise geldiniz. Heyecanlandınız mı? Onca olay yaşadınız, siyasete kırgınlığınız var mı?” sorusuna da ”İlk defa sade vatandaş olarak muhatap bulduğum için memnuniyet verici bir davet oldu. Çünkü benim 28 Şubat’ım devam ediyor. Bu konuda da tek başörtülü kadın olduğumu düşünmüyorum. Diğer arkadaşlarımla konuştuğumda da 28 Şubat’larının çok çanlı bir şekilde devam ettiğini görüyorum. Sade bir vatandaş olarak normal şartlarda bir muamele görmenin bir ilki yaşandı. Onun için memnunum. Siyaset zor bir alan. Kadınlar için ayrıca zor bir alan. Benim imtihanım da kolay olmadı. Bu bir ilk değil, son değil. Benden çok daha fazla mağdur edilen, inançları gereği, kıyafetleri gereği, fikirleri gereği mağdur edilen kadınlar ve erkekler var. Ama başörtülü kadınların bu durumunun giderilmesi için gayret sarf ediyorum. Bu benim için öncelik taşıyor” karşılığını verdi.
-”Siyaset nankör bir alan”-
”Hem o dönem hem de sonrasında bir yalnızlaştırma yaşadınız mı?” sorusuna da şu cevabı verdi:
”Siyaset çok nankör bir alan. Devlet mekanizması benden kötü bir örnekleme çıkartmaya çalıştı. Medya da bu projenin en önemli tarafını üstlendi. Yeni bir örnek çıkartmak istedi ki kimse bir daha böyle bir şeye cesaret edemesin. Bir şahsi itibarsızlaştırma prosedürü başlattı. Aslında ‘Bu kadına haddini bildirin’ sözleri, bir siyasi lincin startı anlamına geliyordu. Medyada bu görevi üstlendi. Onunla beraber gelen bir yalnızlaştırma projesi de söz konusuydu.”
Merve Kavakçı, Meclis’in 3 numaralı basın kapısına, eşi Cihangir İslam ile el ele geldi, basın açıklamasının ardından da el ele tekrar Meclis binasına girdi.
haber7.com