Araştırmada, Türkler arasında milliyetçilik algısı, İslam’ın Türk kimliğindeki önemi, Batı ve diğer dış gruplara karşı şüphecilik ve güvensizlik, ekonomik ve askeri alanlarda daha fazla kendine yetebilme ve güç sahibi olma, Türkiye’nin demokratik değerleri ve tarihine güçlü inanç gibi bazı milliyetçi ideallerde birliktelik olduğu ancak Erdoğan iktidarına bakış ve ülkenin genel gidişatına bakışta derin bölünmeler yaşandığı tespitine yer verildi.
Amerkina’nın Sesi’nde yer alan habere göre; “Türkiye Yeni Bir Milliyetçilik Deneyimi mi Yaşıyor?” başlıklı rapora göre, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, Türkler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı, gündemi ve vizyonu konusunda derin bir bölünme var. CAP’in anketine katılan Türkler’in yarısına yakını, ülke ekonomisinin geldiği durum ve Erdoğan’ın genel yönetiminin yanısıra, hükümetin darbe girişimine verdiği yanıttan hoşnutsuzluk dile getirdi. Geri kalan yarı kesim ise bunun tersi yönde görüş bildirdi.
Rapor, Erdoğan ve AK Parti’nin, Türk halkının büyük kesimi arasında yükselen milliyetçi hissiyattan hem fayda sağladığını hem de bu hissiyatların güçlenmesine yardımcı olduğu analizinde bulunuyor.
“Yeni milliyetçilik…”
Raporda, “Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve önceki hükümetler altındaki daha laik milliyetçilikle karşılaştırıldığında, bu yeni milliyetçilik, kesin bir Müslümanlık vurgusuna sahip, şiddetle bağımsız, dış güçlere güvenmeyen, Türkiye’yi zaptetmeye çalışıyor olarak gördüğü diğer ülkeler ve küresel elitlere karşı şüpheci bir milliyetçilik” şeklinde değerlendirme yapıldı.
Rapora göre, bu milliyetçi dalgada, Türk halkı ABD, Avrupa ve dış güçlere karşı genel anlamda derin bir şüphecilik ve güvensizlik besliyor. Rapordaki ilginç bulgulardan biri de, Türkler arasında giderek yaygınlaşan “daha içe dönük, kendi başına hareket etme” yaklaşımının yanında, birçok kişinin demokratik değerlere bağlılık vurgusu da yapması. Raporda, bu birbiriyle çelişiyor görünen yaklaşımlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakışta yaşanan keskin bölünmelerin, Türk siyasetindeki gergin havanın daha yıllarca devam edeceğinin göstergesi olduğu değerlendirmesine yer veriliyor.
“Yüzde 45’e göre ülke daha kötüye gidiyor”
Metropoll araştırma şirketince 2-12 Kasım 2017 tarihleri arasında yapılan ankete göre, Türkler arasında ülkenin genel gidişatı, Erdoğan’ın performansı ve ekonomiye bakışta partisel ve ideolojik çizgi temelinde derin bir bölünme bulunuyor. Ankete katılanların yüzde 45’i, Türkiye’nin “daha kötüye doğru gittiği” görüşünü dile getirirken, yüzde 34’lük kesim ise bunun tersini düşünüyor. Yüzde 17 ise ülkenin ne daha kötüye ne daha iyiye gittiğini düşündüklerini söyledi.
Bu soruya verilen yanıtlarda, farklı partilerin seçmenleri arasında derin görüş farklılığı dikkat çekiyor. Örneğin AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 63’ü ülkenin “daha iyiye gittiğini” düşünürken, CHP seçmenleri arasındaysa bu oran sadece yüzde 6. AK Partililerin yüzde 17’si ülke “daha kötüye gidiyor” derken, CHP’lilerin ise yüzde 77’si bu yanıtı verdi. MHP destekçileri arasında ise oranlar yüzde 18 (daha iyi), yüzde 60 (daha kötü), HDP destekçileri arasında da yüzde 3 (daha iyi), yüzde 83 (daha kötü) olarak tespit edildi.
Ekonomiye bakışta da benzer oranlar görülüyor. Ankete katılanların yüzde 46’sı, ailelerinin yaşam standartlarının son bir yıl içinde “kötüleştiğini” belirtirken, yüzde 27’lik kesim durumlarının “iyileştiğini”, yüzde 25 ise yaşam standartlarında bir değişim olmadığını söyledi. AK Parti seçmenleri arasında yaşam standartlarının geliştiğini belirtenlerin oranı yüzde 50’yken, tersini söyleyenler ise yüzde 23’te kaldı.
CHP seçmenlerinin yüzde 71’i, MHP seçmenlerinin yüzde 59’u ve HDP seçmenlerinin de yüzde 81’i ailelerinin yaşam standartlarının son bir yıl içinde kötüleştiğini kaydetti.
