ABD Başkanı Barack Obama İsrail’le ilgili o ifadeyi kaldırdı… İddiaya göre, ‘Kudüs, İsrail’in başkentidir ve öyle de kalacaktır’ ifadesi, bu yılki programda yok
ABD’nin North Carolina eyaletinin Charlotte kentinde düzenlenen Demokratik Parti Ulusal Kurultayı’nda delegelerce onaylanan parti programı, özellikle kürtaj hakları, eşcinsel evlilikler, sağlık reformu, devletin yaşlı ve emeklilere sunduğu sağlık destek programı Medicare ve vergiler gibi sosyal alanlarda Cumhuriyetçi Parti’nin geçen haftaki kurultayında kabul ettiği programdan keskin farklılıklar içeriyor.
ABD Başkanı Barack Obama’nın, ‘hayata geçirilen işlerin daha bitmediği ve işi tamamlamak için bir dört yıla daha ihtiyacı olduğu’ şeklindeki yaklaşımını yansıttığı gözlenen programda, ‘Bugün, ekonomimiz yeniden büyüme gösteriyor, El Kaide 11 Eylül’den bu yana hiç olmadığı kadar zayıflamış durumda ve üretim sektörümüz 10 yılı aşkın süredir ilk kez büyüme kaydediyor. Ancak daha yapmamız gerekenler var ve dolayısıyla başladığımız işe devam etmek için tekrar bir araya geliyoruz’ ifadeleri kullanıldı.
Programda, ‘Bu seçimler, sadece iki aday ya da iki siyasi arasındaki bir seçim değil, ülkemiz ve ailelerimiz için kökten farklılılıkları içeren iki yol arasındaki bir seçim’ değerlendirmesine yer verildi.
ABD kamuoyunun en çok takip ettiği belli başlı konulara ilişkin iki parti programı arasındaki farklar şöyle sıralanıyor:
-Kürtaj-
Demokrat Parti programında kürtaj konusunda, ‘partinin, kadınların, ödeme gücüne bakmaksızın, güvenli ve yasal kürtaj dahil olmak üzere, hamilelikleriyle ilgili kararları kendilerinin vermesini kuvvetle ve kesin surette desteklediği, bu hakkı zayıflatacak ya da zedeleyecek tüm çabalara karşı çıktığı’ vurgulandı.
Programda, ‘Kürtaj, kadın, ailesi, doktoru ve dini arasındaki bir kişisel tercihtir; politikacıların ya da hükümetin buna müdahale etmeye hakkı yoktur’ ifadesi kullanıldı
Cumhuriyetçi Parti’nin programında ise, kürtajın yasaklanmasına yönelik bir Anayasal düzenlemenin geçirilmesine destek verilmiş ve ‘doğmamış çocuğun, ihlal edilemeyecek şekilde, temel bireysel yaşam hakkı bulunmaktadır’ denilmişti. Programda, kürtajın, tecavüz, ensest ilişki ve annenin sağlığının tehlikede olduğu durumlarda bile yasaklanmasına destek verilmiş, kürtaja devlet fonu aktarılmasına karşı çıkılmıştı.
-Eşcinsel evlilikler-
Demokrat Parti programında, aynı cinsten çiftlerin evlenmesine de ilk kez destek verildi. Programda, ‘Evlilik eşitliğini ve aynı cinsten çiftlerin yasalar altında eşit muamele görmesini destekliyoruz’ ifadesi kullanıldı.
Cumhuriyetçilerin programında ise, ‘partinin, evliliği erkek ve kadın arasındaki bir birlik olarak tanımlayan bir anayasal düzenlemenin hayata geçirilmesine desteği’ teyit edilmiş, evliliği yeniden tanımlayan eyalet mahkemeleri kararları, ‘toplumun temellerine bir saldırı’ olarak nitelenmişti.
-Vergiler-
Demokrat Parti programında, yılda 250 bin dolardan az kazanan yüzde 98 oranındaki Amerikalı ailelere yönelik orta sınıf vergi kesintilerinin uzatılması çağrısında bulunularak, toplumun bu kesiminin ödediği vergilerin artırılmayacağının sözü verildi, zenginlere ve şirketlere ise ‘kendilerine düşen adil payı ödemeleri’ çağrısı yapıldı.
Programda, ‘Vergi yasamızı, daha adil ve daha basit hale gelecek şekilde reformdan geçirmeye kararlıyız, böylece hiçbir milyoner, gelirleri oranında orta sınıf ailelerden daha düşük vergi ödemeyecek’ denildi.
Cumhuriyetçi Parti programı ise, Bush dönemi vergi kesintilerinin uzatılması çağrısını içeriyordu.
-Göçmenlik-
Demokrat Parti, programında ‘kapsamlı göçmenlik reformunun yasalaşmasına güçlü bağlılığını’ vurguladı. Kayıtsız göçmenlerin, belirli kriterleri karşılamaları halinde vatandaş olabilmelerinin önünün açılması gerektiğine işaret edilen programda, yönetimin hayata geçireceği düzenlemelerin kalıcı olamayacağı, kalıcı ve kapsamlı bir çözümü ancak Kongre’nin sağlayabileceği belirtildi.
Cumhuriyetçilerin programında ise, göçmenlik konusunda sert bir dil kullanılarak, göçmenlik yasalarını kasıtlı olarak ihlal edenler için ‘her türlü affa’ karşı çıkıldığı kaydedilmiş ve sert göçmenlik tedbirlerini hayata geçiren eyaletlere açılan davaların durdurulması, kaçak göçmenlere indirimli öğrenim tarifeleri uygulayan üniversitelere federal fon aktarımına son verilmesi istenmişti.
