Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Hürriyet gazetesi hangi Yahudi ailenin aktardığı parayla kuruldu?
Kurucu Sedat Simavi borcunu ilanla mı ödedi? Koç Grubu’nun Yahudilerle bağlantısı ne? Arçelik’te Yahudi ortak var mı? Burla Biraderler’i tanımak ister misiniz?
Koç ile Hürriyet’in kaderini belirleyen ailenin kızı: Monik
Burla adı, her ne kadar yabancı olduğumuz bir isimmiş gibi görünse de, aslında yaşamımızın tam da ortasındalar. Dinlediğimiz radyodan buzdolabına, otomobilden okuduğumuz gazeteye kadar herşeyin altında onların imzası var.
İşte bir ailenin bilinmeyen öyküsü
Monik Benerdate geçtiğimiz hafta hayata veda etti. Sosyete magazinini yakın takip edenlerin iyi bildiği bir isimdi. İstanbul’un hemen her önemli davetinde boy gösteren Monik Hanım, Burla Ailesi’nin kızıydı. Benerdate soyadı evlendikten sonra aldığı eşinin soyadıydı. (İlginç olan, Monik Hanım iki evlilik yapmıştı. İlk eşi Benerdate Ailesi’ndendi. İkinci eşi ise Ceri Benerdate’ydi. İkinci eşi ilk eşinin kuzeniydi.) Ama Monik hanımın asıl zenginliği kendi ailesi Burla’lardan geliyordu.
Peki Burla’lar kimdi?
Türkiye’nin sanayisinden medyasına kadar geniş bir yelpazede adlarından söz ettiren Burla Ailesi’nin tarihine bir uzanalım.
ÖNCE LİVORNO, SONRA SELANİK
Burla’lar İspanya’dan göç eden Musevi bir aileydi. Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan binlerce seferad aile gibi onların da ilk durakları İtalya’nın Livorno kenti olmuş, ardından Selanik’e göç etmişlerdi. Selanik’te yerleştikleri yer ise bize tanıdık bir mahalleydi. Atatürk’ün de evinin bulunduğu Koca Kasım Paşa Mahallesi.
Eli ve Daniel Burla kardeşler Selanik’te ticaretle uğraştılar. İstanbul’a göç ettiklerinde de yanlarında hem yüklü miktarda para hem de önemli bir ticari gelenek getirmişlerdi. İlk şirketlerini Galata’da açtılar. Yıl 1911.
İthalat işleriyle uğraşıyorlardı. İthalat konusunda hemen hemen tekel gibiydiler. Ottaş’ı 1928 yılında kurdular. Ottaş Otomotiv ve Taşınmaz Mallar Sanayii. Bu aynı zamanda ülkemizin de ilk otomotiv şirketi oldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bindiği otomobillerin neredeyse tamamını (18 tane) Burla Biraderler ithal etmişti. Zaten Atatürk’le Selanik günlerinden tanışıyorlardı.
Burla Biraderler deyip duruyoruz ama bu biraderler kimdi?
Şirkette aktif olan iki kardeşti. Eli ve Daniel Burla! Şirket işlerine pek girmeyen bir başka kardeşleri daha vardı. Maya!
(Maya Hanım Türkiye’deki şirkete pek karışmamıştı ama öyle bir aileye gelin gitti ki..! Burla Biraderlerin servetini birkaç kez katlayacak bu aile Grunberglerdi. Yani dünyaca ünlü Grundig markasına sahip olan aile)
Daniel Burla’nın iki erkek çocuğu oldu. Fred Burla ve Lori Burla…!
Fred Burla’nın tek kızı oldu. Monika! O da Türkiyeli bir Musevi olan Benerdate’lere gelin gitti. Türkiye’de kaldı, cemiyet hayatının sevilen bir ismi oldu.
Lori Burla’nın çocukları ise yurtdışında kalmayı tercih ettiler.
Eli Burla’nın ise iki kızı oldu. Sara (Bernsten) ve Nadya (Sonman)
VEHBİ KOÇ’LA KESİŞEN YOL
Burla Biraderler makine üretiminden tekstile ev eşyası ithalinden çelik saç ve döküm atölyesine kadar onlarca alanda faaliyet gösterdiler. Ama asıl büyük sansasyonel ithalatları radyo oldu. PYE marka etiketli radyoları hatırlayanlar olacaktır.
