Maskenin Ardındaki Gerçek Jobs Kim?

Şirketler
Wall Street işgali, Jobs, ‘Cesur Yeni Dünya’mız! Nilgün Cerrahoğlu Ölümüyle dünyayı yasa boğan iletişim teknolojisi gurusu Steve Jobs’un kardeşi Mona Simpson, bir yazar. Aldous Huxle...
EMOJİLE

Wall Street işgali, Jobs, ‘Cesur Yeni Dünya’mız!

Nilgün Cerrahoğlu

Ölümüyle dünyayı yasa boğan iletişim teknolojisi gurusu Steve Jobs’un kardeşi Mona Simpson, bir yazar.

Aldous Huxley’nin “Cesur Yeni Dünya”sıyla aşık atan bu yaşananları, ola ki bir gün o kaleme alır.

26. yüzyılı konu alan “fütüristik/gelecekçi” romanında Huxley; teknolojik alanda gelişmiş ancak süreç içinde temel değerlerini ve referanslarını yitirmiş şaşkın bir insanlığı anlatır.

“Apple” mağazalarında, bu ünlü markanın CEO’su Steve Jobs’a yas tutan gençlere bakarken bir yandan da büyük kapitalizm merkezi “Wall Street” isyanını izliyorum ve “Hoş Geldin Cesur Yeni Dünya!” demekten kendimi alamıyorum…

Kapitalizme isyan ederken kahramanına ağlıyorlar

Şu garip çelişkiye bakın!

Gençler bir yandan arkasında -şaka değil!- 7 milyar dolarlık bir servet bıraktığı söylenen bir kapitalizm devine ağlıyor…

Bir yandan da kitleler, ABD kentlerine yayılan kapitalizm isyanında, sömürü ve haksızlıklara başkaldırmaya çalışıyor….

“Wall Street isyanını” destekleyen gençler; Jobs’un dünyaya tanıttığı dizüstü bilgisayarlar ile “akıllı telefonlar” ve “tabletleri” kullanıyor…

Elektrik kablosuna dahi ihtiyaç göstermeyen son kuşak bilgisayarlarla, kitleleri anında harekete geçiriyor, dünyanın gerisiyle anında irtibat sağlıyorlar. İsyancılar; bu araçlar sayesinde, “Facebook”,“Twitter” üzerinden sosyal ağlarda önü alınamayan bir hız ve etkinlikle örgütleniyor. Kapitalizmin periferisinde kendilerinden önce -Madrid, Atina, Tel Aviv ve Santiago’da!- harekete geçmiş olan tüm diğer “öfkeli isyancılarla” irtibat kurabiliyor, onların deneyimlerinden yararlanabiliyorlar.

ABD’li gençlerin Wall Street isyanında kullandıkları “örgütlenme teknikleri”; Madrid’de -misal!- beş ay önce baş gösteren “Puerta del Sol” isyanında kullanılan yöntemlerin tıpatıp aynısı…

En dâhiyane, en ileri, en süper iletişim teknolojilerinin getirdiği bu küresel hareketlilik, orada burada şimdi “Acaba yeniden 68 ruhuna bir geri dönüş mü yaşanıyor” şeklinde soruların ortaya atılmasına yol açıyor…

Teknoloji var, ‘siyasi bilinç’ yok

Ama iletişim teknolojilerinin yan yana getirerek çoğalttığı “öfkeliler” çok yazık ki, “ortak bir düşünce sistematiği” ve bir “ideolojik söylem” ortaya koyamıyor.

“New York Times” tan Gail Collins; “Wall Street Haftaları/Wall Street Weeks” başlıklı yazısında (7 Ekim) bu tuhaf tezatı -özetle- şu sözlerle vurguluyor:

“(Wall Street isyancılarının mesken tuttuğu, N.C.) Zuccotti Park; kentin en yeni turistik merkezi haline geldi. Göstericiler, (örgütlendikleri alanda komün yaşamlarını devam ettirebilmek için gereken) fonların toplanması, (erzak tipi ihtiyaçlardan oluşan!) alımlar, yemek pişirilmesi ve sosyal medyayı ilgilendiren konularda sayısız karar alabiliyor. (Madrid’in ‘Puerta del Sol’ isyanında yapılmış olduğu gibi tıpkı!) Bu işlemleri başarıyla yerine getiriyorlar. Başaramadıkları/yerine getiremedikleri şey; tüm dünyanın da izlediği üzere; ortak bir siyasi platformda birleşmek! (İsyancılar…) Zenginler zenginleşmeye devam ederken; öğrenciler niye üniversite ücretlerini ödeyemiyor.. sorusunun ötesinde anlamlı bir siyasi mesaj veremiyor. Çünkü kitleleri harekete geçirmekte etkili bir araç olan internetin içinden, siyasi mesaj.. lider çıkmıyor!”

Collins; yazısının sonunu, bu nedenle “Hissiyatım o ki” diye bağlıyor; “protestocular sadece bu protestoya katılmış olmakla hatırlanacak…”

Başka deyişle, Wall Street isyanı siyasi mesafe almakta çok ama çok zorlanacak….

Wall Street hareketinin kimilerinin umduğu üzere ’68 ruhuyla yan yana gelebilmesi için ortak “siyasi referanslar” ve birleştirici bir “siyasi tutkal” gerekiyor ki; New York’taki işgal hareketi dahil.. kış başından beri yağ halkaları gibi yayılan “öfke direnişlerinde” o “siyasi tutkal” yok!

Daha en başta, bu hareketler henüz sadece “öğrenci isyanları” safhasındayken; bu sütunda -özetle!- “68’in ideolojik bir temeli vardı. Bugünün isyan bayrağını taşıyan gençlik, yalnızca kendi geleceğini kurtarmaya çalışıyor” diye yazmıştım (Bknz. “Yeni Bir 68 mi?” Sağnak,12. 12. 2010)

Olaylar “öğrenci isyanlarından” çıkıp bahar aylarından bu yana “öfke direnişlerine” dönüştüğünde; “ideolojik temel” yoksunluğunun bıraktığı boşluklar ve lider eksikliğinden doğan yön kaybı iyice bariz biçimde ortaya çıktı.

Steve Jobs “tabletleri” ve “akıllı telefonları”; “uyku tulumunu al da gel!” çağrıları yapmak için çok elverişli ama…

“Bankalar değil, okulları kurtarın!” pankartlarıyla kamp kurmaya koşan kalabalıkları sonra yönlendirecek liderler ve siyasi düşüncelere gereksinim duyuluyor.

Jobs’un “Cesur Yeni Dünya” teknolojisi bu düşünceyi üretmeye elverişli olmadığı gibi; tersine ortak siyasi düşüncelerin gelişmesini engelleyen bir ortam yaratıyor.

Bunun nedenini de, bir başka yazıda anlatacağım.

Cumhuriyet, 09-10-2011 12.01 (TS)