Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da başkan yardımcılığı görevini yürüttüğü Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) de iki yılda bir düzenlediği “Uluslararası Kadın ve Demokrasi Zirvesi”ni bu haftaya denk getiriyor.
Ana teması “ailenin güçlendirilmesi” olan bu yılki zirvenin açılış konuşmasını etkinliğe eşi Emine Erdoğan’la birlikte katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı.
Erdoğan’dan Batı eleştirisi: “İnsanları boyunlarına zincirler vurarak mal gibi satan, kadınları çocukları aşağılayan dünyanın kodları bize ait değil”
Kadını iş hayatından, erkeği de evden tecrit eden bir anlayışın daha en başından aile kavramına darbe vurarak işe başladığını söyleyen Erdoğan, yine de bu konuda var olan bazı hataların giderilmesi için Batı dünyasının örnek alınmasının doğru olmadığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı, “Bizim tarihimizde acı kırılmalar bulamazsınız, inancımız da buna izin vermez. Buna rağmen eksiklerimizi, varsa yanlışlarımızı konuşmamız gayet tabiidir. Bunları telafi etmek için neler yapabileceğimiz konusunda görüş alışverişinde bulunmamız hayatın akışının gereğidir. Ama bunu yaparken kendi kültürümüzü değil de Batı dünyasını baz alırsak doğru yere varamayız. Dün kadını en bayağısından bir meta olarak kullanan zihniyetin bugün kadını yine meta anlayışıyla ama bu defa eşitlik ambalajı içinde kullanıyor olması bizim için şaşırtıcı değildir. Asırlar boyunca insanları boyunlarına, ayaklarına, kollarına zincir vurarak kitleler halinde mal gibi satan ve çalıştıran, bunlar için de kadınları ve çocukları daha da aşağılayan bir dünyanın kodları bize ait değildir” dedi.
Erdoğan: “Dönemimizde kadınların istihdamdaki oranı %21’den %30’a yükseldi”
1989’da Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na aday olduğu günden bu yana kadınlarla birlikte siyasi mücadele vermekten şeref duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı, AKP’nin iktidarda bulunduğu dönemde kadınların toplumsal hayata katılımında gösterdiği gelişimi rakamlarla ortaya koydu.
Erdoğan, “Bugün TBMM’de 53’ü AK Partili olmak üzere 104 kadın milletvekili bulunuyor. Meclis’in %17,5’ini oluşturan bu sayı yeterli olmamakla birlikte tarihi bir rekorun seviyesi ve ifadesidir. Ülkemizdeki üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının, mimarlarımızın ve avukatlarımızın yaklaşık %44’ü kadınlardan oluşuyor. Hakim ve savcılarımızın %31’inden, diplomatlarımızın yüzde %20’den fazlası kadındır. Kadın oranı öğretmenlerde yüzde 56’yı, bankacılarda ise %51’i buluyor. Toplam kamu istihdamında kadın oranı %38’e yaklaşıyor. Bizim dönemimizde kadınların istihdama katılma oranı %28’den %38’e, istihdamdaki kadın oranı da %21’den %30’a yükselmiştir” dedi.
Erdoğan: “Bazıları ‘eşit, eşit’ diyor, haydi eşitiz erkekle bayan yüz metreyi koşsunlar ya!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdamdaki kadınların artışıyla ve de kendisi ve partisinin bu konuda olabildiğince adil olmaya çalıştığı hakkında övünmenin yanı sıra, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili kendi kişisel görüşlerine de konuşmasında yer verdi.
“Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız. Güçlüyle zayıfı aynı yarışa sokamazsınız. Bazıları ‘eşit, eşit’ diyor da şimdi yani biz 100 metreyi kadın-erkek aynı şekilde mi koşturacağız? Böyle bir şey olabilir mi? Haydi eşitiz; erkekle, bayan 100 metreyi koşsunlar. Bu adalet olur mu? Olmaz. Olması gereken nedir? Kadın kadınla koşar, erkek erkekle koşar. Olması gereken budur. Çünkü yaradılışa, fıtrata uygun olan da budur. Zalimle mazlumu aynı dairede tutamazsınız. Şayet her şeyi yerli yerine koymazsak zulüm yoluna girmiş oluruz. Cinsiyet konusunda da aynı durum geçerlidir. Yaradılıştan gelen fiziki özelliklerini, duygusal farklılıklarını, becerilerini gözetmeden erkeği ve kadını aynı kefeye koyarak adil davranmış olamayız, olamazsınız. Dikkat ediniz burada kadının eksikliğinden değil, fıtri farklılığından kaynaklanan bir ayrışma söz konusudur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın erkek eşitliği konusunda “fıtri farklılık” vurgusu yine eleştirileri beraberinde getirdi.
Melda Onur: “Cumhurbaşkanı, kadın maratoncularla koşsa geçilecek zaten mesele biyolojik eşitlik değil sosyal eşitlik, fırsat eşitliği”
CHP’nin eski İstanbul milletvekillerinden Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur, Cumhurbaşkanı’nın biyolojik eşitliği sosyal eşitliğin önüne koyduğunu söylerken bunun haksız bir yaklaşım olduğu vurguluyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Melda Onur, “ Cumhurbaşkanı övünse de kadının Türkiye’de iş yaşamındaki oranı hala çok düşük. Meclis’teki oranı da Avrupa’nın çok gerilerinde. Bunları geçtim; biyolojik eşitliği sosyal eşitliğin önüne koyması çok tuhaf. Mesela kendisi Binali Yıldırım’la eşit mi? Haydi kendisi maratoncu kızlarımızla koşsa ne olacak? Elbette geride kalacak. Kaldı ki artık sadece kadın erkek de yok; bir sürü cinsel yönelimi farklı olan türler var. Fırsat eşitliği ile yaşamdaki eşitlikle eşit değil. Bunları bir şeyleri vermemek bir şeylerden kaçmak için söylüyor. Bugün siyasette kadın erkek nasıl eşit olacak? Erkek kadınla eve dair eşit paylaştığı gün eşit olabilir. Siz buna dönük politikalar üretiyor musunuz? Hayır, hala eve kapatan, muhafazakarlaştıran, kırsaldaki özgür yaşam alanını projelerle kapatıyor TOKİ’lere hapsediyorsunuz. Hiçbir politika kadını temeline koymuyor. Kadın ulaşım eğitim politikası ona göre olacak. Politikalara monte etmeye çalışıyor. Üstelik iktidar mensupları kadına yönelik şiddete karşı yüksek sesle itirazda bulunmuyor” dedi.
VOA