Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un fethinin 561. yıl dönümü nedeniyle Birlik Vakfı ve Milli Türk Talebe Birliği’nce düzenlenen Fetih Ruhu, Fatih ve Gençlik Kompozisyon Yarışması’nın Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki ödül törenine katıldı.
Yazdıkları eserlerle dereceye girenleri tebrik eden Erdoğan, İstanbul’un fethinin 561. yıl dönümünü idrak ederken Fatih Sultan Mehmet’i, onun askerini hürmetle andığını söyledi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Millet olarak tarihimizle aramıza set çekmek istediler. Ecdadımızla aramızda irtibatı koparmak istediler. Bizi kendi öz değerlerimize, öz kültürümüze, özellikle de kendi kavramlarımıza yabancılaştırmak istediler. Fetih kavramının içini boşaltmak, olumsuz göstermek için asırlar boyunca sinsice mücadele verdiler. Burada siz sevgili gençlere bir kez daha hatırlatmak isterim. Fetih işgal değildir, gasbetmek değildir, zorla ele geçirmek değildir. Fetih, köhnemiş kilitleri açmak, pas tutmuş kapıları aralamak, kalplere, gönüllere giriş yapabilmektir. Fetih, zalime ‘dur’ diyebilmek, zulme itiraz edebilmektir. Fetih, mazlumların elinden tutmak, gariplerin, yolda kalmışların, yoksulların yüreğine su serpebilmektir. Fetih, zulmün egemen olduğu o diyarlara, adaleti, hoşgörüyü taşımaktır. Karanlık çağlara mühür vurup, aydınlık bir istikbali inşa edebilmektir.”
Her yeni başlangıcın bir fetih olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Eskimiş olanı, köhnemiş olanı, işlevi kalmayanı geride bırakıp, ileriye doğru yelken açmak bir fetihtir. Ülkesi, milleti ve insanlık için yeni aydınlık kapıları aralamak bir fetihtir. Durmadan, duraklamadan, rehavete kapılmadan, kalplerin paslanmasına izin vermeden sürekli ilerlemek bir fetihtir. Fetih asla ve asla başkalarının topraklarına göz dikmek, işgal etmek, başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmek değildir. Onun içindir ki Fatih’in, Osmanlı’nın adaletini duyanlar, onu hissedenler, ‘başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz’ diyerek Fatih’i çiçeklerle karşılamışlardır. Fetih değişimdir, dönüşümdür. İşte siz bu ülkenin gençleri olarak fetih ve fetih ruhunu çok iyi anlamak, sadece anlamakla yetinmeyip asrın idrakine de bunu anlatmak zorundasınız” diye konuştu.
“Tarihinizden utanmayacaksınız, tarihinize sırtınızı dönmeyeceksiniz”
Gençlere, “Tarihinizden utanmayacaksınız, tarihinizden çekinmeyeceksiniz, siz tarihinize sırtınızı dönmeyeceksiniz” diye seslenen Erdoğan, kökü olmayanın istikbali olamayacağını, geçmişini bilmeyenin geleceğini asla şekillendiremeyeceğini belirtti.
Ecdadın arkasında her zaman adalet, hoşgörü ile insana, toprağa, vatana ve bayrağa sevgi bıraktıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz ne diyoruz; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz ve böyle yürüyoruz. Arkalarında bir medeniyetin toprak üzerindeki tezahürleri olarak muhteşem kubbeler, kervansaraylar, sebiller, her biri birer mimarlık dehası camiler bıraktılar. Bizim ecdadımız arkasında dünya bilimine, sanatına, devlet yönetimine, siyasetine yön verecek eşsiz bir birikim bıraktı. Sizler bu mirası hem tanımak, hem anlamak, hem de o mirasa yeni eserler eklemek zorunda olan bir gençliksiniz. Onun için ne diyorum. Ecdadımız Fatih gemileri karadan yürüttü, biz de Marmaray’ı denizin altından yürütüyoruz. Sizlerden rica ediyorum gençler, tarihinizi mutlaka ve mutlaka öğrenin. Tarihinizi sağlam kaynaklardan, objektif kaynaklardan mutlaka ve mutlaka öğrenin.”
