Erbaş: Bu konular ehil alimler tarafından müzakere edilmeli

Olaylar
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesini Hakkari Hacı Sait Camii’nde verdi. 8 Mart Kadınlar Günü olması dolayısıyla önceki gün bir kutlama mesajı yayınlayan Ali Erbaş, dünkü hutbesini de kadın...
EMOJİLE

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesini Hakkari Hacı Sait Camii’nde verdi. 8 Mart Kadınlar Günü olması dolayısıyla önceki gün bir kutlama mesajı yayınlayan Ali Erbaş, dünkü hutbesini de kadınlar konusunda verdi. İslam’ın kadınlara verdiği kıymeti anlatan Erbaş,  “Özellikle toplumumuzu, insanımızı ve kadınımızı rahatsız edecek konuları ulu orta ekranlardan tartışmak bazen reyting kaygısıyla, düşüncesiyle bunları ekranlara taşımak doğru değildir, bunlara fırsat vermemek lazım diye düşünüyorum.” dedi. Cuma hutbesinin tam metni şöyle:

“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır” (Hucurât, 49/13)

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
“…أَلاَ إِنَّ لَكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ حَقًّا، وَلِنِسَائِكُمْ عَلَيْكُمْ حَقًّا…”

Cumanız mübarek olsun aziz kardeşlerim.

Okuduğum ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık, birbirinizle tanışasınız diye. Birbirinizi tanımanız için sizi boylara, kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstün olanınız takva itibarıyla en üstün olanınızdır. Yani Allah’ın emirlerini kim daha güzel yerine getiriyorsa, yasaklarından kim daha titizlikle uzak duruyorsa Allah indinde en hayırlı, en üstün olanlar işte onlardır.

Okuduğum hadisi şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dikkat edin, biliniz ki, sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları var.”

Kardeşlerim,

İslam’ın değişim yaptığı, devrim yaptığı en önemli hususlardan birisi de kadınlar konusudur. Hatırlayınız, cahiliye döneminde diri diri toprağa gömülen kız çocuklarından, pazarlarda köle olarak kadınların satıldığı bir ortamdan, cenneti annelerin ayakları altına seren bir dinimiz var. Bir seferinde Efendimiz (s.a.s.) ashabına şöyle seslendi: “İçinizden 3 kız çocuğu olup da onların eğitimini tamamlayan, terbiyesini veren, güzel bir şekilde yetiştirip hayata hazırlayan anne-babalar için cennet vardır” buyurdu. Orada 2 kız çocuğu olan bir baba vardı, dedi ki, “Ya Rasulallah, benim 2 kızım var, aynı şeyleri 2 kızım için yapsam bana da cennet var mı?”, “Sana da var” dedi. Öbür taraftan bir kız çocuğu olan bir baba seslendi, “Ya Resulallah, benim bir kızım var, onun eğitimini, terbiyesini güzelce versem, eğitimini tamamlamasına vesile olsam ve hayata hazırlasam bana da cennet var mı?”, “Sana da var” buyurdu.

Değerli kardeşlerim,

Öyle bir ortamdan aldı ki insanları, Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimize göre, o ortamda bir kimseye kız çocuğu doğduğu haberi verildiği zaman onun üzüntüden, utançtan yüzü simsiyah kesilirdi. İşte öyle bir ortamdan aldı, Allah Resulü Efendimiz, öyle bir ortamda Peygamberlik kendisine geldi. Ve Kur’an’ın ifadesiyle, “Biz insana anne ve babasına iyilik etmesini emrettik. Onun annesi onu zahmet çekerek taşımaktadır, hamilelik devresini geçirmektedir ve 2 yıl kadar onu emzirmektedir. O halde anne, babana teşekkür et, onlardan razı olduğunu ve sahip çıktığını her halinle göster ve bana şükret” buyuruyor Rabbimiz.

