Şimşek, büyüme rakamlarını değerlendirdi

Finans
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Şoklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmiştir. Hain darbe girişimi şokunu ekonomimiz çabuk atlatmış ve teknik olarak resesyona girmemişti...
EMOJİLE

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Şoklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmiştir. Hain darbe girişimi şokunu ekonomimiz çabuk atlatmış ve teknik olarak resesyona girmemiştir. Toplam yatırımlar 3. çeyrekteki yavaşlamanın ardından yılın son çeyreğinde yeniden ivme kazanmıştır.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, yazılı açıklamasında, geçen yılın 4. çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerini değerlendirdi.

Türkiye ekonomisinin geçen yılın 3. çeyreğinde yaşanan daralmanın ardından, son çeyrekte önemli bir toparlanma gösterdiğine işaret eden Şimşek, 2016’nın 4. çeyreğinde ekonominin bir önceki yılın aynı dönemine göre beklentilerin üzerinde, yüzde 3,5 büyüdüğünü hatırlattı.

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle GSYH büyümesinin ise son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,8 olarak gerçekleştiğine dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

“Bu gerçekleşmeyle beraber 2016 yılında GSYH büyüme hızı yüzde 2,9 seviyesine ulaşmıştır. 2002 yılı GSYH seviyesini 100 kabul edersek, 2016 yılında reel GSYH 214,6 seviyesine yükselmiş, yani 2,1 katına çıkmıştır. 2016 yılı hem küresel hem de yurt içi konjonktürün ekonomimizi zorladığı bir yıl olmuştur. 2016 yılında küresel ticaret finansal krizden bu yana en düşük hızda büyürken, finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını olumsuz etkilemiştir. Diğer taraftan Rusya ile yaşanan gerginlikler ve artan terör olayları sonucunda azalan turizm gelirleri, hain darbe girişimi ve daralan tarım üretimi de büyümeyi baskılamıştır. Bu şoklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmiştir. Hain darbe girişimi şokunu ekonomimiz çabuk atlatmış ve teknik olarak resesyona girmemiştir. Toplam yatırımlar üçüncü çeyrekteki yavaşlamanın ardından yılın son çeyreğinde yeniden ivme kazanmıştır. 2016’da toplam yurt içi talep büyümeye 4,2 puan katkı sağlarken, net dış talep ise 1,3 puan negatif katkı yaparak büyümeyi sınırlandırmıştır.”

Geçen yıl tüm bu zorlu koşulların, büyüme oranının potansiyelin altında gerçekleşmesine neden olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye’nin şoklara karşı gösterdiği direncin, sağlam makroekonomik temellerin önemli bir kanıtı olduğunu vurguladı. Şimşek, büyümenin kapsayıcı niteliğinin tüm olumsuz gelişmelere rağmen 2016’da da devam ettiğini belirtti.

“İşsizliğin kademeli olarak azalmasını bekliyoruz”

Başbakan Yardımcısı Şimşek, geçen yıl yaklaşık 600 bin kişiye daha ilave istihdam sağlandığını, buna rağmen çalışma çağındaki nüfus ve iş gücüne katılımın artmasının işsizliğin yüksek seyretmesine neden olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde başlatılan istihdam seferberliği sayesinde son üç ayda 407 bin yeni istihdam yaratıldığını belirten Şimşek, “İstihdam seferberliği, Artı İstihdam Programı ve ekonomimizdeki toparlanmayla birlikte önümüzdeki dönemde işsizliğin kademeli olarak azalmasını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Geçen yılın son çeyreğinde Türkiye ekonomisinde yaşanan canlanmanın, 2017 genelinde de devam etmesini beklediklerini bildiren Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle 17 Nisan’dan itibaren belirsizlik azalacak, başlattığımız yatırım, ihracat ve istihdam seferberliği ekonomiye ivme kazandıracaktır. Dış talep de 2017 yılında büyümeyi destekleyen diğer bir faktör olacaktır. İlk çeyreğe ilişkin açıklanan ihracat ve üretime yönelik öncü veriler de bu olumlu süreci teyit etmektedir. 2000’li yılların başında yaptığımız reformlar sayesinde ülkemiz alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna yükselmiştir. Şimdi hedefimiz olan üst gelir grubundaki ülkeler arasında yer almak için gerekli yapısal reform uygulamalarını hayata geçirmek hükümetimizin en öncelikli konuları arasındadır. Kapsamlı reform programımızda eğitimin ve iş gücünün kalitesini iyileştirecek, yatırımları ve AR-GE faaliyetlerini destekleyecek, yargının işleyişini güçlendirecek reformlar yer almaktadır. Potansiyel büyümemizi ve verimliliğimizi artıracak olan bu reformlar ekonomimizin temellerini daha da güçlendirecektir.”