“Geziciler; düşüncesi, dikili bir ağacı olmayanlardır”
Erdoğan, gençlerin, tıpkı ecdatları gibi fikir dünyası ve muhayyilesinin çok güçlü olması gerektiğini vurgularken, şöyle dedi:
“Farklı olandan asla korkmayın. Asla çekinmeyin. Unutmayın, inancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz. Düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz. Siz güçlüsünüz. Ben size inanıyorum. Medeniyetimizin temel ilkelerine, milli ve manevi değerlerimize sımsıkı sahip çıktığınız sürece farklı olan sizi rahatsız etmeyecektir. Tam tersine sizi daha da zenginleştirecektir. Kardeşlerim! Osmanlı’nın tanımış olduğu özgürlüğe hasretiz, o özgürlük yok. Ne kadar birikimli, ne kadar donanımlı gençler olursanız, şiddet, çatışma, münakaşa, kendisine yaşam imkanı bulamayacaktır. Unutmayın, fikrin bittiği yerde şiddet başlar. Düşüncenin yetersiz kaldığı, fikirlerin konuşulamadığı yerde silahlar, taşlar, sopalar konuşur. İşte bu Geziciler var ya Geziciler; işte onlar fikri olmayanlardır. Onlar düşüncesi olmayanlardır. Onlar dikili bir ağacı olmayanlardır. İşte siz öyle bir gençlik olmayacaksınız. Siz kalemle konuşacaksınız. Siz, bilgisayarlarınızla konuşacaksınız. Tarihinizden, kültürünüzden aldığınız o güçle konuşacaksınız. Onunla yazacaksınız. Onun için size çok inanıyorum. Size çok güveniyorum.”
Ailesinden, okullarından iyi bir eğitim almayan gençliğin kandırılmaya çok müsait olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kendi öz medeniyetinden, kendi milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırılmış gençler, uyuşturucuya, bağımlılığa, eli kanlı silahlı terör örgütlerine… Diyarbakır’da gördünüz değil mi? 23 Nisan’da yavrular dağa kaçırıldı. Ne diyordu anneler, malum BDP’nin temsilcilerine? ‘Sizin evlatlarınız ABD’de, İngiltere’de okuyor, bizim yavrularımızı dağa kaçırıyorsunuz’ diyorlardı. Çok anlamlı. Çok anlamlı bu… Kendi evlatları dağda değil, ABD’de, İngiltere’de ama o ağlayan annelerin, babaların evlatları maalesef dağa kaçırıldı. Niye? Çünkü bunlarda milli ve manevi değerler yok. Bundan uzaklaşmışlar. Uzaklaştırılmışlar. Kardeşlerim! Uyuşturucu, eli kanlı, molotofkokteyli, bunlarla birlikte her türlü ahlaksızlık var. İşte cemaat görüntüsü altında ne yazık ki kan emici istismar yapılanmalarına maalesef açık oldular. Terör örgütleri, istismarcı örgütler, silahlı uyuşturucu baronları madden ve manen zayıf gençler üzerinden kirli emellerini gerçekleştirmek isterler. İşte siz, tarihimize, medeniyetimize, millet ve vatan şuuruna sahip çıkarak bu istismarcı çevrelerin tuzağından uzak kalmalısınız.”
“Türkiye’de 1453’e sahip çıkan gençlik var”
İstanbul Gezi Parkı odaklı olaylara değinen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir yıl önce bunun provasını İstanbul’da yaptılar. Büyük Türkiye’yi durdurmak için gençleri kullandılar. Türkiye ekonomisine zarar vermek için gençleri kullandılar. Türkiye’nin yurt dışındaki imajını sarsmak için sokaklarda gençleri kullandılar. Çözüm sürecini sabote etmek, birliğimizi, huzurumuzu, kardeşliğimizi tehdit etmek için gençleri kullandılar. Kardeşlerim! Kadıköy’ün duvarlarında ne yazıyordu biliyor musunuz? ‘Zulüm 1453’te başladı’. Bunu yazan, köksüz ve hain bir zihniyetin karanlık hedefleri için kullanılan gençlerdi. O gençlere, Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti bayrağını dahi yaktırdılar. Silahlı örgütler, köksüz yapılanmalar, maşalar ve taşeronlar, Türkiye’nin aydınlık istikbalini karartmak için maalesef, gençleri sokağa döktüler. Tahrik ettiler. Gençlerin üzerinden Türkiye’ye tuzak kurmak istediler. Mısır’daki gençleri de tahrik ettiler. Ülkeyi ne hale getirdiklerini görüyorsunuz. Esmamızı böyle şehit ettiler. İşte Ukrayna’da gençleri istismar ederek onları da sokağa döktüler. Ülkeyi ne hale getirdiler görüyorsunuz. Türkiyemizde bunu başaramadılar ve başaramayacaklar çünkü Türkiye’de 1453’e sahip çıkan bir gençlik var. Türkiye’de 1071’e sahip çıkan bir gençlik var. Türkiye’de fetih ruhuna, Fatih Sultan Mehmet’e sahip çıkan bir gençlik var. Türkiye’de, bayrağına aşık, vatanına aşık, istiklaline ve istikbaline aşık bir gençlik var. İşte o gençliğin sabrı, tahammülü, dirayeti, 1 yıl önceki o tuzağı bozdu, dağıttı, darmadağın etti.”
