Greenpeace’in, Viyana Üniversitesi’ne gönderdiği Macaristan’daki kızıl çamurdan örneklerin araştırma sonuçları geldi. Sonuçlar, kızıl çamurda çok yüksek risk içeren 2 mikrondan daha küçük parçacıkların bulunduğunu gösteriyor.
Analize göre, çamurun yüzde 70’i, iki mikrondan küçük tehlikeli tanecikler içeriyor. Eğer bu zerrecikler yutulursa, insan sağlığı için büyük tehlike arz ediyor. Parçacıklar ne kadar küçük olursa, solunum sisteminde o kadar çok etkili olabilir.
Toksik maddeler içeren çamurun içerisinde arsenik gibi başka bir tehlike daha bulunuyor. Kızıl çamur kuruduğu zaman, arsenik, toz şeklinde havaya karışacak ve bu zehirli madde solunum yoluyla insan vücuduna ulaşacak.
Greenpeace, mevcut risklerin ve uzun dönemde sonuçların belirlenmesi için bağımsız bir araştırma için çağrıda bulunuyor. Aynı zamanda, Greenpeace Macaristan hükümetinden, güvenli olduğuna dair uluslararası ve bağımsız bir komisyonun kararına kadar Ajka’daki aluminyum fabrikasının kapalı kalmasını istiyor.
Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı’nın bu konudaki yorumu:
"Tuna Nehri’ni Koruma Komisyonu’nun kendi verdiği bilgilerde uzun vadede insan sağlığı ve çevreye etkilerinin olacağı bildirildi. Tuna aracılığıyla Karadeniz’e ne zaman ulaşacağını tam olarak bilemiyoruz. Ayrıca nehir boyunca ne yoğunlukta ilerlediğine dair yeterli bilgi ulaşmamış durumda. Ancak Karadeniz’e ulaşması engellenemezse, her ne kadar sızıntı olduğu alan kadar kontaminasyon yaşanmasa da, özellikle ulaştığı noktada yoğun şekilde etkili olacaktır."
"Viyana Üniversite’inden gelen araştırma sonucuna göre arsenik oranı çok yüksek. Özellikle arsenik seviyesi, içme sularında kabul edilebilir seviyenin 25 katı. Bu tür ağır metallerin seyrelme gibi bir durumu yok. Tabii etkisi sızıntının ilk yaşandığı bölge kadar ağır olmayacaktır. Felaket senaryoları yazmak yerine, periyodik olarak, Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler analizler yapmalı ve bilgileri uluslararası düzeyde paylaşmalıdır."
Greenpeace’den yapılan açıklamada Karadeniz’e söz konusu atığın ulaşmasını engelleyecek herhangi bir ciddi girişim bulunmadığına dikkat çekiliyor. Açıklamada şunlar söyleniyor: "Bu konuda Türk hükümeti ilgili ülkeler ile derhal işbirliğine girip bu yönde çalışmaları hızlandırmalarını sağlamalı. Karadeniz’e ulaşması durumunda alınması gereken tedbirleri belirleyebilmek için de, hem Tuna boyunca hem de Karadeniz’e döküldüğü noktalardan bilimsel analizler yapılarak durum tespiti yapılması şart. Ardından söz konusu tehlikeli maddelerin, özellikle de ağır metallerin düzeyi tespit edilip kamuoyu ile paylaşılmalı, etkileri konusunda gerçek bilgiler verilmelidir. Eğer bölgede balıkçılığı tehdit edecek bir durum söz konusu ise yani balık türlerinde ağır metal gibi toksik maddeler tespit edilirse kısa ve uzun vadeli plan yapılarak, balıkçılık durdurulursa hükümet balıkçıların zararını tazmin etmelidir."