Yiğit Bulut’tan Bank Asya yorumu!

Şirketler
Bank Asya hisselerinde çok büyük manipülasyonlar yapıldığını, yüzbinlerce küçük ya da amatör yatırımcının Bank Asya tahtalarında mağdur edildiğini belirten Yiğit Bulut, “Herkes dedi ki “ne...
EMOJİLE

Bank Asya hisselerinde çok büyük manipülasyonlar yapıldığını, yüzbinlerce küçük ya da amatör yatırımcının Bank Asya tahtalarında mağdur edildiğini belirten Yiğit Bulut, “Herkes dedi ki “ne oluyor, ne oluyor?” Ne olduğu ortaya çıktı işte. Türk devleti kurumlarıyla gerekli soruşturmaları yaptıktan sonra bankanın mali durumlarını inceledikten sonra ortaya çıkan sonuç bu” ifadelerini kullandı.

Vatan’ın haberine göre Yiğit Bulut konuyla ilgili şöyle konuştu:

Çok uzun süredir tartışılan bir konuydu. Şu an itibariyle sonuçlanmış oldu.

YÜZBİNLERCE YATIRIMCIYI SOYDULAR

Bank Asya hikâyesi, yılan hikayesine dönen bir konu. Bank Asya’nın hisselerinde çok ciddi manipülasyonlar yapıldı, çok ciddi spekülasyonlar yapıldı. Tahtalar kapandı, açıldı. Yüzde 21 yukarı yaptı, yüzde 21 aşağı yaptı.

Yüzbinlerce küçük yatırımcıyı, amatör yatırımcıyı Bank Asya tahtasında mağdur ettiler. Soydular.

Herkes dedi ki “ne oluyor, ne oluyor?” Ne olduğu ortaya çıktı işte. Türk devleti kurumlarıyla gerekli soruşturmaları yaptıktan sonra bankanın mali durumlarını inceledikten sonra ortaya çıkan sonuç bu.

Bankacılık çok hassas bir konudur. Bankacılık, “benim çevremdekilere kredi vereyim, benim çevremdekileri fonlayayım” mantığıyla yapılmaz.

ŞİMDİ BU FATURAYI KİM ÖDEYECEK?

İşte ortaya böyle sonuçlar çıkıyor. Katılım bankası da olsa, normal banka da olsa devletin kucağına kalıyor. Şimdi bu devletin kucağına kalan faturayı kim ödeyecek? Vatandaş ödeyecek. Aldığınız maaştan peşin kesilen vergi, şu bankanın devlete ve millete verdiği zararı ödemek için kullanılacak. Yani o bütün yapılanlar, bütün o bankanın kaynaklarıyla fonlananların maliyeti yine bu vatandaşın sırtına kalıyor.

SİSTEMİN İÇİNDEKİ KANSERLİ YARANIN KESİLİP ATILMASI GEREKİYOR

Şöyle düşünülebilir; “o zaman devlet el koymasın”. Hayır. El koymadığınız zaman, o bir kanserli yara gibi, bütün sistemin içine yayılıyor. Ve bütün sistemi kendine benzetmeye çalışıyor. Ve bütün sistemde delikler açmaya başlar. Bankacılık sisteminde mutlaka ve mutlaka habis tümörlerin acil şekilde kesilip koparılması gerekir.

BU ADIMLA, PARALEL ÖRGÜTÜN FİNANS KAYNAKLARI ORTAYA ÇIKACAK

Şu açıdan da çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti devletine kafa tutan bir paralel örgütün finans kaynaklarının nereden olduğunun ortaya çıkması gerekiyor. Bu finans kaynaklarının nasıl ve nereden geldiğinin ortaya çıkması, bu örgütün çökertilmesi açısından çok önemli.

PARAYI TAKİP EDEMEZSENİZ HİÇBİR ŞEY ANLAYAMAZSINIZ

Parayı takip edemezsiniz hiçbir şey anlayamazsanız. Parayı takip edemezseniz sebep sonuç ilişkisini kuramazsınız. Paranın izini takip edeceksiniz.

Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti devletine kafa tutan, başka ülkelerin gizli servisleriyle işbirliği yapan – Sayın Cumhurbaşkanı açık seçik ismiyle söyledi- başka ülkelerden beslenen ve küresel bir finans ağı içinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin maddi manevi iliklerine kadar işlemek suretiyle, devletin seçilmiş başbakanına, seçilmiş cumhurbaşkanına, seçilmiş siyasetçilerine, bakanların iftira, şantaj, montaj, tehdit yoluyla, devletin en gizli konuşmalarını dinleyerek, “Güneydeki” başka bir ülkeye servis ederek, veya başka küresel sistemin espiyon ve kontr-espiyonaj şirketlerine, gizli servislere satarak veya vererek, Türkiye Cumhuriyeti devletini içten ve dıştan çökertmeye çalışan bir örgütün finansal kaynakları mutlaka ve mutlaka sonuna kadar tespit edilmek zorunda. Bunun altını bir kez daha çizmemiz gerekiyor.