“Artist görünümündeki müsveddeler, isyan çağrıları yapıyorlar”
Olayların yeniden canlandırılmak istendiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bugünlerde aynı tuzağı yeniden canlandırmak istiyorlar. Türkiye’ye yeni ölümler, yeni acılar yaşatma heveslileri bir kez daha sahneye çıkmak istiyorlar. Artist görünümünde, sanatçı görünümünde birtakım müsveddeler, yeni yıkımlar, yeni acılar, yeni ölümler yaşansın diye isyan çağrıları yapıyorlar ama bu gençlik, bu çağrılara asla kulak asmayacak. Bu gençlik, bayrağının tekrar yakılmasına asla izin vermeyecek. Bu gençlik, büyük Türkiye’ye yönelik bu alçakça saldırılara inanıyorum ki boyun eğmeyecek ama bu ülkenin gençliği, onlar gibi sokağa çıkmayacak. Eline taş, sapan, molotofkokteyli, silah almayacak. Siz kitaplarınızla bu ülkeye sahip çıkacaksınız. Siz, sizlere dağıttığımız bilgisayarlarla, bilgisayar tabletlerle okuyarak, öğrenerek, anlayarak, kendinizi iyi yetiştirerek istiklalimize sahip çıkacaksınız. Siz tahriklere gelmeyeceksiniz. Çatışma senaryolarına boyun eğmeyecek, inşallah, tüm o tuzakları bir kez daha boşa çıkaracaksınız. Onlar, ayırmaya, bölmeye çalışsa da siz, birleştirmenin mücadelesini vereceksiniz. Onlar şiddet dese de siz, fikirlerinizle cevap vereceksiniz. Onlar, kendileri dışındaki herkese, her şeyi aşağılayarak baksa da siz, ‘yaratılanı yaratandan ötürü severiz’ diyerek bu yola devam edeceksiniz.”
“Bize kitabımız Kur’an-ı Kerim yeter. Başka kaynak aramaya gerek yok”
Erdoğan gençlerden, “cemaat görüntüsündeki örgüte” karşı uyanık olmalarını istedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bildiğiniz gibi son 3-4 yıldır bir olayla karşı karşıyayız. Nedir o? Cemaat adı altında, görüntüsü altında örgütlenen, örgüt hırsını, örgüt çıkarlarını ülkesinin, milletinin, dininin ve diyanetinin üzerinde gören istismarcılara karşı lütfen dikkatli olun, uyanık olun. Temel kaynakları, temel referansları çarpıtarak, bunları kirli hevesleri için, kirli örgüt çıkarları için hatta ülkelerine ihanet için kullananlara biz fırsat tanımıyoruz. Sizler de fırsat tanımayın. Kur’an-ı Kerim’i, Hazreti Peygamberi, alimleri, gönül insanlarını dahi kendilerine vasıta edecek kadar alçalanlara hiçbir zaman imkan tanımayın. Sahte peygamberlere, sahte şeyhlere, sahte hocalara asla inanmayın, pirim vermeyin. Unutmayın, bize Allahımız yeter. Unutmayın, bize Peygamberimiz yeter. Unutmayın, bize kitabımız Kur’an-ı Kerim yeter. Başka kaynak aramaya gerek yok. Bize bu kaynak yeter. Sevgili gençler! ‘Pensilvanya’daki zat dediyse doğrudur’ diyen mantık, bir Müslümanın mantığı değildir. Zira, sevgililer sevgilisi Peygamber dediyse doğrudur. Onun dışındaki hikayedir. Kimse bizi bu oyunlarla aldatmasın. Maalesef böyle aldattılar. Ubudiyet, uluhiyet denilen bu itikadi kavramlara dikkat ederseniz bunlar girmiyor. Niye bu kavramlara girmiyorsunuz? Girin bu kavramlara. Çünkü bu kavramlara girdikleri zaman orada boğulacaklar. Bunu görüyorlar. Zira, yaptıkları bu ama sizin ilminiz ve ferasetiniz inşallah bu oyunları bozacaktır.”
