Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) geçtiğimiz hafta açıkladığı İnşaat Sektörü Analizi ile başlayan konutta arz fazlası olup olmadığı tartışmasına Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği de (GYODER) katıldı. GYODER Yönetim Kurulu Başkanı ve Yeşil GYO Genel Müdürü Işık Gökkaya, Türkiye’de ciddi bir konut talebi olduğunu, böyle bir durumda arz fazlasının mümkün olmayacağını söyledi. Türkiye’de yıllık konut ihtiyacının 600-650 bin olduğuna dikkat çeken Gökkaya "Türkiye genelinde 18 milyon konut stoku var. Depreme dayanıklı hale gelmeleri için bunların yüzde 50’sinin değişmesi gerekiyor. Ayrıca göç de konut ihtiyacını artırıyor. Böyle bir ortamda arz fazlası olamaz" dedi.
CİDDİ BİR REKABET VAR
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı ve KONUTDER’in kurucu üyesi olan Gökkaya, “Demek ki Türkiye’de arz fazlası gibi bir şey söz konusu değil. Sadece demirde yüzde 50 fiyat artışı var, kâr marjları düştü ve ciddi bir rekabet var. Önce planlamanızı yapıyorsunuz sonra müşteri profilini oluşturuyorsunuz, sonra projenize başlıyorsunuz. Sektörde ciddi bir büyüme var. Arz fazlası gibi bir durum söz konusu değil” dedi. Kredi faizlerinin artmasına rağmen konut kredi stokunda artış olduğunu söyleyen GYODER Başkanı Gökkaya sözlerine şöyle devam etti: “Cari açık problemimiz var. Kredi artışı cari açığı tetikliyor. 2011’de konut kredi stokunun yüzde 35 büyüyeceğini düşünüyorduk ve ciddi anlamda artış devam ediyor. Bu büyümenin sağlıklı olması içinse ikinci piyasaların kurulması gerekiyor. 70 milyarlık birikmiş konut stokunu oluşturan kontratların ikinci piyasada menkulleştirip tekrar birinci piyasalara aktarılması gerekiyor.”
DEPREMDE İSTANBUL’UN YÜZDE 55’İ TEHLİKEDE
Olası bir depreme karşı İstanbul’un yüzde 55’inin yenilenmesi gerektiği sonucunun ortaya çıktığını belirten Işık Gökkaya, depremden sonra yapılan konutların hepsinin Deprem Yönetmeliği’ne uyduğunu, öncesinde yapılan binaların denetlenmesi gerektiğini vurguladı. Olası bir depremde yıkımları engellemek için yenilenmesi gereken binalar için öncelikli olarak Medeni Kanun’da değişiklik yapılması gerektiğini de söyleyen Gökkaya, “Bir binayı yıkmak için herkesin onayı gerekiyor. 1 kişi onay vermezse bina yıkılamıyor. Oybirliği değil, oyçokluğu olması lazım. Kanun değişikliğiyle beraber imar artışı gerekiyor. İmar transferleri, imar haklarının menkulleştirilmesi diye değişik enstrümanların oluşturulması gerekiyor.
HAZİNE ARAZİLERİ ÖZEL SEKTÖRE VERİLSİN
Türk ekonomisinin değişik modellerin kurulması ile büyüyebileceğini ifade eden Gökkaya, devletin hazine arazilerini imarlı şekilde özel sektöre vermesi halinde konut fiyatlarının düşebileceğini öngördü. Gökkaya "Hazine arazilerini özel sektöre verdikten sonra, özel sektör bu arazide proje geliştirebilir. Arsa maliyetleri yüzde 35 gibi oranlarda, bu arsa payını daha sonra devlet satın alandan alsa, ödenecek rakam düşer" diye konuştu.
KONUTUN SİGORTASI KREDİ
Sektörde inşaatına başlanan projelerin bitirilmeme tehlikesi olup olmadığını sorduğumuz Gökkaya, “Ev alırken, projede konut kredisi kullanılıyorsa o proje bitemez diye bir şey yok. Krediler bu yüzden çok önemli ve tüketici için ikinci bir sigorta. Bir tane bile bitirilemeyen proje olursa sektör ciddi zarar görür” dedi.