‘Kirasını almak isteyen bir kadını öldürmüşler’, ‘Kavga çıkmış, olaya müdahale eden polisi bıçakla öldürmüşler’, ‘Yoldan geçen bir gençten para istemişler’, ‘Kocası namaza giden kadına tecavüz etmişler’… Bugünlerde Kahramanmaraş’ın varoş mahallelerinde kime Suriyeli sığınmacıları sorsanız bunun gibi sözler duyuyorsunuz. ‘Biz görmedik ama öyle diyorlar’ diye de ekliyorlar.
‘Misafirlik bitti’
Al Jazeera Türk’te yer alan habere göre Kahramanmaraş’ın Sakarya Mahallesi, kiraların ucuz olması nedeniyle alt gelir grubundan sakinlerin yaşadığı bir semt. Ülkelerindeki savaştan kaçan Suriyeli sığınmacılar da aynı sebeple burada yaşamayı tercih ediyor. Zamanla bölgede yaşayan Suriyelilerin sayısının artmasıyla birlikte yerli halkla sorunlar yaşanmaya başladı. Yerel gazetelerde hafta sonu şiddet olaylarının çıkış nedeni olarak bir dayak olayı gösteriliyor. Suriyeliler tarafından dövüldüğü iddia edilen Maraşlı bakkalın dükkanına gidiyoruz. Lise öğrencisi olan 17 yaşındaki Ahmet Can olayın nasıl yaşandığını anlatıyor.
“Temmuzun ilk haftasıydı, bir akşam dükkanı kapadım ve hasılatı yanıma alıp evin yolunu tuttum. Biz üç kişiydik. Bir grup Suriyeli önümüzü kesti ve bizden para istedi. Tartışma çıktı ve itişip kakıştık. Biz mahallede otururken daha kalabalık bir grupla geldiler ve bizi dövdüler. Sopaları ve elektroşok cihazları vardı. Kendi mahallemizde dayak yedik. Polise şikayet ettik. Onlar da Suriyelileri yakalayıp sınır dışı ettiler.”
Olayın ardından toplanan bir grup, bu mahallede işyeri olan Suriyelilerin camlarını kırmış.
Hafta sonu yaşanan ve sekiz kişinin gözaltına alındığı olayların ardından Sakarya Mahallesi şu an sakin ama tedirginlik sürüyor. Arapça tabelası olan, Suriyelilerin işlettiği bir, iki dükkan kapalı. Birini şikayet üzerine belediye yetkilileri mühürlemiş.
Fırın ve dönerci işleten Altun kardeşler Suriyelilere tepkili. Ağabey Halil Altun Suriyelilerin haddini aştığını düşünüyor.
“İlk başlarda bizim amacımız onlara yardımcı olmaktı. Elimizdeki fazla eşyaları verdik, yardım ettik. Ama iş misafirlikten çıktı. İşyerleri açıp bizimle rekabet etmeye başladılar. Adam vergi vermiyor, benimle aynı malı satıyor. Saygı, sevgi kalmadı. Bunda yetkililerin suçu var. Bu iş böyle olmaz. Alsınlar, kamplara koysunlar. Geçen haftaki gösterinin sebebi yaşlı bir amcanın boğazına bıçak dayamışlar.”
Dedikodular saldırıların gerekçesi olarak kullanılıyor. İki kardeş de bunun etkisinde.
Yeğen Ali Altun tepkinin hala devam ettiğini, yeni gösteriler yapılacağını söylüyor.
“Önümüzdeki cuma namazdan sonra gene buradayız. Olayları duyuyoruz, Maraş küçük yer. Kirasını isteyen bir kadını Suriyeliler eve almış ve tecavüz etmiş. Bunu yapanları nasıl öldürmemişler hayret.”
Gerginliğin ekonomik sebepleri
Sakarya Mahallesi’nde bir kahveye giriyoruz. Girişteki masada okey oynanıyor. Kahvedekilerin çoğu gece geç saatlerde köşe başlarında oturan ve yüksek sesle konuşarak gürültü yapan Suriyeli gençlerden şikayetçi. Mahallede sık sık bu konuda tartışma yaşandığı ve arbede çıktığını anlatıyorlar. Ama kızgınlıklarının tek nedeni bu değil. Levent Polat’a göre Suriyeliler işsizliğe yol açtı.
“Bütün sanayi onlardan. 15-20 lira yevmiyeye çalışıyorlar. Normali 30-40 liradır bunun. Böyle olunca işverenler Suriyeli çalıştırıyor, daha ucuza geliyor. Sigorta yok, vergi yok. Suriyeli sığınmacılar yüzünden işsizlik arttı. Onlar geldi geleli ev kiraları da yükseldi. Gitmelerini istiyoruz. Devlet onlara çadır kent yapsın. Şehri istila ettiler.”
“Dükkanımı tekbirler getirerek bastılar”
Ahmet Gedan Suriyeli bir girişimci. Pazar günü yapılan gösteri sırasında birçok Suriyeliye ait işyeri gibi onun lokantası da saldırıya uğradı. Gedan Suriyelileri iyi karşıladıklarını duyduğu için gelmiş Maraş’a. Gelinen noktayı Türkiye’nin iç siyasi çekişmelerine bağlıyor.
