Avrupa Terörle Mücadelede Yardımcı Olmalı

Olaylar
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı son raporun taslağında, ilk defa AB’ye çağrı yapıldı. Terörist ve zanlıların iade dosyalarının savsaklanmaması iste...
EMOJİLE

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı son raporun taslağında, ilk defa AB’ye çağrı yapıldı. Terörist ve zanlıların iade dosyalarının savsaklanmaması istendi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raporu, AB ve üye ülkelere çağrı yaparak terörle mücadelede Ankara’ya yardımcı olmalarını talep edecek. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, ilk defa AB Komisyonu ve üye ülkelere çağrı yaparak terörist ve zanlıların iade dosyalarının savsaklanmamasını istiyor. Taslak iade taleplerinin "kanuni ve usul gerekçeleri ile ertelenemeyeceğini" kaydediyor.
 
Zaman’ın ulaştığı 9 sayfalık taslak, Kıbrıs konusunda geçen yıllarda olduğu gibi net bir Rum yanlısı tavır sergiliyor. Türkiye’nin askerlerini Ada’dan çekmeye başlamasını talep eden taslak, Maraş’ın da BM’ye devredilmesini ve Rumların Maraş Limanı’nı AB kuralları çerçevesinde Türklerin de doğrudan ticaret yapabilecek şekilde ticarete açmasını gündeme getiriyor. Türkiye ise Maraş’ın iadesinin ancak nihai çözüm çerçevesinde gündeme gelebileceğini savunuyor. AP, doğalgaz arama tartışmalarında Rumlara tam destek verirken, Türkiye’nin Rumların dönem başkanlığında AB ile ilişkilerinin donduracağı yönündeki beyanlarını tenkit ediyor.
 
Taslakta ifade ve basın hürriyeti konusunda hükümete sert eleştiriler yöneltiliyor. Gazetecilere karşı açılan davaların ve uzun tutukluluk sürelerinin endişe verici olduğuna işaret ediliyor. Bu kapsamda Doğan Grubu’na verilen vergi cezası tekrar gündeme getiriliyor. İnternet kanunu ve sık sık yasaklanan internet sitelerinin ifade hürriyetini zedelediğinin ileri sürüldüğü taslak raporda, basın hürriyetini engelleyen kanunların bir an evvel tadil edilmesi çağrısı yapılıyor. Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı 9 sayfalık rapor, 12 Ocak’ta Dış İlişkiler Komitesi’nde (AFET) tartışıldıktan sonra mart ayı sonuna doğru Genel Kurul’da oylanarak kabul edilecek.
 
Yeni anayasa çalışmalarına kuvvetli destek veren AP raporu, sivil anayasanın demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması açısından fırsat teşkil ettiğini belirtiyor. Kürt sorununun çözümünde de yeni anayasa çalışmalarının etkili olabileceği kaydediliyor. Taslak, Türkiye’nin Arap ülkeleri için demokratikleşme "örneği" olduğunu vurgularken, Ankara’nın Suriye siyaseti övülüyor. Fakat Ankara’nın dış politikasını AB ile koordine etmesi talep ediliyor. Raporda öne çıkan başlıklar şöyle:
 
Terörle mücadele: PKK’nın sürdürdüğü terör, kuvvetli ve net şekilde tel’in ediliyor, AB’nin Türkiye ile tam bir dayanışma içinde olduğu vurgulanıyor. AB terörle mücadele koordinatörü, Europol ile işbirliği içerisinde AB üyelerine terörle ve terörü finanse eden örgütlü suç şebekeleri ile mücadelede işbirliğini artırmaları çağrısı yapılıyor. AB Komisyonu ve üye ülkelere seslenen taslak, Türkiye’nin iade talepleri için daha etkili bir işbirliği gerektiğine dikkat çekiyor ve "Bu talepler artık kanuni ve usul gerekçeleri ile ötelenemez." diyor.
 
Kürt sorunu: Türk hükümetine siyasi çözüm için çağrı yapılırken, bölgenin sosyo-ekonomik gelişiminin temin edilmesi için çabaların artırılması isteniyor. Yeni anayasa çalışmalarının demokratik açılım için "çok faydalı bir çerçeve ürettiği" vurgulanıyor ve KCK operasyonları çerçevesinde mahallî siyasetçi ve belediye başkanlarının tutuklanmasının endişe verici olduğu kaydediliyor.
 
Anayasa: Yeni sivil anayasa çalışmaları demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alınması açısından bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun eşit temsili esas alması ve toplumun bütün kesimlerini sürece dahil etme teşebbüsü memnuniyetle karşılanıyor.
 
Kıbrıs müzakereleri: BM çatısı altında sürdürülen görüşmeler kuvvetle destekleniyor. Türkiye ve "bütün taraflara" çözüme yardımcı olma çağrısı yapılıyor. Türkiye’nin Ada’dan askerlerini çekmeye başlaması talep edilirken, Maraş’ın BM’ye devredilmesi isteniyor.
 
Rum dönem başkanlığı: Türkiye’nin, Kıbrıs sorununa çözüm bulunamaması durumunda 2012’nin ikinci yarısında Rumların dönem başkanlığında AB ile ilişkilerini donduracağını açıklaması üzüntü ile karşılanıyor. AB dönem başkanlıklarının AB anlaşmalarından doğan bir hak olduğu hatırlatılıyor.
 
NATO-AB işbirliği: NATO ile AB arasındaki işbirliğini Rum kesimi yüzünden veto eden Türkiye’ye itirazını kaldırması çağrısı yapılıyor. Rumlara karşılığında Türkiye’nin Avrupa Savunma Ajansı’na katılımını veto etmekten vazgeçmeleri gerektiği hatırlatılıyor.
 
Doğalgaz tartışması: BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 27 üye ve aday ülkeler tarafından imzalandığı ve AB hukukunun bir parçası olduğuna işaret ediliyor. Bu yüzden Türkiye’nin bir an evvel sözleşmeyi imzalaması isteniyor. Diğer yandan Rum kesiminin münhasır ekonomik bölgesinde her türlü hakka sahip olduğu vurgulanıyor.
 

Zaman