“Bundan bir yıl sonra Türkiye’deki ekonomik durum nasıl olacak?” sorusuna da yüzde 42’lik kesim “daha kötü hale gelecek” yanıtını verirken, yüzde 35 ise “daha iyi olacak” dedi. AK Partilililerin yüzde 63’i bu soruya iyimser yanıt verirken, CHP’lilerin yüzde 76’sı, MHP’lilerin yüzde 52’si ve HDP’lilerin de yüzde 81’i karamsar yanıt verdi.
Erdoğan’a bakışta derin bölünme
Türkler arasındaki bu bölünme Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakışta da bariz biçimde görülüyor. Ankete katılanların yarısı Erdoğan için olumlu görüş ifade etti. Bunların yüzde 33’ü “çok olumlu”, yüzde 17’si ise “biraz olumlu” seçeneğini işaretledi. Ankete göre, yüzde 45’lik kesimse Erdoğan’a “olumsuz” bakıyor. Bu kesimin yüzde 25’i “çok olumsuz”, yüzde 20’si ise “biraz olumsuz” değerlendirmesinde bulundu. AK Parti seçmenlerinin ise yüzde 87’si, yani neredeyse her 10 AK Partili’den 9’u Cumhurbaşkanı Erdoğan için olumlu görüş belirtirken, CHP’lilerin yüzde 86’si, HDP’lilerin yüzde 84’ü, MHP’lilerin de yüzde 72’si tersini düşünüyor.
Rapora göre, Erdoğan’ın icraatlerini onaylamayanlar arasında, erkekler ve yüksek eğitimlilerin sayısı, kadınlar ve düşük eğitimlilerden daha fazla.
“Bu Pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?”
Ancak içerideki bazı bölünmelere rağmen AK Parti 2019’da planlanan seçimler öncesindeki güçlü konumunu koruyor.“Eğer gelecek Pazar günü seçimler olsa hangi partiye oy verirdiniz?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 49’u “AK Parti” dedi. Bu oran CHP için yüzde 24, MHP ve HDP için yüzde 9, İYİ Parti için yüzde 7, diğer partiler içinse yüzde 2 olarak çıktı.
Rapora göre Türk halkı arasında hükümetin 15 Temmuz darbe girişimine verdiği yanıt konusunda da keskin görüş ayrılıkları bulunuyor. “Hükümetin darbe girişimine yanıtını onaylıyor musunuz?” sorusuna yüzde 49 “evet”, yüzde 39 ise “hayır” derken, bu oran AK Parti destekçileri arasında yüzde 80’e (evet) yüzde 12 (hayır), CHP destekçileri arasındaysa yüzde 18’e (evet) yüzde 70 (hayır) olarak tespit edildi. MHP seçmenlerinde ise oranlar yüzde 39 (evet), yüzde 51 (hayır) oldu.
Darbe girişiminin ardından hükümetin gazeteciler, akademisyenler, aktivistler gibi gruplara uyguladığı baskıcı tedbirleri uygun bulanlar ve uygun bulmayanların oranı da yüzde 44’er olarak ortaya çıktı. AK Parti seçmenleri arasında bu uygulamalara destek yüzde 78 seviyesinde olurken, CHP seçmenlerinin ise yüzde 85’i darbe girişimi sonrası icraatleri uygunsuz buluyor.
“Türk olmak sizin için ne kadar önemli?”
Türk halkı arasındaki milliyetçi eğilimler, Türk kimliği algısı, İslam dininin Türk kimliğinde sahip olduğu ağırlık ve dış dünyayla ilişkiler gibi alanlardaysa ülkede geniş bir birliktelik göze çarpıyor. “Kendi hayatınızı düşündüğünüzde, Türk olmak sizin ne kadar önemli?” sorusuna yanıt olarak yüzde 86’lık kesim bunun önemli olduğunu söyledi. Bunların yüzde 56’sı “çok önemli”, yüzde 30’uysa “biraz önemli” dedi.
Ankete katılanlara, belirli değerler ve olgular sıralanarak, bunları Türk kimliği açısından ne kadar önemli buldukları soruldu. Değer ve olgularla, bunları yüzde kaçlık kesimin “Türklük açısından çok önemli” bulduğuna ilişkin liste şöyle:
“ Aile bağlarına güçlü inanç (yüzde 68),
Türkçe konuşmak (yüzde 68),
Müslüman olmak (yüzde 67),
Türk ordusunu desteklemek (yüzde 65),
Türkiye vatandaşı olmak ya da Türkiye pasaportu taşımak (yüzde 61),
Türkiye’de doğmuş olmak (yüzde 59),
Demokratik değerleri desteklemek (yüzde 59)
Farklı dini ve etnik gruplara karşı açık ve hoşgörülü olmak (yüzde 55),
Osmanlı İmparatorluğu’ndan gurur duymak (yüzde 53),
Türkiye dışındaki akrabaları desteklemek (yüzde 49),
Türkiye’nin diğer ülkelerden daha iyi olduğuna inanmak (yüzde 47),
Mevcut hükümeti desteklemek (yüzde 34).”