-Sağlık reformu ve Medicare-
Demokratlar, programlarında, Obama’nın en önemli icraatı olarak görülen tarihi önemdeki sağlık reformu yasasının daha da geliştirileceği sözünü verirken, erişime açık, bütçeye uygun ve yüksek kalitede sağlık hizmetlerinin Amerikan hayalinin bir parçasını oluşturduğu, her bir Amerikalı’nın sağlık güvencesine sahip olması ve hiç kimsenin sağlık sorunları nedeniyle iflas etmesine izin verilmemesi gerektiği vurgulandı.
Cumuriyetçilerin programında ise, bir Cumhuriyetçi adayın başkan olur olmaz yapacağı ilk işin, sağlık reformu yasasını iptal etmek olacağı belirtilmiş ve bedellerin düşürülmesi ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılmasını öngören, serbest piyasayı destekleyen ve tüketicilere daha fazla seçenek sunan bir Cumhuriyetçi plan çağrısında bulunulmuştu.
Demokrat Parti programında, yeni sağlık reformunun, devletin yaşlı ve emeklilere sunduğu sağlık destek programı olan Medicare’i daha da güçlendireceği, Cumhuriyetçilerin bütçe planının ise ‘Medicare’e son vereceği’ değerlendirmesine yer verildi.
Cumhuriyetçilerin programında ise, ‘Medicare’ın şu anki sürdürülemez konumundan çıkarılacağı ve modernize edilerek kurtarılacağı’ ifadesi yer almıştı.
-Seçim kampanyalarının finansmanı-
Demokratlar, programlarında ABD Yüksek Mahkemesi’nin, özel çıkar grupları ve şirketlerin destekledikleri adaylar lehinde reklam kampanyalarına sınırsız para aktarmasına yönelik kısıtlamaları kaldıran kararı eleştirilerek, ‘Gerekirse yeni bir anayasal düzenlemeyi hayata geçirmek suretiyle, lobicilerin ve özel çıkar gruplarının siyasi kuruluşların üzerindeki etkisinin kısılması yönünde derhal adım atılması’ çağrısında bulunuldu.
Cumhuriyetçiler’in programında ise, Yüksek Mahkeme’nin kararına, ifade özgürlüğüyle bağlantılandırılarak destek verilmişti.
-Dış politika ve ulusal güvenlik-
Demokrat Parti programında, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin Irak’taki savaşı sorumlu şekilde sona erdirdiği, Usame Bin Ladin’in öldürülmesiyle El Kaide terör örgütünü yenilgi yoluna soktuğu ve Afganistan’daki Amerikan askerlerinin çekilmesi için zemin hazırlayacak şekilde Taliban’ın ivmesini tersine çevirdiği belirtildi.
‘Başkan Obama’nın kararları ile askeri ve istihbarat yetkililerimizin cesur çalışmaları neticesinde, Bin Ladin artık ABD’yi tehdit edemeyecek. El Kaide’nin üst yönetimi parçalandı, 4 yıl öncesine göre örgütün kabiliyet gücünde çok büyük azalma oldu’ ifadesine yer verilen programda, İran konusunda da, Obama’nın İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek için elinden gelen herşeyi yapacağı vurgulandı.
-‘Kudüs İsrail’in başkentidir’ ifadesi çıkarıldı-
Programın İsrail ile ilgili bölümünde ise, 2008 yılındaki programa göre bir değişiklik dikkati çekti. Partinin 2008 yılındaki programında, ‘Kudüs, İsrail’in başkentidir ve öyle de kalacaktır’ ifadesinin, bu yılki programda kaldırıldığı görüldü. Programda, ‘ABD Başkanı Obama ve Demokrat Parti’nin İsrail’in güvenliğine sarsılmaz bağlılığı’ vurgulandı ve İsrail’e yapılan güvenlik yardımlarının Obama’nın görevde olduğu süre içerisinde her yıl artırıldığına işaret edildi.
Cumhuriyetçi Parti’nin programında ise, Obama yönetimi, Kuzey Kore, Çin ve İran gibi ülkelere karşı zayıf konumda olmak ve askeri harcamalarda kesintiler yapmakla eleştirilmişti. Programda, ABD’nin İsrail’e desteği konusunda oldukça güçlü ifadelere yer verilmiş ve Kudüs, İsrail’in ‘başkenti’ olarak gösterilmişti.
-Türkiye’nın adı bir yerde geçiyor-
Öte yandan, Demokrat Parti’nin programında Türkiye’nin adı, programın ABD’nin Avrupa için öngördüğü ‘aşamalı uyarlanabilir yaklaşım’ adı verilen füze kalkanı projesinin anlatıldığı bölümünde geçiyor.
ABD Başkanı Obama’nın, hem Avrupa’yı hem de ABD’yi İran ve başka yerlerden kaynaklanabilecek füze tehditlerine karşı koruyacak balistik füze savunma sisteminde ilerleme kaydettiğine işaret edilen programda, ‘ABD ve Rusya’nın füze savunma konusunda işbirliği yapabileceğine inanıyoruz, ancak şunu da açıklıkla dile getirdik ki, (füze kalkanı) sistemimizde, Polonya, Türkiye ve Romanya’da konuşlandırmak suretiyle attığımız adımlardan başlayarak, yol almaya devam edeceğiz’ ifadesi kullanıldı.
Star