Star’da yer alan habere göre, MHP üst düzey yönetici ve milletvekili adaylarının 2011 seçimleri öncesinde istifasına, partinin yeniden dizayn edilmesine yol açan kaset komplosunun ‘hakim kararıyla’ gerçekleştirilen dinleme ve izleme sırasında yapıldığına dair önemli ipuçlarına ulaşılmıştı. İnternete sızdırılan görüntülerin, yasal izne dayanılarak yapılan takiple belirlenen evlere kamera yerleştirilerek elde edilip edilmediği araştırılıyordu. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın MHP’liler için alınan teknik takip kararının 3 ay daha uzatılmasına ilişkin talebinde, dinleme gerekçesi olarak “Türk-Kürt çatışması çıkarmayı hedefleliyorlar” iddiası dikkat çekti.
Türk İntikam Birliği Teşkilatı
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 14 Mart 2011 tarih ve “Teknik takip kararı” konulu dinleme talebinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin koruma müdürü Murat Mantuş, Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker, Özel Kalem Müdür Yardımcısı Bilal Aydın hakkında verilen dinleme kararının 3 ay daha uzatılması istendi. Uzatma talebinin gerekçesinde “TİBT örgütünün faaliyetlerinin deşifresi, Türk-Kürt çatışması çıkarmaya yönelik eylem ve faaliyetlerinin önlenmesi, TİBT ile bağlantılı olarak oluşturulan yeni silahlı yapılanmaların takibi ve deşifresi amacıyla söz konusu numaranın takibi talep edilmektedir” denildi.
Gizli tanık ifadesi var
Bahçeli’nin en yakınındaki 3 isim için yapılan dinlemenin 3 ay daha uzatılmasına yönelik iletişimin dinlenmesi, izlenmesi ve kayda alınması talebi, gizli tanık ifadesine dayandırıldı. Dinleme talebinde “TİBT örgütü ile bağlantılı olan ve Kürt vatandaşlarımıza yönelik şiddet eylemleri planlayan ve milliyetçi hassasiyetleri olan insanları da etrafında birleştirmeye çalışan bir yapı içerisinde bulunan ve gördüklerinden sonra içinde bulunduğu yapıdan korkan bir şahıs tarafından 9 Aralık 2010 tarihinde ihbar yapıldı” denildi.
Irkçı söylemleri ön planda
Adı geçen kişinin yaptığı ihbarda ise şu ifadelerin yer aldığı belirtildi: “TİBT mensubu şahısların milliyetçi duyguları öne çıkan bazı şahısları da kontrol altına almaya çalıştığı, birlikte ırkçı söylemlerin ön plana çıktığı toplantılar yaptıkları, toplantıya katılan birçok kişinin şahsın silah da taşıdığı… Kürtlerin bu ülkede yaşam hakkı olmadığına dair söylemlerde bulunduğu.”
