Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Şimdi bütün hazırlıklarımız tamamdır. Yasada değişiklik yapılacak ve Memur-Sen’in görüşleri, mücadelesi doğrultusunda yasa değişikliği yapılıp toplu sözleşme imzalanacak. Bundan kimsenin endişesi olmasın” dedi.
Memur-Sen Bursa Temsilciliği hizmet binasının açılış törenine katılan Arınç, burada yaptığı konuşmada, 600 bine yakın üyesiyle Memur-Sen’in kamu görevlileri için çok önemli bir sendika olduğunu, çalışanların haklarının daha çok alınması ve Türkiye’nin özgürleşmesi konusunda güçlü hizmetler yaptığını söyledi.
Arınç, Bursa’nın da gururu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in memurların talepleriyle doğrudan ilgili bir bakan olduğunu hatırlatarak, ”Sık sık da Bursa’ya geldiğine göre herhalde bu konuları kendisiyle fazlaca görüşmüşsünüzdür. Dolayısıyla ben doğrudan ilgili bir başbakan yardımcısı değilim ama gelen konulardaki bilgimi size aktarayım, fazlasını sayın Çelik’ten duyarsınız, ondan istersiniz” diye konuştu.
12 Eylül 2010’da halkın yüzde 58’lik desteğiyle anayasanın 26 maddesinin değiştirildiğini ifade eden Arınç, bunlardan birisinin de memur sendikalarının geçmişten bu yana istediği ”artık toplu görüşme yapmayalım, toplu sözleşme yapalım” anlayışına dikkati çekti.
Arınç, bazı ideolojik sendikaların toplu sözleşmenin yanına grevi koymak suretiyle talepte bulunduklarını hatırlatarak, şöyle konuştu:
”Ama bu kanun 2000’li yılların başında çıkarken bu taleplerini hiç dile getirmemişlerdi. Sonradan konuşmaya başladılar. Hiçbir iktidar da bu konuda ciddi bir adım atmadı. Biz çalışma yaptık ancak anayasa değişikliğine ihtiyaç duyuluyordu. Anayasa değişikliğiyle de hep beraber bir yıl önce kaldırdık. Dedik ki bundan böyle toplu görüşme yok, toplu sözleşme olacak. Buna Memur-Sen gönülden katkıda bulundu. Numan Şeker arkadaşımız çok doğru söylüyor, hepimiz ‘bu anayasa değişikliğine evet denilmesi gerekir çünkü bu 26 maddenin hepsi demokrasinin daha büyümesine, özgürlüklerin daha da gelişmesine fırsat tanıyacaktır’ dedik. O ‘toplu sözleşme olsun’ diye bağıran sendikalardan biri MHP doğrultusunda ‘hayır’ demek için çalıştı, çabaladı. Öbürü de sol ve başka fraksiyonların temsilcisi olarak, onlar da ‘hayır’ oyu verilmesi konusunda çabaladı. Şimdi sonuçlar ortaya çıkınca çelişkiye, paradoksa bakınız, ‘hayır, toplu sözleşme olmasın’ diye sandığa gidip ‘hayır’ oyu kullanan ve ‘hayır’ oyu verilmesini isteyenler ‘hadi bakalım toplu sözleşmeye başlayalım’ dediler. Buna sadece Memur-Sen’in hakkı var. Dürüst, samimi, yurtsever olarak, ‘ben evet demiştim, şimdi evetin karşılığını görmek istiyorum’ demeye sadece Memur-Sen’in hakkı var. Yoksa ‘hayır’ diye ortalıkta bağırıp çağıranların, millete ‘hayır’ oyu verdirmek için yalanlarla, iftiralarla, hakaretlerle milletimizin kafasını bulandırmaya çalışanların ertesi gün bundan nemalanmaya kalkması samimiyetsizliğin en büyük ifadesiydi. Ama biz milletimiz için bunu yaptık ve ‘toplu sözleşme olacak’ dedik.”
Bu yıl, dönemi geldiğinde bütün sendikaların masaya oturduğunu ve anayasal değişiklik doğrultusunda yasal değişikliklerin yapılmasını istediğini belirten Arınç, hükümetin de buna ‘evet” dediğini hatırlattı.
Bülent Arınç, şöyle devam etti:
”Şimdi bütün hazırlıklarımız tamamdır. Yasada değişiklik yapılacak ve Memur-Sen’in görüşleri, mücadelesi doğrultusunda yasa değişikliği yapılıp toplu sözleşme imzalanacak. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Ama ‘hayır, hayır’ diye yırtınanların şimdi ‘nerede toplu sözleşme’ deyip ortalıkta dolaştığını görünce ‘kardeşim sen şurada bir otur bakalım, senin bunları konuşmaya hakkın yok, milletin kafasını da bulandırma, Memur-Sen ne yapacağını bilir, hükümetle bu konuyu müzakere etti, yasal değişiklik yapılacak, toplu sözleşme imzalanacak’. ‘Gecikiyor…’ Bu haklarda gecikme olmaz. Ne zaman imzayı atarsanız, hakların başladığı tarih bellidir, birikmiş olarak alırsınız, cebinize koyarsınız, cebinize daha çok para girer kardeşim. Ne istiyorsunuz? Olacak bu iş. AK Parti demişse bu iş olacak. Kim yol gösterdi bize? Memur-Sen gösterdi. Öbürlerine kalsaydı yanmıştık. Ne toplu sözleşme olurdu ne bilmem ne olurdu. Bu iş olacak kimsenin kafası karışmasın. Çalışanları üzmeyin. Çalışanların arasına fitne fesat sokmayın.”
Arınç, 9 yıllık hükümetleri döneminde bugüne kadar el atılamayan, üzerinde durulmayan, ihmal ve gözardı edilen ne kadar iş varsa onları tek tek çözdüklerini ifade ederek, ”Sözleşmeliler, geçici işçiler, şunlar, bunlar. Geçmişten bu yana önce 227 bin, arkasından bir o kadar, bunların hepsini hamdolsun yerine getiriyoruz” dedi.
Çalışanların, emekleri, alın terleri, göz nurları karşısında hak ettikleri maaşları da ücretleri de almalarından, sosyal ve özlük haklarından mutlaka en iyi ölçüde yararlanmalarından yana olduklarını belirten Arınç, ”Bunu bir kamu personel rejimi gibi de düşünebilirsiniz. Arada bazı tedbirleri zaman zaman aldığımızı da biliyorsunuz. Son çıkan kanun hükmünde kararnamelerle işin bir boyutu çözülmüştür ama diğer bir boyutu biraz açıkta kalmıştır. Bazen çelişkiler oluşmuştur, bunların hepsini uygulamalar sırasında gidereceğimizden emin olabilirsiniz” diye konuştu.
AA