“PostModern” darbe 26 Şubat’ta planlanmış

Hukuk
“Gizli” ibareli tutanakta, 28 Şubat’taki MGK toplantısının “özel müzakere” bölümünde ‘irtica tehdidinin boyutları ve alınması gereken önlemler’ konusunun ele alınacağı belirtiliyor. 28 Şubat davasında...
EMOJİLE

“Gizli” ibareli tutanakta, 28 Şubat’taki MGK toplantısının “özel müzakere” bölümünde ‘irtica tehdidinin boyutları ve alınması gereken önlemler’ konusunun ele alınacağı belirtiliyor.

28 Şubat davasında iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçilirken, dünkü duruşmaya 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısının tutanakları damga vurdu. İrticayla mücadelenin ele alındığı toplantıda özellikle komutanlar Başbakan Erbakan’a yönelik eleştirilerde bulunurken Erbakan’ın “Tedbirler alırken işin aslına inmek lazım. Halkın kararına saygı duymalıyız” demesi dikkat çekiyor.  Tutanaklarda, Refahyol Hükümeti’nin istifa ederek düşürülmesini sağlayan tarihi kararlar ile MGK toplantısında geçen tüm konuşmalar satır satır yer alıyor. 

İRTİCAYA ‘ÖZEL MÜZAKERE’ 

MGK Genel Sekreterliği’nce mahkemeye gönderilen ikinci bir tutanakta da postmodern darbenin iki gün öncesinde planlandığı anlaşılıyor. MGK toplantısından iki gün öncesinin (26 Şubat 1997) tarihini taşıyan “gizli” ibareli tutanakta, 28 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde saat 15.00’te gerçekleştirilecek MGK toplantısının “özel müzakere” bölümünde ele alınacak konu şöyle anlatılıyor:  “…. Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik irtica tehdidinin boyutları nelerdir ve bunlara karşı alınması gereken önlemler neler olmalıdır?” Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine MGK tarafından gönderilen tutanaklarda dikkat çeken ayrıntı ise dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve komutanlara, “millet iradesine saygı” çağrısı yapması. Tutanaklarda askerlerin, hükümetin icraatlarına ilişkin eleştirilerinde şu başlıklar öne çıkıyor: 

‘ŞERİAT DEVLETİ AMAÇLANIYOR’ 

Türkiye’de şeriat hukukuna dayalı bir İslam cumhuriyeti kurmayı amaçlayan aşırı dinci gruplar, demokratik laik ve sosyal hukuk devleti olan cumhuriyete karşı faaliyet içindedir. Alınacak tedbirler konusunda hükümete tavsiyelerde bulunulmuştur. MGK toplantısında kararlaştırılan tedbirler hükümet tarafından uygulamaya geçirilmeli ve uygulama sonuçları hakkında başbakan, cumhurbaşkanı ve MGK’ya bilgi verilmelidir. Laiklik ilkesinin korunmasında mevcut yasalar yetersiz kalıyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle Cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından 8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalıdır.  

İRTİCA İDDİASI ÖNEMLİ

Genelkurmay’ın irtica iddiası çok önemli bir beyandır. İrticanın, Cumhuriyet’in kurulduğundan beri en büyük tehlike halini aldığını belirtiyor. Genelkurmay Başkanlığı takdiminde tedbirler de sıralanıyor. O tedbirlerde ne deniyor, ‘8 yıllık temel eğitim uygulanmalıdır. Tarikatlar kapatılmalı, kıyafet kanunu uygulanmalıdır’ deniyor. Bu tedbirler arasında hassas bir konu var. Kamuoyunda Kuran kursları, İmam Hatip Okulları kapatılıyor imajı yaratılmamalı. 

NECMETTİN ERBAKAN: Halkın kararına saygı

Dünya daha çok dine önem vermeye başladı. Laiklik Müslümanlığa en uygun kuraldır. Bazı insanlar dini istismar ederek devlete karşı geliyor… Tedbirler alırken işin aslına inilmeli. Halk bir şeye karar vermişse ona güvenmeliyiz. Halkın kararına saygı duymalıyız. Yoksa Halk Parti zihniyeti laikliği, din düşmanlığı anlayışı hakim olur… Bildiriyi dikkatle hazırlayalım. Millete, Avrupa’da, dışarıda endişe uyandıracak bir hava vermeyelim. 

