Avrupa, Asya ve Amerika kıtasındaki 52 ülkeden 120 bin üyeye sahip, dünya çapında kabul gören uluslararası bir kuruluş olan International Project Management Association (IPMA) 24. Dünya Kongresi 1-3 Kasım’da İstanbul’da yapılacak.
Türkiye’yi Proje Yönetim Kurumu’nun temsil ettiği IPMA, 1967 yılından bu yana dünya kongreleri düzenliyor.
Proje Yönetim Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çetin Elmas, IPMA, proje yönetiminin önemi ve Türkiye’de gerçekleştirilecek kongreye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çetin Elmas, Proje Yönetim Kurumu’nun Türkiye’de proje yönetimi alanında uluslararası seviyede çalışmaların etkinleştirilmesini ve geliştirilmesini sağlamayı ve proje yönetimi alanında çalışmalar yapan kişilere, kuruluşlara destek vermeyi amaçlayan bir sivil toplum meslek örgütü olduğunu belirtti.
Mısır piramitlerinden Mimar Sinan’ın yaptığı camilere değin hepsinin bir proje olduğunu ifade eden Elmas, modern anlamda proje yönetiminin 1950’li yıllarda başladığını, o yıllarda uzay programı gibi büyük projelerin devreye girmesinin zamanı, kaynakları daha etkin kullanmayı gerektirdiğini ve proje yönetiminin doğduğunu söyledi.
20. yüzyılın doğrudan projeler çağı olarak karşımıza çıktığını, üretilen her şeyin bir proje olarak düşünülüp bitirildiğini dile getiren Elmas, ”21. yüzyıl da projeler çağı olacak. Kongreyle, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nin yanı sıra dünyanın proje başkenti olacak” dedi.
”ARTIK PLANI, PROGRAMI ÖNCEDEN HAZIRLAMALIYIZ”
Proje yönetiminin önemini vurgulayan Elmas, Türkiye’nin AB çerçeve programlarına dahil olduğunu, 2002-2006 dönemini kapsayan 6. çerçeve programına Türkiye’nin 240 milyon avro katılım payı ödediğini, katılan ülkelerin proje önerisinde bulunabildiğini, birkaç ülkenin bir araya gelip projelerini hayata geçirebildiğini anlattı. Aday ülke statüsündeki bazı ülkelerin bu programlardan yaptıkları katkı miktarını aşan oranda yararlandıklarını, mantığın da bunu gerektirdiğini kaydeden Elmas, şöyle devam etti:
”240 milyon avro verdiğimizde bunun iki katı ya da 1 milyar avroluk destek almamız gerekirdi. Halbuki 60 milyon avroluk proje desteği aldık. Tekniklerini bilmiyoruz, projeyi başlatıp sonlandırmayı, sunmasını bilmiyoruz. Örneğin AB matris yapılanma istiyor, bizim kafamızda hemen hiyerarşik yapılanma oluşuyor, kim en üst kademede oturuyorsa en başa o. Halbuki projeyi o yürütmeyecek. Tekniği projeyi, proje yönetimini bilmediğimiz için Türkiye olarak AB’deki birilerinin projelerini desteklemiş olduk. Biz şimdiden AB’yi maddi olarak desteklemeye başladık. Bunun sebebi proje yönetim kavramının bilinmemesi, yerleşmemesi.
Proje, fikir açısından Türkiye birçok ülkenin çok ötesinde. Yetişmiş, güzel fikirlere sahip insanlar var. Destek alsalar bitirebilecekler. Ancak bizdeki mantık, göçebelik zamanından beri ‘göç yolda dizilir’. Biz bir şeyi planlamadan yola çıkıp problemleri çöze çöze gideriz. AB bu şekilde çalışmıyor, en başından, en ince ayrıntısına kadar planlanma istiyor. Artık planı, programı önceden hazırlamalıyız ki kaynakları zamanı boşa harcamayalım. ‘Göç yolda dizilir’ sözü bugün için doğru değil.”
Çetin Elmas, kongrenin Türkiye’de proje yönetim kültürünün gelişmesine katkı sağlayacağını ifade etti.
Ülkelerin gelecekte var olabilmesinin proje yapma kabiliyeti ile ölçüleceğini belirten Elmas, ”Proje yapıp bitiren ülkeler ayakta kalacak. Onun için bu kültürü yerleştirip harekete geçirmemiz gerekir” görüşünü ifade etti.
Kongrede, her sektörden projenin konuşulacağını kaydeden Elmas, Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali’nin de konuşmasında, Kızılay’ın çalışmalarını ve Pakistan’daki sel felaketi sonrasında yaşananları anlatacağını söyledi.