Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dini Liderler Zirvesi’nde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Kesret içinde vahdet, birlikte düşünmek temasının eksikliğini hissettiğimiz bir zamanda bunun önemine işaret etmek istiyorum. Bu zirvenin sadece katılımcılar için değil, tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Kuran’da ve hadislerde her işin başı istişare olarak aktarılmıştır. Şura suresinin 38’inci ayetinde, “Onların işleri, aralarında istişare iledir” buyruluyor.
“Allahuekber diyerek, Allahuekber diyen kardeşini öldürüyorlar”
Bir tarafta Müslümanım diyerek 366 bin vatandaşını katleden ve devlet terörü estiren biri var. Bir tarafta, Allahuekber diyerek, Allahuekber diyen kardeşini öldürenler var. Bu nasıl Müslümanlık? Ne yazık ki Müslüman toplumlar arasına yeni duvarlar, yeni sınırlar örülüyor. Nevzuhur terör örgütleri yüzünden, bir milyar 700 milyonluk İslam alemi töhmet altında bırakılıyor.
Müslümanlar arasında körüklenen ayrışmaların geleceğimize konulan ipotekler olduğunu çok iyi bilmeliyiz. Bize emanet kalan, Kuran ve sünnettir. Bir de Müslümanlar kardeştir, bu emirdir, istersem kardeş olurum, istersem olmam diyemezsin. Bir annenin çocukları anlamına da gelen “ümmet” anlamı, Müslümanlık ve kardeşlik hukukunun belirleyicisidir. Komşuyu komşuya, neredeyse birbirinin mirasçısı kılacak kadar yakınlaştırmaktır. Ümmet olmak, Senegalli Ahmetle, Arakanlı Hatice’yi, Haitili Muhammed ile, Açeli Hüseyin’i aynı ümmetin bir ferdi olarak görmektir.
“Fay hatlarıyla bilinçli bir şekilde oynanıyor”
Müslüman coğrafyanın fay hatlarıyla bilinçli bir şekilde oynanmaktadır. Kadim medeniyetin çocukları bugün bir beka mücadelesi vermektedir
Biz bugün burada toplantı halindeyken, aynı anda, Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta bir kardeş, bir kardeşine kast ediyor. Yine Afrika’da bir baba, açlıktan eriyen bir baba çocuğuna yiyecek götürememekle kahroluyor. Şunu anlamamız lazım; uluslararası sistem, buna bir çözüm bulamıyor.
“Nobel’e meraklı olduğum için söylemiyorum”
Bizim mazlumlar için, mülteciler için yaptıklarımız bellidir. Sonra Nobel’i kimlere verdikleri belli.Nobel’e meraklı olduğum için söylemiyorum, sistemin ne kadar siyasallaştığını göstermek açısından söylüyorum. Sipariş üzere ödüller dağıtılıyor. Bizim böyle bir arzumuz yok, biz sadece Allah’ın rızasını tahsil etmek istiyoruz.
Radikal akımlara kapılan gençlerimizi, kör ideolojilerin elinden alarak, ilmin ve hikmetin ellerine yönlendirecek olanlar sizlersiniz, sizin gibi alimlerimiz.