BİZ KİMLERİN NASIL BANKACILIK YAPTIĞI ÇOK İYİ BİLİYORUZ

Hiçbir masumiyet karinesi altına sığınılması mümkün değildir. Biz kimlerin nasıl bankacılık, nasıl gazetecilik yaptığını çok iyi bilenlerdeniz. Kimse hikâye anlatmasın. Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendini tehdit eden, sistemin içindeki habis tümörleri ülkenin geleceği, sağlığı için kotarize edecek güçte ve kabiliyettedir.

2001 KRİZİNDE TÜRKİYE’Yİ 5 MİLYAR DOLAR İÇİN SIRTÜSTÜ YATIRIP ÜSTÜNDEN GEÇTİLER

Daha önce bu güç ve kabiliyet var mıydı? Asla yoktu. 2001 krizinde 5 milyar dolar için Türkiye’yi sırtüstü yatırdılar, üstünden geçtiler. 5 milyar dolar için.

Herkesin bence olanları bir kez daha düşünmesinde yarar var diyorum.

BANKAYI DEVLETİN ÜSTÜNE YIKMAK İÇİN ÇOK UĞRAŞTILAR

Çok önemli bir şey söyleyeceğim. Bunu ben bir Türk vatandaşı olarak söylüyorum. Bunun bir sonucu varsa, sonucuna razıyım. Altını çizerek söylüyorum. Bu bankanın, devletin sırtına yıkılması için içeriden ve dışarıdan bürokrasiden, özel sektörden, özel sektörden inanılmaz bir çalışma yapıldı. Ve bütün bu çalışmaya Sayın Recep Tayyip Erdoğan tek başına karşı koydu. Ve bu enkazın, devletin üzerine yıkılmaması için sonuna kadar tek başına savaşarak, bu enkazın karşısında durdu.

CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN ERDOĞAN’IN NE KADAR HAKLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Dolayısıyla, gelinen nokta çok açık, Sayın Cumhurbaşkanımız bir kere daha haklı çıktı. Nasıl ki, faiz konusundaki itirazında haklı çıktıysa, Arap Ligi’nde yaptığı konuşma bir paradigma tanımlamasıysa, bu konuda yaptığı itirazında ne kadar öngörülü olduğunu bize gösterdi.

Sayın Erdoğan “kriz Türkiye’yi teğet geçer” dedi. Akıllarınca teğet lafı üzerinde günlerce konuşarak, bu lafı küçülterek, “teğet” kelimesinin halkın gözündeki anlamını yitirmeye çalıştılar. Tezi küçülttüler. Kriz Türkiye’yi teğet geçti.

Yüksek faiz – yüksek enflasyon. Bu bir sebep sonuç ilişkisidir. “Önce faizi aşağı çek, sonra enflasyon aşağı gelir” dedi, uygulanan yöntemle, son dört 10 yıllık sürecin en düşük enflasyon verileri ortaya çıktı. Düşen emtia fiyatlarıyla birlikte.

“Bu enkaz devletin sırtına kalamaz” dedi. Bunda da haklı çıktı.

Bir devlet adamı, ekonomik öngörülerinde haklı çıkıyorsa, ve bu haklı çıktığı ekonomik öngörülerin tamamı o ülkenin vatandaşlarının lehineyse, bunu muhalefet başta olmak üzere, herkesin düşünerek sahiplenmesi gerekir.

BU ÜLKEDE FAİZ LOBİSİ BU KADAR MI GÜÇLÜ? MUHALEFET KORKUDAN TEK KELİME EDEMİYOR FAİZ HAKKINDA

“Faiz düşsün” dediğimiz zaman, devletin, milletin, vatandaşın parası 5 bin gerçek ve tüzel kişinin cebine transfer edilmesin diye konuşuyoruz. Faiz düştüğü veya çıktığı zaman para benim cebime girmiyor. Ama bu ülkenin, alın teriyle para kazananların parası 5 bin gerçek ve tüzel kişinin cebine transfer olmak yerine, okula, hastaneye, yola, suya, havalimanına, elektrik barajına dönüşüyor.

Dolayısıyla “faiz düşsün” demek üzerinde tartışılacak bir konu değil. Bunu, bu ülkeyi seven herkesin söylemesi gerekiyor.

Bir vatandaş olarak söylüyorum, muhalefet partilerinin faiz konusuna hiç girmemeleri beni hem korkutuyor, hem de ciddi anlamda düşündürüyor. Bu ülkede faiz lobisi bu kadar mı güçlü? Muhalefet korkudan faiz konusu hakkında konuşmuyor


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464

Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-content/plugins/really-simple-ssl/class-mixed-content-fixer.php on line 107