Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) yarın yapmayı planladığı referanduma ilişkin, “Türkiye olarak diyoruz ki; henüz vakit çok geç olmadan bu işten vazgeçin. Bu işten vazgeçmek başta Kuzey Irak halkına Türkiye’ye, İran’a, Irak’a, Suriye’ye ve bütün coğrafyamıza hayır getirecek.” dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a giden Başbakan Yardımcısı Işık, AK Parti milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal ile Valiliği ziyaret etti.
Vali Hasan Basri Güzeloğlu tarafından karşılanan Işık, Valilik Şeref Defterini imzaladı.
Makamda gerçekleşen görüşmede gazetecilere açıklama yapan Işık, Diyarbakır’ın, peygamberler, evliyalar ve sahabeler şehri olduğunu vurgulayarak, kentin sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda medeniyetlerin de önemli merkezlerinden biri olduğunu bildirdi.
Kentin tarihin her döneminde merkez olduğuna ve bu önemini hiçbir zaman kaybetmediğine işaret eden Işık, ilin, ilim, kültür, edebiyat ve sanat alanında Türkiye’nin en önemli isimlerini yetiştirmeyi başarmış çok önemli bir merkez olduğunu aktardı.
“Diyarbakır yeni bir sıçrama yapacak”
Başbakan Yardımcısı Işık, Diyarbakır’ın AK Parti iktidarı döneminde çok yoğun yatırımlar aldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Şu ana kadar iktidarımız döneminde yapılan yatırımların toplamı 30 milyar lirayı geçti. Özellikle son dönemlerde kamu kaynaklarının doğrudan Diyarbakır halkına hizmet olarak dönmeye başlamasıyla yeni bir hamlenin de içerisindeyiz. İnşallah önümüzdeki günlerde Diyarbakır’ın yeni bir sıçramayı yapmasını da hedefliyoruz. Cazibe Merkezleri Programıyla inşallah Diyarbakır yeni bir sıçrama yapacak. İmalat sanayisinde çok önemli yatırımların Diyarbakır’a geleceğini biliyorum. Bu noktada Diyarbakır hak ettiği yeri mutlaka alacak.”
Kentin sadece imalat sanayisi ile değil, kültür, turizm, tarıma uygun geniş alanlar ve ticaretle de çok önemli bir merkez olduğunu anlatan Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu noktada kent terörden dolayı kaybettiği yılları inşallah önümüzdeki süreçte hızla tamamlayacak, telafi edecek ve yine tarihin her döneminde olduğu gibi bir ağırlık, merkezi olmaya devam edecek. Bizim de bütün hedefimiz, gayretimiz, gayemiz bu. Diyarbakır’ın hak ettiği, layık olduğu yere gelmesi, Diyarbakırlının da hak ettiği refah seviyesine ulaşması. Bu açıdan halkın huzurunun, güvenliğinin, asayişinin tam olarak temin edilmesi, halkın kendisini huzur içerisinde hissetmesi çok önemli bir aşama. Diğer yandan kamu kaynaklarının doğrudan halkın hizmetine aktarılması son derece önemli. Şimdi sadece bir boyutta değil her boyutta yapacağımız yeni çalışmalarla inşallah bu hedefimize ulaşacağız.”
IKBY’nin yapmayı planladığı referandum
IKBY’nin yarın gerçekleştirmeyi planladığı referanduma ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Işık, referandumun Irak’ın kuzeyine, bölgeye ve bu coğrafyaya hiçbir fayda getirmeyeceğinin çok açık olduğunu belirtti.