Değerli kardeşlerim,

Bu durumdaki bir anlayıştan cenneti annelerin ayağı altına seren, dinimizin kadın konusundaki tavsiyelerini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan yerine getirmemiz gerekiyor. Efendimiz, (s.a.s.) “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davrananızdır” ifadesini de kulaklarımıza küpe yapmamız gerekiyor. Değil kadına şiddet, değil kadını üzmek, değil kadını dövmek, Allah Resulü Efendimizin ne kızlarına, ne eşine bir fiske dahi vurmadığı gerçeği ortada duruyorken, kadınlarımıza şiddetle davranmak, onları üzmek, onları perişan etmek hiç bize yakışır mı, hiç Müslümana yakışır mı?

Değerli kardeşlerim,

Hepiniz biliyorsunuz ki, dinimizin ilk emri “Oku, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin kalemle yazmayı öğretti, insana bilmediğini öğretti” Bakınız, ilk inen ayetlere dikkat ettiğiniz zaman, kitaptan, okumaktan, kalemden bahsediyor. Bunu sadece erkekler için söylemiyor Rabbimiz, kadın-erkek herkese öğrenmek, ilim, bilgi farzdır buyurarak Efendimiz (s.a.s.) bu ayeti keriminin güzel şekilde tefsirini yapıyor.

Değerli kardeşlerim,

Kız-erkek ayrımı yapmadan çocuklarımızın eğitimlerini tamamlamalarına fırsat vermemiz lazım. özellikle kız çocuklarımızı küçük yaşlarda evlendirerek onların eğitimine ne olur engel olmayalım. Düşünsenize, Kur’an-ı Kerim’i güzel bir şekilde öğrenmiş, matematikten haberi var, fizikten, kimyadan haberi var, sosyolojiden, psikolojiden haberi var, bu şekilde eğitimini tamamlayarak anne olmuş bir kadınımızı, hiç okumamış, Kur’an-ı Kerim’i dahi bilmiyor, diğer bilgilerden, ilimlerden hiç haberi yok, o şeklide anne olmuş, hangisi daha çok çocuklarına faydalı olabilir? Elbette ki eğitimini tamamlayan, terbiyesini alan ve belli bir yaşa, olgunluk yaşına gelip, çocuklarına annelik yapabilecek yaşa gelip ve rüşte erdikten sonra, evini geçindirecek bir olgunluğa eriştikten sonra evlenen ve çocuk sahibi olan bir kadınımızın daha faydalı olacağını her birimiz rahatlıkla biliyoruz. Ne olur bunu en güzel bir şekilde yerine getirelim. Bütün Kur’an kurslarımızda hiçbir yaş sınırlaması yapmadan kadınlarımızı eğitime alıyoruz. Bütün okullarımız kız çocuklarımız için, erkek çocuklarımız için kapıları ardına kadar açık. Okullarımızda seçmeli Kur’an-ı Kerim dersi var, diğer sosyal bilim derslerine ilaveten Hazreti Peygamberimizin hayatı dersleri var, imam hatip okullarımız var.

Değerli kardeşlerim,

Bazı bölgelerimizde önceden okullarda başörtüsü yasağı olduğu için bu hassasiyetten dolayı kız çocuklarını okula göndermeyen insanlarımız vardı, şimdi böyle bir yasak da yok elhamdülillah. Bütün kızlarımızı eğitimlerini alabilmeleri için okullara gönderelim, ortaokullara, liselere, üniversitelere ve onlara sahip çıkalım, tahsillerine, eğitimlerine devam ederken de yalnız bırakmayalım. Neye ihtiyacı var, bursa mı ihtiyacı var, parası yok yurda giremiyor buna mı ihtiyacı var, ev tutamıyor buna mı ihtiyacı var, varlıklı insanlarımız, hayır hasenat sahibi insanlarımız da onlara sahip çıksınlar.

