Aksiyon Dergisi, bu haftaki kapak dosyasında 1930’larda kese kağıdı yapılmış tonlarca Kur’an-ı Kerim sayfasının bir örneğini yayınlıyor. Kese kağıdı olarak muhafaza edilmiş sayfada anne babaya itaati öğütleyen İsra suresinin 23. Ayetinden bir bölüm gözüküyor.
SAHAF BAYER’İN ARŞİVİNDEN ÇIKTI
Habere göre, yasaklı bir dönemin belgesi niteliğindeki sayfa Sahaf Lütfü Bayer’in arşivinden çıktı. Bayer’in eline birkaç yıl önce geçen evraktan takip edildiği kadarıyla da ‘kese kâğıdı’nın hikâyesi; 1937’de, İstanbul sur içinde başlıyor. Kur’an-ı Kerim Şehzade Abdülhamid’in hocalarından Osman Zeki Bey’in kurduğu Osmanbey Matbaası’nda basılmış. Tam baskı tarihi belli değil; ancak Harf Devrimi’nden kısa süre önce olduğu tahmin ediliyor. 1 Kasım 1928’de kabul edilen devrim kanununa göre, ‘eski harflerle’ kitap basmak ve satmak, daha önce basılmış eserleri piyasaya sürmek yasaktı. Aynı dayatma, Kur’an-ı Kerim için de geçerliydi.
MÜFTÜLÜĞE ŞİKAYET
‘Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’un hükümsüz kıldığı kitaplar, uzun yıllar depolarda bekletildi. Tahminlere göre, Osmanbey Matbaası’nın sahibi Darüşşafaka Cemiyeti, 1937’de bu evrakın bir kısmını elden çıkarma kararı aldı. Kur’an’a reva görülen muameleye şahit olan halk ise durumu İstanbul Müftülüğü’ne şikâyet etti. Bunun üzerine 17 Aralık 1937’de İstanbul Müftüsü Fehmi Ülgener, Türk Okutma Kurumu’na başvurdu ve şu değerlendirmeyi yaptı: “Darüşşafaka’ya vakfedilmiş olan Osmanbey matbaasının öteden beri dini eserleri yapan ve basan bir matbaa olduğu cihetle Müslümanlar arasında bir mevkii hürmette görülen mezkûr matbaanın bu kere ambarlarında mevcut tonlarca Kuran-ı Kerim sahifelerini kise kâğıdı yapılmak üzere ufak bir bedel mukabilinde piyasaya satmış olması, birçok vatandaşlar tarafından esefle görülüp ve karşılanan bu kise kâğıtlarından bir numunesi ilişik olarak takdim kılınmıştır.”
KESE KAĞITÇI MİHRAN’DAN ÇIKIYOR
Bahsi geçen numune, İstanbul esnafından Azakzâde Tevfik’in kese kâğıtçı Mihran’dan aldığı kâğıtlardan. Azınlık mensubu olduğu kaydedilen Mihran, Kur’an sayfalarını ambalaj yapıp Beyazıt’ta piyasaya sürüyor. Bölge esnafından Tevfik Efendi de Mihran’ın müşterileri arasında. Muhtemelen parası ancak o kadarına yeten Azakzâde, kâğıtlardan 15 çuval alıyor. Bir tanesini, şikayet dilekçesiyle birlikte resmî makamlara teslim ediyor. Gerisine ne yaptığı ise meçhul.