“Yaşları 15-20 arasında değişen gençlerden oluşan bir grup meydandan buraya ‘Ya Allah, bismillah’ nidaları ile yürümeye başladı. Bizim dükkanın tabelasında Arapça yazılar görünce saldırmışlar. Tabelayı parçaladılar, vitrini kırdılar. Benim işyeri kayıtlı, çalışma iznim var ve bütün belgelerim tamam. Elhamdülillah Müslümanız da. Tekbir getirerek dükkanıma saldırmaları çok garip. Kiraları yükseltiyormuşuz. Mal sahipleri Suriyeli görünce üç kat, dört kat fiyat çekiyor. Türk mal sahipleri yüksek kira istiyor diye Suriyeliler mi suçlu? Kiraları düşürürlerse bizler de çok memnun oluruz. Suriyeliler bir Türk kadını öldürmüş, bir polisi öldürmüş… Bütün bunlar söylenti. Her toplumda kötü insan var. Kötülük yapan birileri varsa bunu bize söylesinler, haklarından geliriz veya polise söylesinler. Bunun yolu böyle olmamalı. Türkiye’deki siyasi çekişmeye kurban gittiğimizi ve manipülasyon olduğunu düşünüyorum.”
“Kurunun yanında yaş da yanıyor”
Suriyeli Semir Hikmet 60 yaşında. ‘Misafir edepli olur’ diyor. Ona göre son olaylarda kurunun yanında yaş da yanıyor.
“Her toplumda kötüler de var, iyiler de. Suriyelilerin arasında Maraşlıları rahatsız eden kendini bilmezler olabilir. Ama ne yazık ki son olayla birlikte itilip kakılmaya başlandık. Türk halkı başından beri bize kucak açtı. Ülkemizdeki kriz uzadıkça herkesin sinirleri bozuluyor. Biz evlerimizden uzağız. Gençlere her zaman edepli olmayı nasihat ediyoruz. Misafir sineye çeker. Bütün Maraşlılar değil ama bazı gençler laf atıyor, sövüyor. Duymazlıktan geliyoruz. Ama bazen iş fiziki tacize, darp etmeye ulaşıyor. Dil de bilmeyince iş çözülmez bir hal alıyor.”
Kendini Abdullah olarak tanıtan bir genç ise kalçasındaki bıçak izlerini gösteriyor. Suriyeli gencin iddiasına göre bir grup Türk saat sorma bahanesi ile ona yanaştı. Suriyeli olduğunu anlayınca da iki kez kalçasından bıçakladılar.
“Saldırganları hiç tanımıyorum. Daha önce de görmemiştim. Tek suçum Suriyeli olmak. Bize yardım edenlerden bin kere Allah razı olsun. Ama iki davranışı birbiriyle bağdaştırmakta güçlük çekiyoruz.”
“Dışarı çıkmaya korkuyoruz”
Üç çocuk annesi Sabah Halit pazar gününden beri evden dışarı çıkmıyor:
“Bu gördüğünüz evin içinde ne varsa hepsini Türk komşularımız hibe etti. Sürekli gelir ilgilenirler; yiyeceğiniz, giyeceğiniz var mı diye. Halep’ten altı ay önce geldik. Onca zamandır dayandık ama sonunda çıkmaya mecbur kaldık. Kahramanmaraş’ta huzurluyduk. Eşim ve kardeşleri sanayide çalışıyor. Evden işe, işten eve. Kimseye bir zararımız yok. Pazar günü çıkan olaylardan sonra çarşıya çıkmaya korkuyorum.”
Ramazan nedeniyle bir vakfın dağıttığı aş-ekmek yardımını almak için sırada bekleyenlerin büyük bir kısmı Suriyeli sığınmacılar. Sıradaki Türklerle Suriyelilerin arası gergin. Türk kadınlardan biri kulağıma eğilip ‘polise haber verdim, birazdan gelirler’ diye fısıldıyor. Biraz sonra gerçekten de bir ekip aracı geliyor. 155’i arayan bir kadın ‘Suriyeliler burada bize saldırıyor, tehdit ediyor’ şeklinde bir ihbarda bulunmuş. Polis bu iddiayı doğrulayan bir durumla karşılaşmadığı için olay yerini terk ediyor. İhbar sahibi kadına işin ayrıntılarını soruyorum.
“Gördünüz mü? Polis gene bir şey yapmadı. Sabahtan beri bizi tehdit ediyorlar.”
Biraz daha konuşunca anlıyorum ki, ihbarı yapan kadın Arapça bilmiyor, Suriyelilerin her dediğine kendince bir anlam yüklemiş. Suriyeli kadınlarsa vakıftan alacakları aşı evlerine götürmek için sırada bekliyorlar, hepsi bu.
Maraşlı STK’lardan sağduyu çağrısı
Kentteki sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin oluşturduğu Kahramanmaraş Platformu’nun dönem sözcüsü Avukat Muhammet Yusuf Bülbül’e göre, pazar günü olay çıkartanlar Maraşlıları temsil etmiyor.
“Pazar günü kentimizde hiç tasvip etmediğimiz olaylar gerçekleşti. Bu olayların gerçek Kahramanmaraşlılar ile bir ilgisi yoktur. Diğer kentlerdeki olaylarla eşzamanlı olmasını da göz önünde tutarsak bunun bir tahrik girişimi olduğunu düşünüyoruz. Olaylara karışanların genç insanlardan oluştuğunu görüyoruz. Maraş’ta daha önce de bu tür kirli ve karanlık oyunlar oynandı. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Suriyeli kardeşlerimize yardım etmeye devam edeceğiz. Ama birtakım olumsuz davranışlarda bulunan Suriyeliler hakkında gerekli takibatın yapılmasını ve sınır dışı edilmesini istiyoruz. 15 bini çadırkentte olmak üzere toplam 60 bin Suriyeli kentimizde yaşıyor. Üç yıldır hiçbir olumsuz olay yaşanmadık. Herkesi sağduyulu olmaya çağırıyoruz.”