Değerli kardeşlerim,

Biliyorsunuz İslam’ın kadına verdiği önemi hem Kur’an-ı Kerim’den, hem de hadisi şeriflerden öğreniyoruz. Bir seferinde ashaptan birisi Peygamber Efendimize bir soru soruyor, diyor ki, “Ya Resulallah, kime itaat edeyim?” Efendimiz, (s.a.s.) “annene” diye cevap veriyor. O kişi, “sonra kime ya Resulallah” diye soruyor, Efendimiz, (s.a.s.) ikinci sefer yine “annene” buyuruyor. Üçüncü kez sorusunu tekrarlıyor, “sonra kime ya Resulallah”, “annene” diyor ve “sonra kime” diye sorduğunda “babana” diyor. Yani annenin ne kadar önemli olduğu buradan bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. İyi yetişmiş annelerden, iyi yetişmiş babalardan oluşan toplumun ne kadar sağlıklı olduğunu hepimiz en güzel bir şekilde bilenlerdeniz.

Değerli kardeşlerim,

Zaman zaman kadınlarla ilgili bazı konularda sorular soruluyor, cevaplar veriliyor, bazı ihtilaflı konular gündeme getiriliyor ve onlar sosyal medyada, ekranlarda çeşitli şekillerde speküle ediliyor, üzerinde spekülasyonlar yapılıyor. Bunlara fırsat vermeyelim, medya yöneticilerimiz bunlara fırsat vermesinler. Sosyal medyada bunları çok fazla paylaşmayalım, zira bu konular ilmi ortamlarda ehil alimlerin birlikte müzakere ederek sonuca ulaştırıp ondan sonra toplumla paylaşılacak şeylerdir. Özellikle toplumumuzu, insanımızı ve kadınımızı rahatsız edecek konuları ulu orta ekranlardan tartışmak bazen reyting kaygısıyla, düşüncesiyle bunları ekranlara taşımak doğru değildir, bunlara fırsat vermemek lazım diye düşünüyorum. Toplumumuzun, insanımızın huzuru için bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Ve istismara zemin hazırlamamız gerekiyor. İstismara açık olan bazı konuları bundan fayda uman, bundan reyting çıkarmak isteyen ya da çok fazla paylaşımlar yaparak kendisini ortaya koymak isteyen insanlara da bu şekilde zemin hazırlamamamız gerekiyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığımızın Din İşleri Yüksek Kurulu var, konular orada ehil ilim adamlarımız tarafından müzakere ediliyor ve bu konularla ilgili bilgi edinmek isteyen kardeşlerimize telefonlarımız her zaman açık. Onlar bizden sorularının cevaplarını istesinler. Biz kardeşlerimizin bu sorularına en doğru bir şekilde, en sağlıklı bir şekilde cevap veriyoruz ve bundan sonra da en güzel, en doğru şekilde cevaplarını vermeye çalışacağız.

Değerli kardeşlerim,

Aile o kadar önemli ki, kadın o kadar önemli ki, ailedeki huzur o kadar önemli ki her ilimizde ve pek çok ilçemizde kadınımızın sorununu, ailemizin sorununu gidermek, problemlere çözüm bulabilmek için Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile rehberlik büroları açtık. O bürolara müracaat ediniz. Orada ehil kardeşlerimiz, ilahiyat fakültesini bitirmiş, sonra aile rehberlik konusunda sertifika programlarına katılmış, eğitimlere katılmış ehil hoca hanımlar o bürolarda hizmet veriyorlar. Bilginiz olsun. Türkiye genelinde aile rehberlik bürolarımıza lütfen müracaat ediniz. Ailevi problemleri çözmeye çalışıyoruz. Mutlu ailede yetişen çocuklar, mutlu insan olarak toplumun birer ferdi olacaktır ve mutlu insanlardan oluşan toplumlar da bizim için gerçekten çok önemlidir. Gönlümüz istiyor ki problemsiz, sorunsuz, kadınımızın, erkeğimizin, çocuklarımızın istismardan uzak bir şekilde yetiştiği ortamlardan oluşan ve böyle ortamlardan meydana gelen toplumları Cenabı Hakk bizlere nasip eylesin. Bütün milletimiz için bunu gönülden arzu ediyoruz ve sorumlu, yetkili herkesin bu konuda çalışmasını canı gönülden istiyoruz.

Cumanız mübarek olsun, Cenabı Hakk ibadetlerimizi kabul eylesin.