Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 4. Birleşmiş Milletler (BM) En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı çerçevesinde ilk kez İstanbul’da düzenlenen Entelektüeller Forumu’ndan çok daha sofistike tartışmalar yaparak resmi politika yapıcıların çalışmalarına ışık tutmasını beklediğini söyledi.
Davutoğlu, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı çerçevesinde düzenlenen Entelektüeller Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, konferansa ev sahipliği yapma düşüncesi kendilerine geldiğinde parlamenterler ve entelektüeller forumu olarak iki ek forum talep ettiklerini belirterek, "Biz en az gelişmiş ülkeler konusunun sadece sistematik veya siyasi nedenlerden oluştuğunu düşünmüyoruz. Bu bir felsefi oryantasyon problemidir. Bunun temelinde yatan entelektüel bir tartışmadır" dedi.
İstanbul’da binlerce akademisyen, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi ve parlamenterin konferans çerçevesinde bir araya geldiğine işaret eden Davutoğlu, "Biz bunu bir süreç olarak görüyoruz. Öyle bir süreç ki; ekonomik adalet dünyada kurulana kadar de devam edecek. 10 yıllık programı oluşturmak üzereyiz. Hem gözlem, hem değerlendirme yapabilecek bağımsız bir organa ihtiyaç vardı. Bu nedenle entelektüeller forumu olsun diye düşündük. Aynı zamanda akademisyenler konseyi kurulsun ve bir felsefe olarak baksınlar konuya ve devam eden bir süreç olsun istedik. Bu konferansın hedeflerini gerçekleştirebilmek için temelinde yer alan entelektüel bir süreç olsun istedik" ifadelerini kullandı.
Dünyada bir ekonomik kriz yaşandığını, şu an yeni bir mali yapıdan bahsedildiğini dile getiren Davutoğlu, bu yeni yapının değerlerinin adalet ve dağılım, verimlilik ve üretkenlik olması gerektiğini söyledi.
-"EVRENSEL EKONOMİK HAKLAR BİLDİRGESİ OLABİLİR"-
Davutoğlu, bütün insanların varlık hakları nasılsa ekonomik haklarının da aynı şekilde olacağını belirterek, "Pasifik ülkelerinde ya da Afrika’da yaşayan birisi bireysel olarak aynı haklara, aynı insanlık onuruna, aynı saygınlığa sahip olmalıdır" dedi.
Davutoğlu, insanlığın "Evrensel ekonomik haklar bildirgesi" gibi bir bildiriye de sahip olabileceğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde de en az gelişmiş ülkelerde de gelir dağılımında adaletsizliklerin olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu boşluğun iyi yönetişim ve gelir dağılımına eşit yaklaşımla doldurulabileceğini kaydetti.
BM Güvenlik Konseyi Daimi üyeleri, G8, G20, OECD ya da en az gelişmiş ülkeler gibi tanımlamaların ve terminolojilerin ekonomik eşitsizlikleri yansıttığına dikkati çeken Davutoğlu, "Talihli kazananlarla talihsiz kaybedenler arasında böyle bir fark olmamalı. Bütün ülkelerin arka planları ne olursa olsun ekonomik düzenin geleceğine katkıları olabilmeli" diye konuştu.
Davutoğlu, bu ülkelerin ekonomik açıdan az gelişmiş olsalar da kültürel açıdan çok gelişmiş olabileceklerine işaret ederek, tarihi medeniyetlere ev sahipliği yapan Nepal’i örnek gösterdi.
En az gelişmiş ülkelerin bu duruma gelmelerinin altında sömürgecilik faaliyetleri olduğunu söyleyenlerle bu ülkelerin kötü yönetildikleri için bu durumda olduklarını söyleyenler arasında bir tartışma olduğunu anlatan Davutoğlu, iki nedenini de neden olabileceğini ifade ederek, bu ülkelerde şu an iyi bir yönetişime, siyasetçilerin çok daha hesap verebilir olmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Uluslararası sistemin de birtakım küresel problemleri olduğuna değinen Davutoğlu, entelektüel forumuna işaret ederek, "Bizim bu akademik konseyden beklentimiz çok daha sofistike bir tartışma yapabilmesi ve bizim yani resmi politika yapıcıların çalışmalarımıza ışık tutmaları. Bu forum, önümüzdeki 10 yılın sonuna kadar çalışmaya devam edecek ve umuyoruz ki onların çalışmaları programlarımızda, gelecekteki projelerimizde yol gösterici olacak" diye konuştu.
AA