“Türkiye laik bir devlet olmalı diyenler yüzde 70”
Ankette ayrıca katılımcılara Türk milliyetçiliği öğeleriyle alakalı bazı sorular yöneltildi. Bu sorular ve “katılıyorum” diyenlerin oranı şöyle sıralanıyor:
“Türkiye kendi askeri ve sanayi ürünlerini kendi üretmeli ve diğer ülkelere bel bağlamaktan kaçınmalı: Yüzde 88,
Küresel ekonomik ve siyasi elitler Türkiye üzerinde çok fazla güce sahip ve buna direnç gösterilmeli: Yüzde 84,
İslam benim hayatımda merkezi bir rol oynuyor ve Türk kimliğim açısından çok önemli: Yüzde 80,
Türkiye diğer ülkelerden gelen sığınmacılara çok fazla zaman ve kaynak aktarıyor ve kendi vatahdaşlarına daha fazla odaklanmalı: Yüzde 78,
Türkiye Müslüman dünyanın doğal bir lideri: Yüzde 72,
Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gibi demokratik haklar hayati önemdedir ve bunlar hiçbir sebeple feda edilmemelidir: Yüzde 70,
Türkiye, tüm dini geçmişe sahip kişilerin kendi ibadetlerini yerine getirme haklarına saygı gösteren laik bir devlet olmalıdır: Yüzde 70,
Erdoğan gibi güçlü bir lider Türkiye’nin çıkarlarını korumak için gerekli ve ülkenin emniyeti ve refahını muhafaza etmesi için gereken herşeyi yapmakta özgür olmalı: Yüzde 55,
Atatürk’ün Türkiye’da ilk hayata geçirdiği siyasi reformlar saldırı altında: Yüzde 54,
Erdoğan yönetimindeki Türkiye, Atatürk’ün güçlü ve bağımsız bir ulus idealini yerine getiriyor: Yüzde 51,
-Türkiye’deki göçmenler ve sığınmacıların Türk toplumuna yapabilecekleri çok katkılar var ve desteğimizi hakediyorlar: Yüzde 49.”
“İslam dini Türk kimliğinde merkezi role sahip”
İslam dininin Türk kimliğinde merkezi bir role sahip olduğuna “çok güçlü” katılanların oranı AK Parti (yüzde 63) ve MHP seçmenleri (yüzde 62) arasında çok daha yüksek bir seviyede. CHP’liler arasında ise bu oran yüzde 40’ın altındayken, HDP’de ise yüzde 30’un altında.
“Türkiye Müslüman dünyasının doğal lideri” fikrine “çok güçlü” katılanların oranı da AK Parti seçmenleri arasında yüzde 54, MHP seçmleri arasında ise yüzde 44 oranında. CHP’lilerin de yüzde 27’si bu fikre “çok güçlü” katılırken, çoğunluğu ise bir derecede katılıyor.
“Amerika’ya olumlu bakış yüzde 10”
Türk halkını birleştiren bir husus da, Batı ve dış güçlere karşı duyulan derin şüphe.
Türklerin sadece yüzde 10’u Amerika’ya olumlu bakarken, yüzde 83’lük kesimse olumsuz görüşe sahip. HDP seçmenleri, üniversite mezunu ve yüksek gelirli Türkler, Amerika’ya karşı yüzde 15 ya da üzeri seviyede olumlu değerlendirmede bulunan tek grup.
“Amerikan halkına” olumlu bakanların oranı da bunlardan pek yüksek değil. Türklerin sadece yüzde 18’i Amerikalılara karşı olumlu görüş dile getirdi. Avrupa hakkında da Türklerin sadece yüzde 21’i olumlu düşünüyor.
“En fazla olumlu bakılan dış güç Rusya”
Ankette Almanya’ya olumlu bakış yüzde 18, NATO’ya yüzde 24, Hıristiyanlara yüzde 25, Yahudilere yüzde 16, Suriyeli sığınmacılara yüzde 15 olarak tespit edildi. Rusya’ya olumlu bakış da yüzde 28 olarak çıkmasına karşın, Rusya, ankette ölçülen, Türk olmayan bir ülke ya da gruba en yüksek seviyede olumlu bakılan ülke oldu.
Ankete göre ayrıca, Türkler “izolasyonist” yaklaşımı uluslararası işbirliğine tercih ediyor. Yüzde 55’lik bir kesim, “Türkiye’nin kendi kararlarını kendisinin vermesi daha iyi” düşüncesine sahipken, “Türkiye’nin ortak zorluklar ve ihtiyaçları ele almada diğer ülkelerle işbirliği yapması daha iyi” diyenlerin oranı yüzde 37’de kaldı. AK Partililer’in yüzde 70’i, MHP’lilerin ise yüzde 58’i “kendi başına hareket etme” yaklaşımın tercih ederken, CHP seçmenlerinin yüzde 53’ü, HDP seçmenlerinin ise yüzde 59’u diğer ülkelerle işbirliğinden yana görüş ortaya koydu. Eğitim ve gelir düzeyi arttıkça diğer ülkelerle işbirliğine desteğin de arttığı gözlemlendi.
“Türkiye ABD’ye daha fazla karşı koymalı” diyenlerin oranı da yüzde 46 olarak tespit edilirken, “ABD’yle müttefikliği korumak için daha fazlasını yapmalı” diyenler yüzde 37’de kaldı.