Başbakan Vekili Bülent Arınç, Başbakanlık’ta düzenlediği basın toplantısında Taksim Gezi Parkı’ndaki protestolar ve sonrası yaşanan olayları değerlendirdi.
Arınç’ın basın toplantısında öne çıkan başlıklar şöyle:
” -Polisimiz tarafından gösterilerin ilk zamanlarında ortaya konan aşırı tedbir, haklı olarak tepki toplamıştır. Bununla ilgili incelemeler de idari yoldan başlatılmıştır. Ancak son 5 gündür polis, büyük bir fedakarlık içinde, vakar ve sağduyu içinde bu milletin bir evladı olarak, milletin kendi evlatlarına karşı son derece hassas bir konumdadır.
-Şu anda hepimizin ve toplumun ortak arzusu, sokaklara huzur ve güvenin en önemlisi de sağduyunun hakim olması. Şunu memnuniyetle ifade etmekteyim ki iki günden beri takip ettiğimiz kadarıyla şiddet ya da vandallık içeren gösteriler artık süratle ivme kaybetmeye başladı. Şiddet içermeyen demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve sağduyu içinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz, Hükümetimiz gelişmelere bütünüyle hakim durumdadır.
Herkes bizi takdir etmek zorunda değil
-Herkes bizi takdir etmek zorunda elbette değil ancak biz, bizi takdir etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Herkes elbette bize oy vermek zorunda değil ama biz bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine duyarlıyız. Her bir vatandaşımızın sorumluluğu bizim üzerimizdedir her bir vatandaşımızın en temel insani hakkı, özgürlüğü, yaşam tarzı bizim sorumluluğumuz altındadır. Demokratik bir kültür içinde ve yasalar çerçevesinde ifade edilen tüm tepkilere, bütün taleplere sonuna kadar açığız. Yeter ki şiddet olmasın.
MHP ve BDP’nin tavrını takdir ediyoruz
-Türkiye’ye, Türkiye ekonomisine, birlik ve dayanışmamıza yönelik tavır ve davranışlardan herkesin özellikle sakınmasını rica ediyoruz. Muhalefet partilerimizin aklı selimi öne çıkararak, yatıştırıcı tavır sergilemelerini arzu ediyoruz ve bunun gerçekleştiğini görmekten de mutluyuz. MHP’nin, olayın başında beri tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. BDP’nin, olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz.
Kendimizi hesaba çekeriz, çekiyoruz
-Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar büyük bir hassasiyet içinde olduysak bu gösterileri de doğru okumak için o kadar büyük bir hassasiyet içindeyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz, özeleştirimizi yaparız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
-KESK ve DİSK gibi fevkalade güçlü sendikalarımızın, bu olaylar karşısındaki tutumlarının Türkiye’nin iç barışını, toplumsal barışı bozmayacak noktada olacağını ben şahsen ümit ediyorum. Elbette düşünceler açıklanabilir. Elbette kanun içerisinde gösteriler yapılabilir. Bir takım eylemler olabilir. Ama illegal örgütlerin ekmeğine yağ sürecek ve ateşi büyütecek davranışlardan ısrarla kaçınmalarını kendilerinden rica ediyorum.
-Türkiye tüm bu senaryoları boşa çıkaracak güce fazlasıyla sahiptir. Şu anda Türkiye’de her şey devletimizin kontrolü altındadır. Vatandaşlarımızın da katkısıyla, vatandaşlarımızın sağduyu ve sabrıyla, huzur ve güven ortamı çok daha hızlı tesis edilmiş olacaktır.
Kazanımlarımızın hedefe alınması düşündürücü
-Zarar gören ya da zarar görmesi muhtemel varlıklar, AK Parti’nin ya da Hükümet’in değil Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarınındır. 90 yılda çok zor şartlar altında, herkesin emeğiyle alın teriyle oluşturulan varlıkların bu şekilde heba edilmek istenmesi gerçekten acı vericidir. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, şiddet ortadan kalkmışken, ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken kazanımlarımızın hedefe alınması oldukça düşündürücüdür.
Vatandaşlarımızdan daha fazla sabır bekliyoruz
-Bugüne kadar gösterileri sabırla izleyen vatandaşlarımızdan daha fazla sabır ve sağduyu bekliyoruz. Anne ve babalardan çocuklarını bu kaotik ortama itmek isteyenlere karşı, liseleri ile ilköğretim okulları ile üniversite gençliğimizi bu kaotik ortamın birer aktörü haline getirmek isteyenlere karşı üniversite rektörlerimizi, gençlerimizi ve anne ve babalarını, Türkiye’de yaşayan herkesi olayların asıl varmak istediği noktada karışık, kaotik ve Türkiye’nin tüm zarar göreceği bir noktaya getirmemeleri konusunda sağduyu bekliyoruz, ilgi bekliyoruz, fedakarlık bekliyoruz”
Dava açan dernek yetkilileriyle de görüşeceğim
-Halkımızın kafa karışıklığını gidermek üzere, bu konuda iyi bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda dava açan ve yürütmeyi durdurma kararını istihsal eden dernek yetkilileriyle de bugün ve yarın görüşeceğim. Onların taleplerini ve düşüncelerini de alacağım. Yine bu konuda ilk eylemleri başlatan arkadaşlarımızdan talep olursa, onların da olaylara hangi gözle baktıklarını dinleme imkanı bulacağım.