Işık, şöyle dedi:
“Referandumun kısa vadede iç siyasi tartışmaların belki ötelenmesi açısından bir faydası olabilir Kuzey Irak yönetimine ama bunun bölgeye, bölge halkına hiçbir şekilde faydasının olmayacağını düşünüyoruz. Bölgede yeni nifak tohumları ekmenin, bölgeyi yeni bir kan deryasına çevirmenin başta Kuzey Irak halkı olmak üzere hiç kimseye bir faydası yok. Bu, çok açık ki; bölge üzerinde oynanan oyunların iyi niyetle de olsa bu bölgeye taşınmasıdır. Burada siz düşünün ki; dünyada devletler birleşip birleşik devletler olma noktasına doğru yürürken, birliktelikler artarken bölgede daha fazla devletçikler oluşturmanın ne kadar büyük tenakuz olduğunu hepimizin görmesi lazım ve bu referandumu açıkça destekleyen bir tek ülkenin İsrail olmasının da aslında başlı başına düşünülmesi gereken bir durum olduğunu özellikle Kuzey Irak yönetiminin düşünmesi lazım.”
Işık, Türkiye’nin kara gün dostu olduğunu vurgulayarak, “Kuzey Irak halkı bin yıldır kader birliği yaptığımız bir halktır. Son dönemlerde merkezi hükümetle Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin arasındaki ipler kopma noktasına geldiğinde, Kuzey Irak adeta açlığa, yokluğa ve yalnızlığa mahkum edildiğinde Kuzey Irak’ın nefes almasını, hayata bağlanmasını, oradaki insanlarımızın mağduriyet yaşamamasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur. Dost acı söyler ama doğruyu söyler. Türkiye de dosttur hem de kara gün dostudur.” ifadesini kullandı.
“Tavrımız, bu referandumdan bir an önce vazgeçilmesi”
Türkiye olarak bu referandumun başta Irak’ın kuzeyi olmak üzere, bölge halkına ve özellikle bu coğrafyaya hiçbir faydası olmayacağını dile getiren Işık, bunun yerine var olan sorunların oturulup, konuşarak çözülmesi, daha güçlü bir bölgenin, daha birleşik bir bölgenin Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü esasında daha güçlü bir coğrafyanın oluşmasına katkı verilmesi gerektiğini aktardı.
Işık, “Dünyanın bir tarafında birleşmeler teşvik edilirken bir tarafında adeta parçalanmış yapılar, adeta un ufak edilmiş bölgeler oluşturmanın bizce bu bölgeye hiçbir faydası olmayacak. Türkiye olarak diyoruz ki; henüz vakit çok geç olmadan bu işten vazgeçin. Bu işten vazgeçmek başta Kuzey Irak halkına Türkiye’ye, İran’a, Irak’a, Suriye’ye ve bütün coğrafyamıza hayır getirecek.” diye konuştu.
“Enerjimizi, gücümüzü halkımızın refahı için kullanmalıyız, daha fazla parçalanmak, daha fazla bölünmek ve bölgeyi daha fazla içinden çıkılmaz hale sokmak için değil.” görüşlerine yer veren Işık, şunları aktardı:
“Şunu unutmayın cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülüdür. Hiç kimse, ‘Ben yanlış yapıyorum.’ diye yola çıkmaz. Hiç kimse, ‘Bu yolun sonu karanlıktır.’ diye çıkmaz ama tarih göstermiştir ki; pek çok adım sadece o adımı atanları değil, o adımı atan insanların içinde yaşadığı toplumları da bölgeyi de felakete sürüklemiştir. Bu açıdan yeni bir felakete sürüklenmemek için Türkiye olarak tavrımız, bu referandumdan bir an önce vazgeçilmesi. Bununla ilgili temaslarımız, gayretlerimiz, çabalarımız her yönüyle sürüyor, sürecek.”
“Türkiye gereken tedbirleri almakta tereddüt etmez”
Başbakan Yardımcısı Işık, “Referandumun gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin tavrı ne olur?” sorusu üzerine, bunların en üst düzeyde açıklandığına işaret etti.
Işık, şunları kaydetti:
“Türkiye, bölgenin daha büyük bir kargaşaya girmemesi, bölge halkının daha fazla ızdırap çekmemesi için alınması gereken tüm tedbirleri çekinmeden alacaktır. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın. Türkiye alınması gereken tedbirleri almakta tereddüt etmez. Bunun herkesin bilmesi lazım. Ama bu tedbirlerin başta bölge halkı olmak üzere bütün coğrafyanın daha büyük bir felakete sürüklenmesini engellemek için alınacağının bilinmesi lazım.”