GEN.KUR.BAŞK. İSMAİL HAKKI KARADAYI – Türkçe ezan kulağımda

Laiklik ilkesinin bozulması ezanın Türkçe okunmasından vazgeçilmesiyle başladı. Benim hâlâ kulaklarımdadır, Ezanın Türkçe okunurken duyduğum huşu ve heyecan… Din istismarına son vermek lazım. Bugün karşılaştığımız bu olaylar küçümsenerek tedbir almakta geç kalınmamalıdır. PKK hareketi de 1984 yılında yeni başladığında küçük görüldü. Bugünlere gelindi. Şeriat tehdidi de aynı şekilde küçük görülmemelidir.

Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller :

TEDBİRLER TERS ETKİ YARATABİLİR 

İrtica yeni bir mesele değil, uzun senelerin birikimi. Bir anda zecri tedbirlerle çözülmesi ters tepki yaratır… Laiklik aleyhine hiçbir kanun ve kararname çıkarmadık. Bu konunun basın bildirisi uygun bir şekilde hazırlanmalıdır.

İMZALAMAK ZORUNDA KALDIK DİYEMEYİZ

Tutanakta Başbakan Erbakan’ın, 28 Şubat kararlarına ilişkin metni imzalamama konusunda gösterdiği direniş de yer aldı. İşte Demirel, Erbakan ve Karadayı arasında geçen o diyalog: 

Erbakan: Basın bildirisini önce okuyalım kararlaştıralım… Şimdi 9 saatlik yoğun bir çalışmadan sonra bu kadar maddeyi sağlıklı olarak değerlendirerek sonuca ulaşmak doğru olmaz onun için bunu yarın inceleyip kararlaştıralım. 

Karadayı: Bunu 10 dakikada tamamlarız, yarına kalmasına gerek yok. 

Erbakan: Bu gibi şeyler ayaküstü olmaz, biz bunu önümüze koydular, imzalamak zorunda kaldık diyemeyiz. Onun için bunu yarın inceleyelim. 

Demirel: Biz yarına bırakalım, metinde bazı rötuşlar da yapmak mümkün. İmam Hatipler ve Kuran kursları kapatılıyor imajı yaratmayalım. 

KOMUTANLAR NE DEDİ?

Deniz Kuv. Kom. Güven Erkaya – PARA KARŞILIĞI TESETTÜR: Bayanlara para karşılığı tesettür kıyafeti giydirilip Atatürk Bulvarı’nda dolaştırılıyor. Elimdeki bu kitapta Sayın Erbakan’ın cihatla ilgili ifadeleri var. Buna parti toplantısına gitmek, zekatı partiye vermek, partiye yardım cihat.

Kara Kuv. Kom. Hikmet Köksal – MÜSLÜMANLIĞIMDAN ŞÜPHELİYİM: Muhafazakar sayılacak bir aileden geliyorum. Kendime göre Müslümanım. Ancak olanları gördükçe ‘Acaba Müslüman mıyım?’ şüphesine düşüyorum. 

Jnd. Gen. Kom. Teoman Koman –  LAİKLİĞİN GARANTİSİ OLMAZ: Kimse rejimin, laikliğin garantisi olamaz. Bu ancak anayasanın ilgili maddelerini koruyabilirsek geçerli. Yarın birileri gelip bu maddeleri değiştirir. Bunun garantisi olmaz. 

Hava Kuv. Kom. Ahmet Çörekçi – DEMOKRASİ DİNLE BAĞDAŞMAZ: Teokratik düzende her şey Allah’ın emirlerine göre yürütülür. Hükümetler Allah’ın yeryüzünde temsilcisi olmadığına göre demokrasi dinle nasıl bağdaşacak. 

BÇG’NİN ADINI ÇEVİK BİR VERMİŞ

28 Şubat davasında ilk savunmayı dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan aldığı emirleri uyguladığını söyleyen Bir, Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) adını da kendisinin verdiğini söyledi. İddianamedeki belge ve dokümanların fotokopi olduğunu ileri süren Bir, “Bunların aslı mevcutsa sunulsun ve her soruya cevap vereyim” dedi. Bir, MGK’da irticanın birinci tehlike olduğunun kabul edildiğini ve tüm yetkililerin imzasıyla kabul edildiğini anlattı. TSK’da başörtüsü yasağıyla ilgili soruya “benim annem de başörtülüydü, silahlı kuvvetlere ait müesseselerde uygulanan bir kaidedir” diyen Bir şunları kaydetti: “Bize görev verildi. İrticayı biz tehdit olarak belirlemedik. Karadayı, MGK toplantısındaki kararları özetleyip ‘alınacak önlemleri takip edelim’ talimatı vermiştir. ‘Batı’ kelimesi tarafımdan verilmiştir. Çünkü yönümüz irticaya karşı Batı’ya dönük, bunu göstermek istedim.” 

Akşam