Devlet sırrını ifşa edene hapis cezası

Hukuk
Hükümetin hazırlıklarını sürdürdüğü demokratikleşme paketinde Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk davaları ile 17 Aralık operasyonunda işlenen usul hatalarının önüne geçmek için birçok adım atılacak. S...
EMOJİLE

Hükümetin hazırlıklarını sürdürdüğü demokratikleşme paketinde Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk davaları ile 17 Aralık operasyonunda işlenen usul hatalarının önüne geçmek için birçok adım atılacak. Sabah’ta yer alan habere göre detaylar şöyle:

GÖZALTINA DEMOKRATİK KRİTER: Demokratikleşme paketinde şüphelilerle ilgili gözaltı kararı alınması somut delillere bağlanacak. UYAP’a bilgiler eksiksiz, gereklerine uygun olarak kaydedilecek. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin suç işlediğini gösteren somut delillerin varlığına bağlanacak. Mevcut düzenlemede somut deliller değil suç işlediğini düşündürecek emareler gözaltı için yeterli oluyor.

TIR’CILARA KÖTÜ HABER: Görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle mağduriyetlere neden olanlar için kademe durdurma cezası öngörülüyor. Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçunun memurluktan çıkarmayla cezalandırılması tartışılan konular arasında yer alıyor. Düzenleme, Adana’da TIR’ları arayan ve devlet sırlarının ifşa edildiği tartışmalarına neden olan savcı ve jandarma bölge komutanını yakından ilgilendiriyor.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANANA HAPİS: Görevi kötüye kullanma suçu belirsiz olmaktan çıkarılacak. Bir işi kanundaki şartları oluşmadığını ya da kanuna aykırı olduğunu bildiği halde bunu teklif eden, karara bağlayan, mağduriyet oluşturan kamu görevlisi hapis cezası alacak.

SORGU VE DURUŞMALARDA YENİ DÖNEM: Soruşturmalarda sorguların ve mahkemelerdeki duruşmaların sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınması zorunlu olacak. 17 Aralık operasyonunda “tespihli polis” görüntüsü gündeme gelmiş ve tepki çekmişti. Sorgulamalarda ve duruşmalarda alınan görüntüleri yayınlayanlara ise hapis cezası öngörülüyor.

GİZLİLİĞİ İHLAL EDENE TAZMİNAT: Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi, yargılama bitmeden suçlu sayılmama karinesi veya özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi tazminat hakkı doğurabilecek. Tazminat konusunda düzenlemede kesin bir sonuca varılmadığı konunun değerlendirildiği öğrenildi. Ancak düzenlemede iddianame kabul edilmeden soruşturmalarla ilgili açıklama yapılamayacağı ibaresi yer alacak. Bu çerçevede başsavcı ve savcıların mevcut görevleri netleştirilip kayıt altına alınıyor.

DİNLEMELERİ YOK ETMEYENE CEZA: 3. şahıslar ya da şüphelilerin konuşmalarını içeren tapeler, suç unsuru olmasa da saklanıp daha sonra basına sızabiliyor. Bunun önüne geçmek için CMK’ya göre yok edilmesi veya ortadan kaldırılması gereken bilgi, belge, tutanak, kayıt vs. yok etmeyen görevliye hapis cezası getirilecek.

İHBARLARA YENİ KRİTER: Son yıllara damgasını vuran operasyonlar isimsiz ihbarlarla başlatılmıştı. Daha sonra bu ihbarları savcıların kendilerinin yaptığı iddiaları da ortaya atıldı. İhbarlardan soyut olanlar, somut olay ve kişi belirtmeyenler, ihbarcının ad, soyad, imza, TC kimlik no ve adres gibi bilgilerinin yer almadığı, hayali isimlerle yapılan ihbarlar işleme konmayacak.

HERKES DOSYASINA BAKABİLECEK: Müdefiilerin soruşturma evresinde dosya içeriğini incelemesinin önündeki engeller kaldırılacak.

BİLGİSAYARA KORUMA

EL KOYMA İÇİN KURULUŞ RAPORU İSTENECEK: Sanıklarla ilgili arama, taşınmazlara el koyma konusunda somut deliller aranacak. Ayrıca el koyma işlemi için BDDK, SPK, MASAK gibi kuruluşlardan el konulan taşınmazın suçtan elde edildiği hususunda rapor alınması zorunlu olacak. Sadece suçtan elde edildiği ispatlanan mala el koyulabilecek.

BİLGİSAYARLARA EL KOYMA: Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama, el koyma suç işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı bulunması halinde gerçekleşecek.

AİHM SIRASINDA SEVİNDİREN DÜŞÜŞ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2013 istatistiklerini açıkladı. Türkiye dava başvuru sayısı bakımından ikinci sıradan beşinci sıraya geriledi. AİHM’de haklarında en fazla dava başvurusu olan ülkeler sırasıyla Rusya, İtalya, Ukrayna, Sırbistan ve Türkiye oldu. AİHM Başkanı Dean Spielmann, düşüşün yargı alanında yapılan reformlarla ilgili olduğunu ifade ederek, diğer ülkelere de örnek olmasını umduğunu söyledi. Türkiye’nin sıralamada gerilemesinin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmasıyla ilgili olduğuna işaret edilirken, AİHM’nin 2013 sonu itibarıyla gündemindeki toplam dava başvurusu sayısının 99 bin 900 olduğu, bunun 10 bin 950’sinin Türkiye’den geldiği kaydedildi.