Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyetin 90’ıncı yıl dönümünün, 76 milyon vatandaşa, ülkeye ve aziz millete kutlu olmasını gönülden temenni ettiğini belirten Erdoğan, tüm şehitleri rahmet ve minnetle yad ettiğini kaydetti.
“1915’te Çanakkale’de kazandığımız muhteşem zafer, cumhuriyetimizin adeta bir girizgahıydı” diye konuşan Erdoğan, Çanakkale’de yazılan kahramanlık destanı ve sergilenen birliğin, TBMM’nin de ruhunu ve özünü teşkil ettiğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, 23 Nisan 1920’de açılan Meclis’in tıpkı Çanakkale Savaşı’nda olduğu gibi Türkiye’nin her bölgesi ve vilayetinden, her etnik unsur ve inançtan temsilcileri ağırladığını hatırlattı. Meclis’in bütün renkleri ve zenginlikleriyle tam bir Türkiye fotoğrafı arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, hiç kimsenin dışarda bırakılmadığını, hiç kimseye ikinci sınıf muamelesi yapılmadığını, kimsenin horlanmadığını ve aşağılanmadığını anlattı.
Meclis’in açılışından yaklaşık 3,5 yıl sonra 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edildiğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Tıpkı Çanakkale Zaferimiz gibi, tıpkı Meclis’imizin teşkili gibi, cumhuriyet de, Türkiye’nin tüm renklerini ihtiva eden ruh ve anlayışla bina edildi. Ancak, 90 yıllık süreçte zaman zaman, kimilerinin öne çıkıp, kendilerini cumhuriyetin tek sahibi gibi göstermeleri, maalesef cumhuriyetimize zarar vermiştir. Kimilerinin, kendilerini cumhuriyetin yegane bekçisi gibi görüp, cumhuriyeti korumak ve kollamak adına müdahaleler yapması, cumhuriyet ruhumuza, birliğimize en büyük darbeleri vurmuştur. Belli kesimlerin dışlanması, horlanması, aşağılanması, belli kesimlerin hor ve hakir görülmesi, cumhuriyetimizi özünden, ruhundan uzaklaştırmış, birlik ve kardeşlik bağlarımızı hedef almıştır.”
“Cumhuriyet ancak demokrasi olduğunda anlamlıdır”
Erdoğan, cumhuriyetin, belli zümrenin, çevrenin, elit bir kesimin değil, bu topraklar üzerinde yaşayan istisnasız herkesin eseri olduğuna dikkati çekerek, “Cumhuriyetin sahibi herkestir, cumhuriyetin sahibi, cumhurdur, istisnasız sizlersiniz. Biz bu cumhuriyeti hep birlikte kurduk, birlikte yücelttik ve bu cumhuriyetin eşit sahipleri olarak da geleceğe hep birlikte yürüyeceğiz. Cumhuriyet, ancak demokrasi olduğunda anlamlıdır, ancak o zaman cumhuriyet fazilettir” dedi.
Tarih boyunca ve bugün, bir çok otoriter rejimin kendisine cumhuriyet adını verdiğini ama demokrasiyle yönetilmediği için özgürlükleri kısıtladığını, halka zulmettiğini belirten Erdoğan, cumhuriyetin demokrasiyle güçlü, adil, özgürlükçü, eşitlikçi ve kucaklayıcı olduğunu anlattı.
“Önemli reformlar yaptık”
Erdoğan “Demokrasi, birilerinin yıllardır iddia ettiği gibi, cumhuriyetin karşıtı ve hasmı değil, cumhuriyetin bütünleyicisi, tamamlayıcısıdır” diyerek, 11 yıldır, cumhuriyeti demokrasiyle güçlendirmek ve demokrasiyle kucaklaştırmak için çok önemli reformlar yaptıklarını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, bu yeni reform paketinin, 11 yıllık sürecin bir halkası olduğuna dikkati çekerek, 11 yıl içinde buna benzer nice reform paketlerini açıkladıklarını ve uygulamaya geçirdiklerini belirtti.
“Başı açık olan da başı örtülü olan da bu cumhuriyetin sahibidir”
Son reform paketinin, 11 yıl öncesinde ve 11 yıllık süreçte vaadini verdikleri, programlarda, beyannamelerinde, kongrelerinde vadettikleri hedeflerden oluştuğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Tıpkı 11 yıl boyunca yaptığımız reformlar gibi bu yeni paket de Türkiye’yi, Cumhuriyetimizi, milletimizi güçlendirmeyi hedefliyor. Yeni demokratikleşme paketi, en çok da ekonomimizi, istikrarımızı, huzur ve emniyetimizi daha güçlü kılma hedefini taşıyor. Yıllardır süren bazı anlamsız yasakları, artık anlamı ve önemi kalmamış bazı uygulamaları, toplumun çeşitli kesimlerinde rahatsızlık oluşturan, özgürlükleri kısıtlayan bazı dayatmaları bu reform paketiyle ortadan kaldırıyoruz.