Radyo ithalatı bir anda cirolarını fırlattı.
En az radyo kadar ilgi gören bir başka ithal ürünleri ise buzdolabı oldu. Frigidaire marka buzdolaplarını Türkiye’ye getirdiler. Tel dolaplarda yiyecek içecek saklayan Türk insanı için vazgeçilmez bir ev eşyası olmuştu.
Peki Koçlarla daha doğrusu Vehbi Koç’la yolları nerede kesişti.
Vehbi Bey’in anılarına bakalım.
‘…Ampul fabrikasından sonra, ikinci endüstri şirketimiz Arçelik’tir. Bu şirketimizin kurulma hazırlığı 1953’te başlamakla birlikte, böyle bir üretime girme düşüncesi bende 1935 yıllarında gelişmişti. O yıllarda Ankara gittikçe büyüyor, benim işlerim de gelişiyordu. Bir yandan da İstanbul’dan sac dosya dolaplarını 1929’dan beri Erel firması olarak Lütfü Doruk ve ortakları yapıyordu.
Lütfü Bey mali bakımdan sıkışık durumdaydı, işlerini geliştiremiyordu. Kendisine ortaklık teklif ettim. ‘Sen beni yutarsın’ diye kabul etmedi, bu isteğimden vazgeçtim.
Lütfü Bey bir süre sonra, işi ortağına bırakıp Muğla’nın Köyceğiz’inde dalyan işletmeye başladı. Bu iş de birkaç yıl sürdükten sonra devam etmeme kararını aldı, İstanbul’a döndü. Erel şirketi Lütfü Bey’in Edip Bey adında bir arkadaşı tarafından yönetiliyordu.
Lütfü Bey’le dostluğumu devam ettirdim, zaman zaman o Ankara’ya gelir, ben İstanbul’a giderdim.1953 yılında, bir gün aklıma gene bu mobilya işini yapmak için bir teklifte bulunmak geldi. Lütfü Bey de sıkışmış ve bunalmıştı, teklifimi kabul etti.
İstanbul’da Burlalar da demir mobilya alıp satıyorlardı. Onların da imalata geçmek istediklerini duymuştum. Lütfü Bey’le bir fabrika kurmaya karar verdikten sonra, fabrikanın üretimini artırmak, maliyetleri düşürmek ve bir an önce kara geçmek için Burlalarla ortak olmaya karar verdik. Bu ortaklık 1954 yılında kuruldu. Gene aynı düşünceyle Devlet Malzeme Ofisi’yle 1956’da ortak olduk.
Bir yandan bu demir mobilya işini sürdürürken buzdolabı yapmayı düşünmeye başladık. Memlekette yaşama seviyesi yükseliyor, piyasada buzdolabı ihtiyacı hızla artıyordu.
Buzdolabı tamamıyla sac imalatıydı. Makinelerimiz de vardı. Ortaklar, aramızda konuştuk, başlamaya karar verdik. Avrupa ve Amerika’nın büyük firmalarına başvurduk. Türkiye’de tüketim çok küçük olduğu için hiç biri yanaşmadı. En sonunda İsrail’de ‘Amcor’ firması ile bir anlaşma yaparak buzdolabı yapımına ve onlardan kompresör almaya başladık. Başlangıçta hem buzdolabı hem demir mobilya yaptık. Buzdolabı işi geliştikçe Arçelik, ilk gayesi olan demir mobilya işini bıraktı, yavaş yavaş elektrikli ev aletleri endüstrisine geçti.
