İstihbaratın nerede aksadığı araştırılmalı

Engin Dinç- Zuhal Erkek/on5yirmi5.com

Akşam saatlerinde alınan görüntüler sonrası havalanan savaş uçakları saat 21.37-22.24 arasında konvoyu ateş altına aldı. Olayda 35 kişini hayatını kaybetmişti.  Bir çok soru işareti taşıyan bu operasyonun gizli kalan yönlerini Gazeteci Yazar Nevzat Çiçek ve Zihni Çakır’a sorduk.

İSTİHBARAT ZAFİYETİ AÇIKÇA ORTADA

Uludere kışlasına yapılan bu operasyonda istihbarat zafiyeti var deniliyor. Burada bir kasıt olduğunu düşünüyor musunuz?
İstihbarat zafiyeti olduğu çok net ortada. İstihbarat zafiyeti üzerinden uygulanan bir politika var. İkisini birbirinden ayırmak gerekiyor. Katıldığım bütün televizyon programlarında bu bilerek yapılmış bir olaydır dedim. Bu tip olaylarda siz istihbaratlarda PKK’lı ve köylüyü ayırt etme gücüne sahipsiniz. Oradaki görgü tanıklarının, yaralı olarak kurtulan vatandaşların ifadelerine bakıldığında bu insanlar birbirlerini çok net tanıyorlar. Burada Mazlumder’in verdiği rakamlara göre 38 tane insandan bahsediyoruz. Bu 38 insanın her birinin iki katırı olsa orada 100’ün üzerinde canlıdan bahsediyoruz. İstihbarata göre, PKK’nın üst düzey yetkilisi Bahoz Erdal’ın 30 kişilik bir grupla buraya sızdığı belirtiliyor. Olayın bombalandığı yere bakıyorsun tam köyün karşı yamacında, 1 km ötesinde bir yer. Burası hassas bir bölge, kamp alanına ne kadar uzak olsa da sonuç itibariyle bölgede herkes birbirini çok iyi tanıdığı bir yer. Bir köyden aynı soyadını taşıyan 20’ye yakın insan ölüyor. Aynı köyden birbirine akraba 30- 35 kişi çıkıyorsa ve siz o kişileri, bu hareketliliği takip edemiyorsanız, istihbarat alamıyorsanız siz orada bitmişsinizdir. Merkezle yerel ile istihbarat anlamında bir problem yaratıldı. Merkezdekiler kendi kararlarını verdiler. Bu karar üzerine bombalama yapıldı. Bence bundan sonra oluşacak adımlara bakılmalı. Bundan sonrasını dizayn edebilmek için yapılan bir hareket. Oradaki insanların köylü olduğunu oraya bomba atanlar bilmiyordu ama o istihbarat analizini yapanlar çok iyi biliyordu.

İSTİHBARATI MİT VE AMERİKA VERDİ
MİT mensubunun ısrarla yanlış bilgi verildiği iddia ediliyor. PKK içindeki MİT mensubunun ısrarla operasyon istediği iddia ediliyor…
Bu iddia ilk olay olduğundan itibaren ortaya atılıyor.  Fakat ben bu bilginin çok sağlıklı olduğunu zannetmiyorum. Farz edelim MİT içerisinde bu yanlış bilgi verildi. Siz Heron görüntünüz var elinizde. Siz yerelde ciddi anlamda bir istihbarat yapmamışsınız, sıkıntı burası. Kaldı ki olayın olduğu saatlerden sonra Haber Türk genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Haber Türk’e bağlandı ve şunu söyledi: “Benim devlet içinden aldığım bilgilere göre bu istihbaratı MİT veya Amerika vermiştir” dedi. MİT’i sorgulayanlara Yiğit Bulut’un o iddiasını da hatırlatmak lazım. Sonuç itibariyle PKK içerisindeki MİT ajanının ifadesini söyleyenler de bir iddiada bulunuyor. Yiğit Bulut da bir iddiada bulunuyor. Sağlıklı bir soruşturma yürütülürse bunun sonucu alınır ama bence filler tepişiyor olan Uludere’deki 38 insana oluyor.