Bakınız aziz vatandaşlarım, başı açık olan da başı örtülü olan da bu ülkenin vatandaşıdır, bu cumhuriyetin sahibidir, bu ülke üzerinde eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Birini diğerine tercih etmek, eşitlik ve adalet ilkesine tamamen terstir. Birini makbul vatandaş olarak görüp, diğerini horlamak, en başta vicdana, en başta insani değerlere aykırıdır.”
Erdoğan, yıllarca, insanları, vatandaşları, gençleri, öğrencileri, kılık kıyafetlerine göre ayrıştırmanın, tasnif etmenin, kutuplaştırmanın hiç kimseye yarar sağlamadığını, tam tersine ülkenin birlik ve kardeşliğine açık şekilde zarar verdiğini dile getirdi.
“Hiç kimseye imtiyaz sağlamadık”
“Baş örtüsü için ‘siyasi simgedir’ ifadesini kullanmak bir cehaletin ancak gereğidir. Zira bu ülkede Müslümanların inancının gereği olarak inancının gereğini yerine getirenler, kimi imkanlardan mahrum edilmiş, çok ağır mağduriyetler yaşamak zorunda kalmıştır” diyen Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketi kapsamında bu ayrımcılığa artık son verdiklerini, hiç kimseye imtiyaz sağlamadıklarını, kimseyi avantajlı, dezavantajlı konuma getirmediklerini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, bir tarafı yaparken diğer tarafı yıkmanın, terazinin dengesini bir taraf lehine düzeltirken diğer taraf lehine bozmanın asla gayeleri olmadığına işaret etti.
“Baskıları inşallah tek tek ortadan kaldıracağız”
Sadece Türkiye’nin normalleşmesini sağladıklarını, fırsat eşitliğini tesis ettiklerini, vatandaşlar arasına sokulmak istenen ayrımcılığı ortadan kaldırdıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, “Biz, olması gerekeni yapıyor, insana sadece insan olarak bakmanın gereği neyse, onu yerine getiriyoruz. Kamuda, kılık kıyafetlere bakılarak yapılan ayrımcılığı böylece kaldırdık. Önümüzdeki süreçte, yapacağımız diğer idari ve yasal düzenlemelerle, ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, nefreti de önleyecek adımlar atacağız. Başta siyaset zemini olmak üzere, her alanda kardeşliğimizi pekiştirecek düzenlemeleri Türkiye’ye kazandıracağız. Geçmişte, son derece haksız biçimde halkımıza yöneltilen baskıları inşallah tek tek ortadan kaldıracağız” diye konuştu.
Erdoğan, atacakları her adımla Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü daha da güçlü hale getireceklerini dile getirerek, Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümüne ilişkin son derece iddialı ama bir o kadar da ulaşılabilir hedefleri bulunduğunu bildirdi.
Marmaray’ın açılışı
90’ıncı yıl dönümünde, Cumhuriyet tarihinin en önemli açılışlarından birini gerçekleştirerek, millete ve ülkeye olduğu kadar Cumhuriyete de çok anlamlı, çok değerli bir hediye sunduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, İstanbul’un Asya ve Avrupa yakalarını deniz altından tüp geçitlerle birleştiren “Marmaray”ın açılışının yapıldığını, projenin, sadece kendilerinin değil, yaklaşık 122 yıldır milletin ve devletin hayali olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, 122 yıl öncesinden bugüne ulaşan bir hayali gerçeğe dönüştürdüklerini, sadece İstanbul’a değil, Türkiye’ye, Avrupa ve Asya’ya hatta tüm insanlığa hizmet verecek küresel bir projeyi hayata geçirdiklerini anlattı. Böyle bir hayali ve projeyi gerçekleştirdikleri için millet ve Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak gururlandıklarını belirten Erdoğan, millete, cumhur ve cumhuriyete böyle bir hizmeti kazandırdıkları için bahtiyar olduklarını bildirdi.
Erdoğan, Marmaray’ın 100’üncü yıl kutlamaları öncesinde sadece bir prova olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Buna benzer nice büyük yatırımı tamamlayarak, yenilerine başlayıp bitirerek, 100’üncü kuruluş yıl dönümünde, Cumhuriyetimize çok daha büyük bir gururu inşallah yaşatacağız. Marmaray Projesi’nin hayata geçirilmesinde ilk aşamasından bugüne kadar emeği geçen bakan, bakanlık mensubu arkadaşlarımı, yüklenici firmaları huzurlarınızda ayrı ayrı kutluyorum, tebrik ediyorum ve kendilerine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde, bu ay içinde yaptığımız diğer açılışların, kazandırdığımız diğer eserlerin, tesislerin, yatırımların da ülkemize, milletimize, hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.”
AA