Hayat Hikayem / Vehbi Koç 1973 3. Baskı
VEHBİ BEY’İN TİCARİ ZEKASI
Vehbi Bey’in yukarıdaki birkaç satırla geçiştirdiği olaylar aslında büyük bir şirket operasyonuydu. Açmak gerekirse…
Önce zor durumdaki saç dolap üreticisi Lütfü Doruk’la ortak oluyor. Lütfü Bey başına geleceği seziyor ve ‘Beni yutarsın’ diyor ama çıkar yol bulamadığı için kabul ediyor. Vehbi Bey sac dolap piyasasına hakim oluyor ardından kurduğu şirkete Devlet Malzeme Ofisi’ni de ortak ediyor. Bütün devlet dairelerinin sac dolap ihtiyacı olduğunu düşündüğünüzde kazancı siz hesaplayın. Ama Vehbi Bey’in ticari zekası bununla da sınırlı kalmıyor. Burla Biraderleri de bir şekilde ikna edip buzdolabı imalatı amacıyla Arçelik’i kuruyor. Ve yıllar önce Lütfü Bey’in söylediği gibi Vehbi Bey zaman içinde Burlaları da yutuyor. Arçelik’te Burlaların ve vefat eden Monik Hanım’ın çok küçük hisseleri kaldı.
Yani günün birinde KOÇ Grubu size ortaklık teklif ederse hemen sevinmeyin..!
Şaka bir yana Burla Ailesi Koç ailesiyle hep birbirlerini sevdiler, saygı duydular. Hatta o kadar ki Lori Burla, bir röportajda örnek alacağınız şirket hangisidir sorusuna hiç düşünmeden ‘Koç’lar’ cevabını vermişti. Lori Burla başta olmak üzere bütün aile Vehbi Bey’e ve Koç Ailesi’ne hep hayranlık beslediler.
Ama şunu kabul etmek gerekir ki Vehbi Bey, hep Burlaların izinden gitti. Onların hakim olduğu alanlara sızdı. Önce ortak oldu ardından tek söz sahibi… (Vehbi Bey’in Yahudilerle olan işbirliği ayrı bir inceleme konusudur. Ama şunu da eklememe izin verin lütfen. Şevket Kazan bana Tayyip Erdoğan’ın Vehbi Bey’in hayatını anlatan İmparator kitabını okuduktan ve Yahudi bağlantısını gördükten sonra çok değiştiğini ve önünün açıldığını söylemişti. Meraklısı için Erol Toy – İmparator)
Otomotiv sektörü de Burlaların hakim olduğu bir alandı. Vehbi Bey ise Koç Otomotiv A.Ş. ile Ankara’da faaliyet gösteren nispeten küçük bir şirketti. Önce Burlaların Ankara temsilcisi Jan Nahum’u yanına transfer etti. Ardından yine ortaklık, Ford’un ithalatı ve Tofaş’ın kuruluşu…
Hürriyet nasıl kuruldu?
Burla Biraderler yaygın reklam mecralarının olmadığı zamanlarda çok sayıda gazete ilanı veriyorlardı. Yeni bir gazete kurmak için para arayan Sedat Simavi’ye de böyle destek oldular. Ayrıca gazetenin ham maddesi olan kağıdın ithalatını da yine Burla Biraderler yapıyordu. Sedat Simavi’ye yüklü miktarda borç verdiler. Hürriyet Gazetesi Burlaların verdiği parayla kuruldu. Sedat Simavi borcunu ilanla ödeyecekti. (Sabah’ın TMSF’den Çalık’a reklam karşılığı sayılabilecek koşullarla satılması garibinize gitmesin. Eskiden bunun örnekleri var.) Öyle de oldu. Ama Simavi’nin Bab-ı Ali de ki rakipleri Sedat Bey’in yeni bir gazete çıkartmasını istemedikleri için bilindik çamura başvurdular. Hürriyet Yahudi gazetesiydi, Yahudi sermayesiyle kurulmuştu. Hem İsrail’in kuruluşu ile Hürriyet’in ilk yayına başlaması neredeyse aynı günlerdeydi. (Simavi’nin Hürriyet serüveni için, İrem Barutçu’nun Bab-ı Ali Tanrıları – Simavi Ailesi kitabına bakabilirsiniz.)
Evet, Burlaların hikayesi böyle…Hayata veda eden İstanbul cemiyet hayatının renkli ismi Monik Hanım’ın eğlence dünyasında yaşadıklarını magazinci arkadaşlara bırakmadan önce bir not ve bir de soru ekleyelim…
Yazının devamını okumak için tıklayınız…