HERONLARDAKİ BİLGİYE GÖRE SALDIRI YAPMAK SAĞLIKLI DEĞİL
ABD’nin insansız uçakları da Pakistan ve Afganistan’da birçok sivilin ölmesine sebep oluyordu. Heronlar bu anlamda sorgulanmalı mı?
Heronlar sizin uzaktan aldığınız görüntüyü veriyor. Siz görüntüyü alıyorsunuz; buradaki insanın elindeki silahın olup olmadığını anlayabilirsiniz ama bunun için yüksek bir teknoloji gerekiyor. Kaldı ki Türkiye’ye Heronları bize verenlere baktığınızda, bu teknolojinin bizde olup olmadığını bilmiyoruz. Biz Heronları dışarıdan aldık. İstihbarat neticesinde Heronları kullanmaya başladık. Olayın oluş saati Genelkurmay’a göre 18:37, dolayısıyla bir karanlıktan da söz edebiliyoruz. PKK içerisindeki MİT ajanı haber sızdırmış olabilir. Ama siz bu görüntüyü aldınız. Yakınlardaki yerellerdeki, karakollardaki, tugaylardaki raporlara göre bu insanlar PKK’lımıdır, kaçakçı mıdır? Bu konuda biz aydınlatan kimse yok. Bunları bir araya getirdikten sonra ancak Heron meselesini tartışabiliriz. Heronlardan alınan bilgiye göre sizin saldırı yapmanız sağlıklı bir sonuç değil. Görüntüyü alırsınız görüntüyü almaktaki amaç oradaki hareketliliği izlemenizdir. Eğer karakollara yakın bir yerde ise bu noktada karakolların güvenliğini sağlanmalıdır. Olayın yapıldığı yere en yakın karakolun neresi olduğunu birisi bize açıklamalı. Bu insanlar buraya geldi. Peki bu Bahoz Erdal grubu nereye gidecekti?  En yakın karakol neresiydi? Nereden bakarsanız bakın tutarsız.

BU SALDIRININ YAPILMASI TESADÜF DEĞİL
Güvenlik güçleri son zamanlardaki operasyonlarla PKK’ya çok büyük bir darbe vuruldu. Uludere’deki olayın sarsıntısı bu operasyonların durmasına yol açar mı? 
Sarsıntı değil de, komple teorisi olmasın ama biraz üst perdeden bakma adına söylüyorum. Bu istihbaratın niye yanlış verildiğine bakmak gerekiyor. Fakat bir de yakın zamanda Türkiye’yi kimin ziyaret edeceğine bakmak gerekiyor. Türkiye’ye kim gelecek? Bize bu Heronları verenlerin ne yaptığına bakmak lazım. İş çok büyük.

DEMOKRATİK AÇILIMA HIZ VERİLMELİ
Bu olay Kürt açılımına darbe vuracak. Malum Bülent Arınç, “Kürt vatandaşlarımızın tüm haklarını vereceğiz” dedi ama bu olay Kürt halkının vicdanında derin izler bırakacak gibi duruyor. Bu durum açılım politikalarını nasıl etkiler?
Bunu yapanlar bölgede halk hareketini sağlama adına çok iyi bir koz verdiler. 38 tane insanın cesedini getireceksiniz oraya koyacaksınız. Ondan sonra bölge halkına diyeceksiniz sessiz ol. Bu olmaz. Bunu bölge insanı da biliyor. Bunun üzerinde yaratılacak psikolojik baskıyla konuşmayı engellersiniz. Konuşmayı engellerseniz bu zincirleme olarak siyasete de yansır. Bu olayların ardından hükümet bir adım geri atmamalı, bilakis demokratik açılım veya adını ne koyuyorsa bunu hızlandırmalı. Yürüyorsa koşmalı. Açılımla ilgili konular periyodik olarak takvime bağlamalı. Ben 1 yıl içinde şunu yapacağım, 2 yıl içerisinde şunu yapacağım demeli. Somut olarak bunu artık ortaya koymalı. Somut olmadıktan sonra Bülent Arınç başka bir şey söyler. Bir olay olur, Bülent Arınç’ın söylediklerini çöpe attırır. Bu Türkiye’de 30 yıldır olan vaka. Dağlıca, Hantepe olaylarını görmedik mi? Çok net bir şekilde gördük. Birileri yanlış istihbarat vererek bunu engellemeye çalışıyorsa, buna teslim olmamız gerekiyor. Bütün özgürlüklerin önünü açmalı, demokratik açılım dediğiniz anayasal düzenlemedir. Bu sürecin bir perdesi uluslararası siyasettir, ikincisi anayasal sürecidir.

