Hükümeti Gezi’deki tutumu nedeniyle uyaran Avrupa Konseyi, Türkiye’yi imza attığı AİHM ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmelerine uymaya çağırdı.
Avrupa Parlamentosu’nun ardından Avrupa Konseyi de Türkiye’yi Gezi Parkı eylemcilerine yönelik sert müdahale ve Başbakan Erdoğan’ın uzlaşmaz tavrı konusunda uyardı. Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Ankara’dan hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca, toplanma özgürlüğüne saygı göstermesini hem de orantısız güç kullanımı konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sözleşmelerine uymasını istedi.
Avrupa’dan gelen bu ikinci uyarıyı Taraf ’a değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Taraf yazarı Cengiz Aktar, “Avrupa Birliği üyesi değiliz, kararları bizi bağlamaz demek doğru değildir. Bu bir demogojidir. Son iki üç haftadır yaşadığımız şeyler bütün bu kaidelerin aksine gelişmelerdir” dedi.
“Çatışma önlenmeli”
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Türkiye’ye yönelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Demokratik toplumlarda bu hakkın (toplanma özgürlüğü) sağlanması gerekir. AİHM kararları bu konuda açıktır. Devletler, barışçı gösterilerin gerçekleşebilmesi için önlem almalı ve halkının güvenliğini sağlamalıdır. AİHM’in biber gazı kullanımıyla ilgili birçok kararı vardır. AİHM, gazların hastaneler dahil kapalı alanlarda kullanılmasını ne gerekli ne de orantılı bulmuştur.”
“Orantısız güç” vurgusu
Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle de Twitter ’dan paylaştığı mesajda, “Türkiye’nin sakinleşmeye ve diyaloğa ihtiyacı var. Barışçı göstericilere karşı orantısız güç kullanımının devamına değil. Endişeyle izliyoruz” ifadesini kullandı.
Aktar: Bu ilkeleri dünya tanıyor
Cengiz Aktar’ın AP ve Avrupa Konseyi’nin kararları ve Türkiye’nin bunlara tepkisi hakkındaki görüşleri şöyle: “AB, sadece bir hatırlatma yapıyor. Mevcut anlaşmalar, sözleşmeler sadece Avrupa’nın uyduğu kaideler değildir. Bunları bütün dünya ülkeleri tanıyor. Uluslararası geçerliliği olan kaidelerdir. Türkiye de taraf olduğu anlaşmaların kaidesine giriyor. Türkiye’nin AB üyesi olmaması bu uluslararası kaideleri yerine getirmemek için yeterli bir neden olmaz. Dolayısıyla ‘Biz AB üyesi değiliz, kararları bizi bağlamaz” demek doğru değildir. Bu bir demagojidir. Son iki üç haftadır yaşadığımız şeyler bütün bu kaidelerin aksine gelişmelerdir.”
Taraf