Asker değişmedi, bir adım geri attı duruyor

Olaylar
ENGİN DİNÇ’İN HABERİ Başbakan Erdoğan’ın, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ için “Tutuksuz yargılanma esas olmalı" demesinin ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, Er...
EMOJİLE

ENGİN DİNÇ’İN HABERİ

Başbakan Erdoğan’ın, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ için “Tutuksuz yargılanma esas olmalı" demesinin ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, Ergenekon davasından tutuklanan Mustafa Balbay için “Lamı cimi yok vekillerin tahliye edilmesi gerek” şeklinde demeç vermesi tartışmalara yol açtı.

Ergenekon, Balyoz ve İnternet Andıcı gibi davaların ardından tutukluluk kararlarının yol açtığı bu tartışmalar alevlenirken, AK Parti iktidarının tutuklamalarla ilgili kararları neden sorgulamaya başladığını Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz’le konuştuk.

GENELKURMAY BAŞKANININ BAŞBAKAN’IN EMRİNDE ÇALIŞMASI GİBİ BİRŞEY YOK

Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç’ın tutukluluk kararlarıyla ilgili açıklamalarının ne anlama geldiğini sorduğumuz Emre Aköz, şunları söyledi:
“Tutuklamalar ceza gibi bir şey haline geldi. Çok uzadı bu işler. Bir kere birazcık vicdan sahibi olanlar için o konuda bir sıkıntı gerçekten… Bu insanlar suçlu olabilir, yani ben suçsuzlar demiyorum ama bu hali ile kötü bir durum var.

İkinci bir şey de bu durumun CHP’de  vs. gerilim yaratıyor olması. Onlar da şimdi gösteri yapıyor ve süreç katlanarak gidiyor. Sürekli bir huzursuzluk hali, olumsuz haberler falan oluyor. Bu nahoş bir şey.

Bunlar olayın hukuk ve toplumsal ve siyasal huzursuzluk yönü.  Bunların dışında bir de askeri mesele var. PKK’ya karşı ahenkli bir şekilde mücadele ediyoruz diyorlar. Genelkurmay başkanının Başbakan’ın emrinde çalıştığından bahsediliyor. Bence tam öyle bir şey yok, ama neyse…

ULUDERE FACİASI BASİT BİR HATA MI, SABOTAJ MI BİLMİYORUZ

Şimdi bu ortamda İlker Başbuğ’un tutuklanması, ardından Hurşit Tolon’un tutuklanması tabi ordunun içinde sıkıntı yarattı. Öyle insanlar var ki, bunu başka şekilde algılıyorlar. Bunu suç ve ceza olarak,  serinkanlı bir şekilde değil de, askere karşı bir şey yapılıyor gibi algılıyorlar. O da bir sıkıntı yaratıyor. Ben şimdi eminim ordu için bir takım generaller bilmem neler konuşuyordur, Genelkurmay başkanına haberler geliyordur. Böyle rezalet olur mu, ne demek yani genelkurmay başkanı nasıl tutuklanır falan diye…

Dolayısıyla iş katlandı, basit bir vicdan veya hukuk meselesi, basit bir toplumsal sıkıntı ya da sadece askeriye içindeki bir sıkıntı değil. Mesela askeriye içindeki bu Uludere faciası… Şimdi orada küçücük bir numara çekiyor birisi, böyle bir faciaya yol açabiliyor. Çünkü işin içinde, bombalar, silahlar, patlayıcılar var… Yaptığınız küçük bir oyun, yani bir şeyi yapmak ya da yapmamak, bazen bir şeyi bir dakika geç yapmak faciaya yol açabiliyor. ‘Siz asker çok mu ahenkli çalıyorsunuz hükümetle, al sana ahenk’ deniliyor…  Bu olay ardından net bir ses çıkmadı tabi… Bilmiyoruz ne olduğunu… Basit bir hata mı, çok ciddi bir sabotaj mı, planlı bir şey mi onu bilmiyoruz. Ama bu da bir sıkıntı doğuruyor.”

BAŞBUĞ DA KONUŞUYORDU, ÖZEL DE KONUŞUYOR

Taraf yazarı Emre Uslu’nun, “Ergenekon Erdoğan’a sağdan yaklaşıyor” şeklindeki tespitini sorduğumuz Emre Aköz, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in Milliyet gazetesinde yaptığı açıklamalara değinerek, şöyle konuştu:
“Geçen günlerde Milliyet’te Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in açıklamaları çıktı. Orada kalkıp atanmış bir bürokrat Kürtçe konusunda ahkam kesince öteki de kalktı ona ‘onbaşı’ dedi.

Yani İlker Başbuğ da bunu yapıyordu,  Yaşar Büyükanıt da yapıyordu. Onlara kızıyorduk, ‘sen bürokratsın sen ne hakla konuşuyorsun, senin siyasi sorumluluğun yok’ falan diyorduk. Şimdiki Genelkurmay Başkanı da Milliyet’te koskoca iki sayfayı kapamış. Tam da İlker Başbuğ’un sorgusunun olduğu gün yapıldı bu röportaj. Yani askeriye 80 yıllık saltanattan sonra kalkıp öyle kolayca bu işi bırakmaz. Kim bırakır derse, hayal görüyor. Mesele sırf Ergenekon meselesi değil, onu anlatmaya çalışıyorum. Orada bir kurum var. Ergenekon işin suç olan tarafı ama bir kere ana kurum var orada… Ana kurum zaten orada duruyor… Sen kalkmışsın Cumhuriyeti koruyan kurumum, Atatürk’ün kurumuyum diyorsun. Darbeler yapmışsın, höt zöt etmişsin, öyle bir geçmişe sahipsin. Sonra kalkıp Tayyip Erdoğan geldi diye…  Biraz kenarda, bir adım geri atıp duruyorlar… Olduğu gibi duruyorlar. Hiçbir yasa değişmiyor.