-Elbette burada kamu görevlilerinin kademe kademe veya farklı farklı yanlış anlamaları yanlış hareket etmeleri söz konusu olabilir. Bunu hükümetimiz içinde ilgili bakanlarımızla görüşürüz. Bürokratlar içinde de görevli olanların yaptıkları, görevde sınırı aşıp aşmadığı konusunda da elbette sadece eleştiri değil bir soruşturma da başlatabiliriz.
Polise meşru müdafaa dışında gaz kullanmama talimatı verildi
-Polisler, ağır bir görev yapıyorlar. Bu görevlerini ifa ederken ‘olağan dışı hatta orantısız güç kullanmak’ diyoruz. Aşırı şiddet de kullanabiliyorlar. Ancak şu karara vardık. Bu karar, eylemlerin o tasvip etmediğimiz noktasından sonra, şu şekilde cereyan ediyor. Pasif durumdalar yani karşı taraftan birşey gelmedikçe oldukları yerde bekliyorlar, saatlerce ve sabırla. Bir fiili saldırı anında sadece kalkanlarını kullanıyorlar, o yetmezse su sıkıyorlar ama kendi canları hayat bahis mevzu olunca, ancak o zaman gaz kullanıyorlar. Kendilerine gaz kullanmamaları, meşru müdafaa durumunda kalmadıkça gaz kullanmamaları talimatı verilmiştir.
AA
Özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum
-O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum.
Sokaktakilerle başederiz
-(ABD Dışişleri Bakanı) Kerry veya diğerleri kim olursa olsun Türkiye’de yaşanan olayların onlarcası kendi ülkelerinde oluyor. Kendi ülkelerinde buna nasıl teşhis koyuyor veya nasıl tepki veriyorlarsa biz aynısını da onlardan bekleriz. Hükümetimiz güçlüdür, devletimiz güçlüdür. Sokak olaylarına pabuç bırakacak noktada değiliz. 76 milyon büyük bir sükunetle ama üzülerek olayları takip ediyor ve sükunetle takip edenlere minnet borcumuz var. Biz sokaktakilerle başederiz”
Dış basında dezenformasyon var
-Dış basında fevkalade dezenformasyon var. İsimlerini zikretmeye gerek yok, siz de onları biliyorsunuz. Türk basının gösterdiği duyarlılığı, maalesef dışarıda bir takım uluslararası televizyon ve kanallar aynı şekilde göstermediler. Bu Türkiye’ye karşı bence hasmane bir tutumdur. Ancak basın özgür. Bu konuda yazacaklarını, çizeceklerini bizim tayin etmemiz veya bizim belli çerçevede bunu oturtmamız mümkün değil.
Kesin bir kararımız yok
-Kesin bir kararımız yoktur. Kaldı ki orada ne yapılacağı konusu da henüz kararlaştırılmamıştır. Sadece Taksim’in yayalaştırma çalışmasında bir proje vardır ama buraya Gezi Parkı’na veya Topçu Kışlası’na ne yapılacağı konusunda farklı düşünceler vardır. Henüz düşünce aşamasındadır. Elbette bu duyarlılıkları dikkate alarak çok kesin bir karar alacağımızı söyleyebilirim. Önce mahkeme kararını irdeleyelim. Sonra buraya ne yapılacağı konusunda net bir fikir ortaya koyalım. Bu fikri, bütün taraflarla, paydaşlarla görüşelim ve halkımızın istediği konuda karar verelim.
Genelkurmay Başkanlığının “taciz ateşi” açıklaması
-Çözüm süreci sağlıkla yürüyor, ancak Genelkurmay Başkanlığı görevi gereği zaman zaman bu tür açıklamalar yapabilir. Yani çözüm süreci başladı diye Türkiye’de kurumlar işlerini tatil etmiş durumda değil. Sürecin başarılı şekilde devam etmesi en azından 5-6 aydır Türkiye’de terör eylemlerinin olmaması, silahların bırakılması ve ülke dışına çıkılması bunlar Türkiye’de herkesin beklediği, özlediği bir noktaydı. Ama şüphesiz silahlı eylem yapmak isteyen gruplar, giriş çıkışlar ya da Türkiye’ye zarar verebilecek bir takım hazırlıklar olursa sadece Genelkurmay Başkanlığımız değil bütün kolluk güçlerimiz de kendi görevlerinin bilincindedir.