Dershanelerin kapatılması ile ilgili hükümet ile cemaat arasındaki tartışma devam ediyor. Fethullah Gülen’in konu ile ilgili bugün ikinci açıklaması da yayınlandı. Gülen cemaate itidalli olma çağrısında bulundu.
Fethullah Gülen, dershanelerin kapatılmak istenmesiyle ilgili yeni değerlendirmelerde bulundu. Fethullah Gülen, itidal uyarısında bulundu.
Gülen, fırtınalı dönemlerde bile istikamet ve itidalden ayrılmamayı; sabır ve namazla istiânede bulunmayı tavsiye etti, “Yollarımız daraltılsa da biz başkalarına karşı yol daraltmasına kalkmamalıyız.” dedi.
‘392. Nağme: Fırtınalı dönemlerde istikâmet, sabır ve hâcet namazı’ başlıklı 07.58 dakikalık sohbet özetinde Fethullah Gülen, şunları söyledi:
“Muhalif rüzgarlar esebilir, çok defa insanları önüne katıp savurabilir. Karakter bakımından zayıf insanlar, belli çıkarlar, belli menfaatler mülahazasında hep savrulabilirler. Olup biten bu şeyler karşısında katiyen sarsılmama, ye’se kapılmama müminin şiarı olmalıdır. Ezilmeme ‘Allahümmehdi gavmi feinnehüm la yağlemun ev la yağlifun’, ‘Allahım benim bu etrafımdakileri hidayet eyle, beni bilmiyorlar, yapmazlardı bunu’ diyor. İnsanlığın iftihar tablosu. Kime ihtiva etmişsiniz, kimin arkasındasınız, kimin sözü sizin için aydınlatıcı, ışık tutucu, rehber, rehnüma yanıltmayan sözdür. Bence onun arkasında durmak lazım. İhtimal bizim bu dostlarımız genelde ruh aletimizi bilemeyerek bu türlü olumsuz şeylere kendilerini saldılar. Allahım bizim ahvalimizi, efkarimizi, amalimizi ıslah buyurduğun gibi buyuracağın gibi onlarında ahvalini, efkarini, efalini ıslah buyur.
Sana yönlendir gönülleri, babayiğitliğini göstermek lazım. Bize başka türlü davranmak düşmez. Mıncıklayacaklar, çuvaldız saplayacaklar, önünüzü kesecekler, gittiğiniz yere gitmenizi istemeyecekler, bazen küfür kaynaklı olacak, bazen haset kaynaklı olacak, bazen hazımsızlık kaynaklı olacak ve bunlar öyle marazlardır ki insan ruhunda, öyle virüsler dimağa musallat olmuş, nöronları sarmış öyle rahatsızlıklardır ki tımarhanelerde bile tedavisi kabil değildir. Gelin siz de Allah aşkına delice hareket eden bu insanlara küsmeyin, gönül koymayın, hatta Allah’a havale etme gibi şeylere bile gitmeyin. Biz değil çuvaldızlara karşı mızraklara karşı bile iğne kullanmamaya karar vermeliyiz. İğne kullanmama kararı içinde olmalıyız. İncinsek de incitmemeliyiz, kırılsak da kırmamalıyız, yollarımız daraltılsa da biz başkalarına karşı yol daraltmasına kalkmamalıyız. Sana çuvaldız batırmıyorlarsa, ‘ben onlara iğneyle mukabelede bulunmadım’, yok onun kıymeti. Esas incitene karşı, rencide edene karşı oturup kalkıp sizin için kötülük planlayanlara karşı, yalan diyene karşı ‘yalan’ deme nezaketsizliğine girmeyecek kadar civanmertçe davranmak lazım.
En sevdiği insanları gönderirken diyor ki ‘fe gule lehü gavlen leyyine, yumuşak sözle ona hitapta bulunun, yumuşak bir halle davranın, yumuşak bir düşünceyle karşısına çıkın, incitmeyen sözlerle diyeceğinizi ona deyin’ diyor. Firavun’a karşı. Sizin çevrenizdeki insanlar Nemrut değil, Firavun değil, Sezar değil, İskender değil, Napolyon değil, deli teke Hitler değil. Hele başları yerde secde eden insanlarsa onlara karşı bize düşen şey hep saygılı olmak, hep taktir etmek, hep tebcille yadetmek ve cennete gitmeleri için, onlardan ayrı düşmemek için cennet-i Firdevs’e beraber girme dilek ve temennisinde bulunmalıyız. Fakat başımı yere koyduğumda hep, secdelerimde hep hacet duasını okudum. Bu üzerimize gelen şiddetli fırtınalar karşısında bizim emeğimiz bunun içinde onda birdir belki hiç yoktur.
Rotahaber