Gazze‘de yaşanan insanlık dramı karşısında sessiz kalamayan, halkın içinde bulunduğu zor şartları bir nebze hafifletmek için her türlü çabayı ortaya koyan Türk insanı, tarih boyunca daima mazlumun yanında oldu.
Ağır ambargo şartları altında açlığa ve sefalete terk edilen Gazze halkına götürülmek üzere yola çıkan yardım gemilerinin İsrail askerlerinin saldırısına uğraması ve 9 Türk’ün hayatını kaybetmesi, dünyanın ilgisini yeniden bölgeye çevirdi.
Türkler tarih boyunca zulme uğrayanların sığınacakları ilk kapı olarak görüldü ve sığınanlara da her zaman kucak açıldı.
Dini inançları nedeniyle katliamdan kaçan Yahudilere kucak açan Osmanlı, Bolşevik İhtilali sonrası Rusya’dan kaçan 200 bine yakın Beyaz Rus‘a da ev sahipliği yaptı.
Osmanlı’ya sığınan 5 bin mazlum Macar ve Polonyalı için Sultan Abdülmecid, savaşı dahi göze aldı.
Osmanlı devletine sığınarak hayatı kurtulan Macar Kossuth: ”Bugünkü hayatım ve hürriyetime sahipliğim, Avusturya ile Rusya’nın tehditlerine, baskılarına rağmen beni ve arkadaşlarımı muhafaza eden Türkler sayesindedir. O Türkler ki, yüksek hislerle ve insan haklarına saygılı oluşları ile tüm tehditlere boyun eğmediler. Türk milleti bu yönüyle üstün bir güce sahiptir. Türkiye’nin bugün ve istikbalde mevcut olması Avrupa’nın ve insanlık aleminin yararınadır.”