İSTİHBARAT DERİNLEMESİNE İNCELENMELİ
Hükümet bu konuda hata yapan sorumluları bulmak adına nasıl adımlar atmalı?
Siz Türkiye’de istihbaratı nasıl alıyorsunuz? Çok basit istihbarat yöntemleri vardır. Bir telsizleri dinleyerek istihbarat toplarsınız. İki yereldeki PKK içine sızdırdığınız adamlarla istihbarat topluyorsunuz. Üç oradaki karakollarla topluyorsunuz. Dört uydu sistemleri ile topluyorsunuz. Cezalandırmadan önce bu zincirin neresinin aksadığını bulmalısınız. Bu yeni bir şey değil. Suçluyu bulup cezalandırdıktan sonra bu olmayacak diye bir şey yok. Bir daha olmaması adına o zincir haritasının çok iyi onarılması lazım. Aksayan yönün bulunması lazım. Kim nereden yanlış istihbarat veriyor. Bunun çözülmesi lazım. Orada suçlu ortaya çıkar çok net şekilde. Gözünün yaşına bakmadan en üst düzey yöneticisine kadar sorumlular cezalandırılmalıdır. Mesele sadece iki kurban verip cezalandırmak değil. Bundan sonra olmayacağının garantisi yok. Mardin’de, Hatay’da, Urfa’da, Antep’de sınırlarda kaçakçılık yapıldığı bölgenin bir gerçeği. Bölgede çok insan bunlarla besleniyor. Bunların kullandığı yol ile PKK’nın kullandığı yol hemen hemen aynı. Bunu asker de, istihbarat da, PKK da biliyor. Biz bu anlamda olayların olmaması adına istihbarat adına ne yapabiliriz?  İstihbarat anlamında bir zafiyetimiz varsa, bir ajan koskoca devleti kandırabiliyorsa, devletin orada düşünmesi lazım.

ACİLEN BÜTÜN PARTİLER İLE BİRLİKET KOMİSYON KURULMALI
Bu olayın siyasete yansımasını nasıl görüyorsunuz? Özellikle CHP ve BDP’nin iktidara yönelik sert eleştirileri vardı.
CHP ve BDP’nin söyleyeceği ilk şey “Bilirkişilerin olduğu bir komite kuralım.  Bu olayı hep beraber araştıralım.” olmalıdır. Hükümet sorumluluk anlamında birinci derecede suçlu. Hükümette kendi içerinde bir araştırma yapar, bilerek yanıltma varsa gereken yapmalı. Bunun önünü alınmalı, çünkü bölge serseri mayın gibi. Bunun için meclis hemen devreye girebilir. Bir araştırma komisyonu kurulabilir. Periyodik olarak, bir iki aylık sürelerle kamuoyunu bilgilendirir. Çünkü Genelkurmayın yaptığı açıklama üzerinden doğuda ve batıda insanların vicdanları tatmin olmuş değil. Herkes olayın ilk başından beri “bu işte bir iş var” dedi. Bir devlet ölenlerin evini ziyaret ettiğinde “Ya istihbaratta bir sıkıntı vardı. Bizi kandırdı. Biz yanlışlıkla senin babanı öldürdük mü?” diyecek…

SİVİL ÖLÜMLERİNDE PKK’NINDA PARMAĞI VAR
Uludere’deki olay son dönemlerdeki başarılı operasyonların önünü kesmek ve hükümeti zor duruma düşürmek için mi yapıldı?

Sorunuz şayet operasyonları gölgelemek için kaçakçılara yönelik kasıtlı bir askeri saldırı var öncülünden hareket ediyorsa rahatlıkla söyleyebilirim ki, burada TSK içinde böyle bir kasıt yok. TSK, PKK grubu olduğu bilgisiyle bu insanları vuruyor. Ayrıca belirtelim ki bölgedeki kaçakçılık ağı PKK’ya lojistik destek sağlayan bir ağdır. Ayrıca vurulan köylüler üzerinde kurşun izlerinin olması PKK’lıların bu köylüleri özellikle geriye doğru yönlendirdiğini gösteriyor. Çünkü örgüt son süreçte çok büyük darbe aldı. Bu operasyonları engellemenin en iyi yolu da özellikle dünya kamuoyunda TSK’nın sivilleri vurduğu propagandasının yapılmasıdır. Bazı medya organlarının da bu yönde yayın yaptığını görüyorum buna engel olmak gerek.

DEVLET ASKERİ MÜCADELEDEN VAZGEÇMEMELİ
Olayın önümüzdeki süreçte Kürt Açılımına olumlu ve olumsuz etkileri ne olacaktır?
Kürt açılımıyla terörle mücadele ayrı şeyler. Hükümet özellikle çok reel biçimde PKK’ya karşı mücadelede Özel Harekât, Mit ve Genelkurmayla çok iyi bir işbirliği geliştirdi. Hükümet eğer bu duygusal havaya kapılıp bu askeri mücadeleden vazgeçerse açılım da olumsuz etkilenir. Örneğin Bakan Çelik’in açıklaması bu açıdan talihsiz olmuştur. Hükümet tavizsiz biçimde askeri operasyonlara devam etmelidir.

on5yirmi5.com