Neşe Sarıdoğan’ın haberi
AİLELERİNDEN ALINAN TÜRK ÇOCUKLARI İÇİN MECLİS RAPORU
MECLİS, Avrupa ülkelerinde Gençlik komisyonlarının kararları doğrultusunda çeşitli nedenlerle ailelerinden alınan binlerce Türk çocuğun durumuyla ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı. Raporda, ailelerinden alınan çocukların kaldığı yurtlarda çok ciddi sorun ve tehlikelerle karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekilirken, çocukların ailelerden alınmasına gerekçe yapılan konulardaki çarpıklıklara vurgu yapıldı.
Hakim, aileyi ciddiye almıyor
Haziran’da şikayetlerin yoğunlaştığı Almanya, Hollanda ve Belçika’ya giden komisyon üyeleri, yaptıkları incelemeleri raporlaştırdı. Bayramdan sonraki hafta komisyonda görüşülecek olan raporda, “Bu zamana kadar edinilmiş deneyim ve tecrübelerden aktarıldığı üzere, aile mahkemesinin davalarında gençlik dairesi uzmanları tarafından hazırlanan raporlara ve ifadelere hakimlerin daha fazla önem verdiği, ebeveynlerin açıklamalarını yeterince ciddiye almadıkları ve kararların sürekli ebeveynler aleyhine çıktığı anlaşılmaktadır” tespiti yapıldı.
Türk kültürünü bilmiyorlar
Türk toplum yapısı ve kültürünü bilmeyen üçüncü kişilerin, ailelerin çocuklarına karşı uyguladıkları bir kısım tutum ve davranışlarla çocuğun geleceğini tehlikeye düşüreceği kaygısı ile yaptıkları şikayet ve ihbarların asılsız olduğu görüşünün yer aldığı raporda, ancak ailelerin bu ihbarları ciddiye alıp inceleme başlatan gençlik daireleri hakkında aile birliğini bozucu bir unsur olarak görülmesine neden olduğu belirtildi.
Bizde şaka orada taciz oluyor
Almanya’daki gençlik dairelerindeki uzmanlar arasında çok az sayıda göçmen kökenli olması nedeniyle ailelerin çocuklarıyla olan problemlerinin çözümünde yeterli hukuki ve maddi desteğin gençlik daireleri tarafından göçmen ailelere sağlanamadığına dikkat çekilen raporda, iletişim eksikliğinin yanı sıra uzmanın göçmen aile kültürünü bilmemesinden dolayı aile ve çocuk arasında geçen bazı davranışların uzmanca olumsuz değerlendirildiği belirtildi. Raporda “Hatta şaka mahiyetinde olan bazı tutum ve davranışların bile cinsel taciz olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır” denildi.
Anneanne ısrarla kucaklarsa!
Raporda yer alan “Gençlik dairesi yetkililerinin, bir anneannenin torunları ile görüşme günlerinde zorla bir şeyler ikram etmeye çalışması ve ısrarla kucaklamak istemesi gibi tutum ve davranışları kendi sosyal ve kültürel değerlerine uygun görmedikleri tutum ve davranışlar olarak değerlendirdiği, bu nedenle çocukların selameti gerekçesine dayanarak, çocukları anneannenin vesayeti altına vermediği anlaşılmıştır” ifadeleri de dikkat çekti.
Koruyucu ailele seçimi yanlış
Pek çok Avrupa ülkesine kıyasla Hollanda’da Müslümanların gündelik yaşamda inançlarını daha rahat ifade edebildiği, İslami semboller konusunda sorun yaşamadığının anlaşıldığı belirtildi. Hollanda’da minareler camiler yapılabildiği, ezan sesinin cami dışına verilebildiğine şahit olunduğu belirtildi. Ancak bu özgürlüklerin çocuk bakım sisteminin sorunlu uygulamalarıyla çelişki yarattığı öne sürüldü.
Raporda, “Gerçekleştirilen görüşmeler ışığında, Hollanda makamlarının koruyucu aile seçiminde çocukların kültürel ve dini durumlarını yeterince dikkate almadığı, Müslüman ailelerin çocuklarına gereken hassasiyeti çoğunlukla göstermediği kanaati oluşmuştur, çocukların velayetini alabilecek yakın derece akrabalarının mevcut olduğu durumlarda dahi, bu hususun gözetilmediği vakalara rastlanmaktadır” denildi.
Kararı mutlaka mahkeme vermeli
AVRUPA’DA incelemelerde bulunulan ülkelerde en az sorunlu uygulamanın Belçika’da olduğu belirtilen İnsan Hakları Komisyonu raporunda, buradaki gençlik daireleri ve koruyucu ailelere ilişkin Türk toplumu tarafından dile getirilen bir sorun tespit edilemediği belirtildi. Raporun sonuç bölümünde ise tespit ve öneriler ana hatlarıyla şöyle sıralandı:
– Velayet hakkını aileden alınması veya çocuğun koruyucu aileye verilmesi kararı gençlik dairesi yerine mahkeme kararıyla olmalı.
– Çocuklar basit sebeplerle ailelerinden alınmaktadır. Gençlik daireleri uygulamalarının asıl hedefi aile bütünlüğünü koruma yönünde olmalı.
Akrabalarına verilsin
– Çocuk kendi kültür ve yaşam tarzına en yakın akraba ve ailelere verilmeli.
– Aile ile çocuklar arasında sürekli şahsi ilişki kurulmasına imkan sağlanmalı.
– Ailenin durumu sık sık kontrol edilerek negatif durum kalktığında çocuk aileye iade edilmeli.
– Çocuğun anadilini konuşmasına imkan sağlanmalı.
– Mahkeme kararına esas teşkil edecek raporlar gençlik iaresi uzmanları dışında, başka uzman veya bilirkişilerce hazırlanmalı.
Türk uzmanlar olsun
– Gençlik dairelerinde Türkiye kökenli uzman istihdamı artırılmalı.
– Türkiye kökenli ailelerin koruyucu aile olması teşvik edilmeli, gençlik daireleri uygulamalarına karşı aileler bilinçlendirilmeli.
– Türk toplumundaki aile içi problemler çocukların dairelerin uygulamalarına maruz kalmasına neden olmaktadır. Vatandaşarın gittiği ülkeye uyum sağlaması gerekmekte.
– Barınma yurtlarındaki çocuklarla ilgili acilen bir çalışma yapılmasına ihtiyaç bulunuyor
Star