Gençlere sanal alem uyarısı
Erdoğan, konuşmasında gençlerden sanal aleme karşı da uyanık olmalarını istedi. Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sevgili gençler; sizlerden bir ricam daha var. Lütfen; modern iletişim imkanlarını, bilgisayarı, interneti, muhtemel tehditlerini görerek, buna karşı dikkatli olarak kullanın. Hayatınızı bilgisayar ve internete teslim etmeyin. Gençliğinize ipotek konulmasına müsaade etmeyin. Twitter’ın, Facebook’un, Youtube’un esiri asla olmayın. İnternetin getirdiği görsel çılgınlıklara, sanal ilişkilere teslim olmayın. İnternetle bilgisayarın, sizin milli ve manevi değerlerinizi örselemesine, vaktinizi, enerjinizi çalmasına, özellikle de sizlerin o tertemiz ruhunu kirletmesine asla mahal vermeyin. Sizler, çok iyi görüyorsunuz. Haber kadar, bilgi kadar, internette artık yalan, tahrik, iftira da çok hızlı yayılabiliyor. Gençlik üzerinde kirli hedefleri olanlar, klavye başında insanların hayatlarına kast edebiliyor. Sizlerin de ailelerinizle, buna karşı dikkatli olmanızı rica ediyorum.”
Fatih Sultan Mehmet’in tahta ilk çıktığında, “Emrediyorum, Devlet-i Aliyye’nin başına geçeceksin” diyen babasına, “Madem ki ben Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin padişahıyım. O zaman size emrediyorum, gelin devletin başına geçin” şeklindeki yanıtını hatırlatan Erdoğan, “İşte bu genç, 19 yaşına geldiği zaman, ardından 2 sene sonra 21 yaşında ne yapıyor? İşte İstanbul’u fethediyor” dedi.
Şu anda yasalara göre 21 yaşındaki gençlere seçilme hakkının dahi verilmediğini kaydeden Erdoğan, seçilme yaşını 18’e indirmek için çalışma yaptıklarını ifade etti.
Seçilme yaşını 25’e indirdiklerinde MHP’den gelen tepkilere değinen Erdoğan, “Almanya’da oluyor, Hollanda’da oluyor. Oralarda seçme ve seçilme yaşı 18 oluyorsa, Türkiye’de niye olmasın? MHP’li bir yetkili çıkıyor, toplantı yapıyor, sağ tarafına bir genç, sol tarafına da bir genç koyuyor, ne diyor biliyor musunuz? ‘Parlamentoyu çoluk çocuğa mı teslim edeceğiz?’ diyor. Ben Ülkücü gençliğe de sesleniyorum, MHP’ye gönül vermiş gençlere de sesleniyorum: Size güvenmeyen bu zihniyetlerin peşinden nasıl gidiyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
Kendilerinin gençliğe güvendiğini ve inandığını kaydeden Erdoğan, “İnşallah, yarınları sizlerle daha güçlü kılacağız. Çünkü sizler Fatih’in torunlarısınız. Sizler Evlad-ı Fatihan’sınız. Böyle bir donanım, böyle bir birikim, en önemlisi de sizler, aynen Fatih gibi böyle bir öz güven içinde olmak zorundasınız. Çünkü siz, ‘Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız’. Her biriniz fatihler yetiştirmiş bir ülkenin, fetih ve fatihler medeniyetinin mensuplarısınız. Siz, korkmayacaksınız. Siz, çekinmeyeceksiniz. Siz, umutsuz olmayacaksınız” dedi.
“Lugatınızda, inandığınız yoldan vazgeçmek kavramı, geri adım atmak kavramı asla olmasın” diyen Erdoğan, gençlerden tarihlerine, dillerine, kitaplarına, fetih ruhuna ve İstanbul’a sahip çıkmalarını istedi.
“Biz size inanıyoruz. Karşımızda, gözleri pırıl pırıl, zihinleri açık, kalpleri insan sevgisi ve iman dolu bir gençlik görüyorum. Bununla iftihar ediyorum. Bununla umutlanıyorum” ifadelerini kullanan Erdoğan, yarışmayı ve etkinliği düzenleyenlere teşekkür ederek, konuşmasını tamamladı.