Ortada bir kurum var, kurum değişmez ki… Kurumların değişmesi on yıllar alır. On yılda falan değişmez. Daha 2004’te yılında adamın günlükleri var. 2004 yılında plan, program yapıyorlar, biraraya geliyorlar. Hilmi Özkök “ha” dese darbe yapacaklar… 27 Nisan 2007’de Yaşar Büyükanıt ültimatom veriyor. 2007’den bugüne 5 sene bile olmadı. Daha dün bir bugün iki, o insanlar oradalar… Mesela Yaşar Büyükanıt’ın fotoğrafını görüyorsunuz arkasında İlker Başbuğ duruyor. O insanlar değişmedi ki niye değişsinler?”

KEMALİZM NEDİR Kİ, LİME LİME ETTİK ONU!..

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 1 Eylül 2011 tarihinde Radikal gazetesine verdiği demeçte TSK ile yapısal demeçler verdiğini dile getiren Emre Aköz, konuşmasını söyle sürdürdü: 
“Şimdi siyaset güçlü ve ekonomi de iyi gidiyor. Askerin istediği şeyler vardır; hani silahtı falan onlar da veriliyor mu? O zaman asker de fazla sesini çıkarmıyor. Şimdi olan bu… Ama Mehmet Altan’ın dünkü yazısında askeriyeyle ilgili Hüseyin Çelik’in dile getirdiği yapısal meselelerle ilgili bir liste var. O 15 maddenin hangisi değişti ki? GES komutanlığının MİT’in kontrolüne geçmesi çok önemli bir şey ama demokratikleşmek, sivilleşmek öyle kolay iş değil Burada benim oturduğum yerde, karşımda askeriye duruyor. Burada niye askeriye var ki, niye sınırda değiller? Burada şehrin göbeğinde duruyorlar, anlamadım yani. Az ileride havuzları var, yazın havuza giriyorlar. Dışardan yürürken göremiyorsun, yukardan bakınca görebiliyorsun, koskoca havuz var yani. 1923’ten beri böyle bir sistem kurulmuş…  Kemalizm ideolojisi bitebilir, ideoloji olarak bir şey değildir. Kemalizm nedir ki, lime lime ettik onu…  Sosyal bilimciler, karşıt görüşler falan derken lime lime oldu… Modern dünyada bir yeri var mı Kemalizm’in, yok. Ama somut toplumsal ve yasal temeli var bu ülkede…”

BU BDP İLE YENİ ANAYASA YAPILMAZ

Emre Aköz, TSK ile ilgili düzenlemelerin yeni anayasa çalışmaları ile birlikte düzenlenme imkanı olup olmadığı yönündeki sorumuza ise şu cevabı verdi:
“Yeni anayasadan çok umutlu değilim. Ne yapacaklar k? Mesela MÜSİAD bir anayasa hazırladı. Orada milli güvenlik kurulu hiç yok. Ama mesela ordunun ‘biz anayasal kuruluşuz’diye söylemi var. Çıkardım anayasadan, ne yapacaksın o zaman? Ama çıkarabilecekler mi bakalım? Çok kötü oldu AK Parti’nin tek başına anayasayı değiştirememesi. Bu BDP ile falan anlaşılmaz ki, BDP’nin haline baksanıza; daha yeni yeni kalkmış silahtan bahsediyorlar. Onlarla siyaset yapılmaz. Öteki tarafta MHP var. Al birini vur ötekine… 35 tane insan ölmüş, hala bilmem ne laflar ediyor, vicdansız bir de yani…”

AK PARTİ’NİN ENERJİSİ KALMADI, YENİ HASIM GEREK   

Yeni anayasa çalışmalarında AK Parti’nin enerjisinin de yetersiz kaldığını belirten Emre Aköz, bunun kaynağının AK Parti’nin siyasi hasmının kalmamasına bağlayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi eskiden enerji vardı; askeriye AK Parti’ye laf ediyordu, biz de AK parti’ye destek oluyorduk. Başbakan önde, biz arkasında belli bir mücadele, bir enerji vardı,  bir sinerji sağlıyordu.  Yarıştığın, alt etmeye çalıştığın bir hasım vardı… Şimdi hasım gidip de iş başa düşünce birden sıkıntılar da başladı. Bu durum enerjiyi azalttı. Yani maçı kazanırsın ne olur, mesela en çok maçta ne zaman gol yenir biliyor musun? Golü attıktan sonra yersin. 20 dakika debelenirsin çalışırsın bir gol atarsın, oh be dersin nihayet attım. Sadece 3 dakika sonra gol yersin. Bu çok bilinen bir şey. Çünkü orada adrenalin var, mücadele ediyorsun, bir sinerji var. Takım böyle çok uğraşınca atıyor golü, atınca bir düşme oluyor. Bunun gibi bir şeyden bahsediyorum. Yani yeni hasım yok, bize hasım gerek.”

on5yirmi5.com