Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Kodeks Alimentarius’a uyum için bu yıl Şubat ayında yoğurt tebliğini değiştiren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, sektörden ve tüketicilerden gelen itirazlar üzerine, şimdi, ”Geleneksel Türk Yoğurdu”nun karakteristik özelliklerini belirleyip, patentini almak amacıyla yaptığı çalışmalara devam ediyor.
Patent tescil ettirildikten sonra Kodeks Alimentarius Komisyonu‘na başvuruda bulunulup, ya mevcut uluslararası kodeks standardının değiştirilmesi veya uluslararası kodeks standardına Geleneksel Türk Yoğurdu‘nun tanımı ve farklılıklarını içeren bir tanımın konulması yönünde girişimlerde bulunulacak.
Ancak, sektör temsilcileri ”Geleneksel Türk Yoğurdu” tanımlamasına da karşı çıkıyor. Firma yetkilileri, ”yoğurdun zaten Türk ürünü olduğunu, (yoğurt=Türk) algılamasının bulunduğunu belirterek, (geleneksel Türk yoğurdu) yönünde bir tanımın kabul edilmesi halinde, başka ülkelerin de kendi adlarına yoğurt tanımı geliştirip tescil ettirebileceğini, o zaman yoğurdun artık Türk adıyla anılmayacağını” öne sürüyor. Yetkililer, Yunanistan’ın ”Yunan yoğurdu” adı altında yoğurt sattığını, beyaz peyniri kendi adına tescil ettirdiğini, o zaman söz gelimi, Osmanlı coğrafyasındaki, yoğurdu bilen tüketen her bir ülkenin kendi ülkesinin adıyla yoğurt üretebileceğini ifade ediyor.
YOĞURT İÇİN PATENT ALINACAK
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hazırladığı, 3 Eylül 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Fermente Süt Ürünleri Tebliği’nde, yoğurttaki protein oranı en az yüzde 4 ve yağsız kuru madde içeriği en az yüzde 12 olarak belirlenmişti. BM bünyesinde bulunan uluslararası nitelikte gıda standartlarını yayımlayan Kodeks Alimentarius Komisyonu’nun, söz konusu tebliğin yayımlandığı tarihte fermente süt ürünlerine ilişkin bir standardı bulunmuyordu.
Bakanlıktan konuyla ilgili yapılan değerlendirmede,”yoğurdun Türklere özgü bir ürün” olduğu vurgulanırken koyun ve manda sütü ağırlıklı yapılan Türk yoğurtlarının, Anadolu’nun farklı bölgelerinde üretilen değişik tat ve özelliklerdeki yoğurtların ve geleneksel yoğurdun tanım dışı kalmaması için çalışmaların başlatıldığı kaydedildi.
Değerlendirmeye göre, kodeks çalışması ile yoğurdun karakteristik ayrıcalıkları belirlendikten ve patenti tescil ettirildikten sonra, Kodeks Alimentarius Komisyonu’na başvuruda bulunulup, ya mevcut Uluslararası Kodeks Standardı’nın değiştirilmesi veya Uluslararası Kodeks Standardı’na ”Geleneksel Türk Yoğurdu”nun tanımı ve farklılıklarını içeren bir tanımın konulması konusunda girişimlerde bulunulacak.
Ayrıca ”kış yoğurdu”, ”süzme yoğurt” gibi geleneksel diğer yoğurt tiplerinin de özellikleri ve standardı, sadece yoğurda ilişkin yeni oluşacak tebliğ ile belirlenmeye çalışılacak ve patenti alınıp Kodeks Alimentarius Komisyonu’na başvurulacak.
Edinilen bilgiye göre, yoğurt tebliğinin hazırlanması için oluşturulan alt ihtisas komisyonu, şimdiye kadar 4 toplantı yaptı. Bu hafta da toplanacak olan komisyonun üzerinde yaptığı çalışmada, yoğurttaki protein oranının yüzde 4’de, asgari katı madde oranının da yüzde 12’ye çıkarıldığı öğrenildi. Komisyon, Silivri yoğurdu, kaymaklı yoğurt, homojen yoğurt ve karışım yoğurt tanımları üzerinde çalışıyor.