Rusya’ya bankacılık ihraç edecek

Finans
Emek Kaplangil’in haberi Türkiye’deki bankacılık deneyimini bölgedeki ülkelere ihraç etmeyi hedefleyen Türkiye İş Bankası, Rusya Federasyonu’nda Nisan 2011’de yüzde 100 hissesi...
EMOJİLE

Emek Kaplangil’in haberi

Türkiye’deki bankacılık deneyimini bölgedeki ülkelere ihraç etmeyi hedefleyen Türkiye İş Bankası, Rusya Federasyonu’nda Nisan 2011’de yüzde 100 hissesini satın aldığı Bank Sofia’nın adını ‘İşbank Rusya’ olarak değiştirerek resmi açılışını gerçekleştirdi.

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ve İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin ev sahipliğinde İşbank Rusya’nın Moskova şubesinde gerçekleştirilen açılışa Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı.

Açılış töreninde konuşan Özince, Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ilişkilerin 90’lı yıllardan sonra artarak geliştiğine dikkat çekerek, ortaya çıkan önemli ticari birlikteliğin Rusya Federasyonu’nu her zaman odaklarında tutmaya ittiğini belirtti.

Özince, “İş Bankası Grubu olarak Rusya’daki faaliyetlerimize yaklaşık 10 yıl önce Şişecam ile başladık. Bu süre içinde tam 7 fabrika kurduk. Şimdi de İşbank Rusya ile ekonomik ilişkilerimize yeni bir boyut kazandırıyoruz” dedi.

BANKACILIK İHRAÇ EDECEK

Özince şöyle devam etti: “Finansal hizmetlerimizi, bölgemizdeki ülkelere ihraç etmeyi sürdüreceğiz. Türkiye ekonomisi için önemli uluslararası piyasalardaki etkinliğimizi üst düzeye çıkartarak, Türk finansal piyasalarındaki büyüme hedefimizi desteklemek istiyoruz.”

BALİ: “BİRİKİMİMİZİ RUSYA’DA KULLANACAĞIZ”

Açılış öncesi ekonomi basını ile bir araya gelen Adnan Bali, İşbank Rusya’nın hedefleri ve bankanın büyüme stratejisi hakkında bilgi verdi. Türkiye ile Rusya arasındaki ticarette gelişmekte olan potansiyeli, İşbank Rusya aracılığı ile değerlendirmeyi hedeflediklerini belirten Bali, bankacılıkta elde ettikleri bilgi birikimini Rusya pazarında kullanmayı istediklerini söyledi.

Bali, “İşbank Rusya üzerinden, müşteri odaklı ve uluslararası bankacılık standartlarına uygun bir hizmet anlayışı ile hareket edilerek, başta Rusya’da faaliyet gösteren Türk firmalarına yönelik olmak üzere öncelikle kurumsal ve ticari bankacılık ağırlıklı bir hizmet sunmayı, bireysel bankacılık faaliyetlerini de geliştirerek sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.

40 MİLYON DOLARA ALDI

Bali,  nisan ayında 40 milyon dolara fiilen devralınan ve adı İşbank Rusya olarak değiştirilen Sofia Bank’ın 25 milyon dolarlık gayrimenkulunun bulunduğunu söyledi.  1994 yılında kurulan bannkanın 6 şubesi ve 9 da bağlı şubesinde toplam 386 çalışanı bulunuyor. Banka’nın şubeleri Moskova, Balakova, Samara, Saint Petersburg, Saratov ve Novosibirsk’te faaliyet gösteriyor.

Bali, gelecek dönemde odaklanmayı düşündükleri öncelikli hedefin ticaretin üçte ikisinin döndüğü Moskova olduğunu vurgulayarak, ülkenin şartlarına göre bankacılık yapacaklarını ifade etti.

BALİ, “GEREKİRSE SÜPERMARKETTE KART SATARIZ”

Bali, kurumsal ve ticari bankacılığın yanı sıra bireysel bankacılığa da ağırlık  vereceklerini belirterek, “Şu anda Rusya’da süpermarketlerde kredi kartı pazarlanıyor. Bireysel bankacılıkta büyüme kararı alırsak ülke şartları neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Gerekirse süpermarketlerde kredi kartı satışı yaparız” diye

“TÜRK BANKALARI RUSYA’DA ULUSAL POLİTİKA GELİŞTİRMELİ”

Bali, Rusya pazarında halihazırda 6 Türk bankasının daha bulunması bir dezavantaj yaratmadığını ancak bu konuda uluslararası politika geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.  Bali, “Türk bankacılık sistemi birbirleri arasında rekabete değil yurtdışındaki pazarlarda daha etkin olma üzerine politikalar inşa edilmeli. Kimsenin birbirini engellemeden yoluna devam edebilme fırsatı var. Burada büyük potansiyel var” dedi.

SIRADAKİ HEDEF KOSOVA VE BATUM

Bali, uygun koşulların oluşması durumunda uzun vadeli bakış çerçevesinde bölgedeki fırsatların değerlendirilmeye devam edeceğini de ifade etti. Bali bu kapsamda, Azerbaycan da şube açmak için başvurduklarını, Kosova ve Batum’la da yakından ilgilendiklerini söyledi.

“SINIRA DAYANMA DİYE BİR ŞEY OLMAZ”

Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bali, Merkez Bankası’nın 2010 başlattığı yeni politika sonrası faiz marjlarında ciddi daralma yaşandığını ve bankaların artan bu maliyet baskısına karşı gelir yaratacak tedbirlere yöneldiğini vurguladı.

Bali, “Bankalar bu tür gelir kaybını ikame etmek için her türlü tedbiri kuralları gayesinde bulmaya çalışıyor. Mesela İş Bankası’nın mevduat dışı kaynaklara yöneldi ve bu kaynaklar geçen yıla göre yüzde 80 artarak 35 milyar dolara çıktı. Sınıra dayanmak diye bir şey olmaz. Türk Bankacılık Sistemi maliyetleri aktiflerdeki varlıklara yansıtmamaya çabalıyor. Sınıra dayanmak diye bir şey olmaz. Sonunda iş şu noktaya gelir. Maliyetlerini düşüremezseniz, fiyatları yükseltirsiniz” diye konuştu.

“UZUN VADEDE TL’DE KALMAK AVANTAJLI”

Merkez Bankası’nın politikalarını değerlendirirken döviz kurunun seyrine de değinen Bali, Merkez Bankası’nın dolarda 2 TL seviyesine dikkat ettiğini vurgulayarak, “O seviyeye gelince Merkez Bankası müdahale ediyor. Nakit akışlarınız ekonomik faaliyetlerinize yetiyorsa uzun vadede yerel parada kalmak avantajlı” dedi’.

CHP’NİN HİSSELERİNİ SATMASI ÇOK ZOR

Bali kamuounda sıkça tartışılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin elinde bulundan İş Bankası hisseleriyle ilgili bir soruya ise gündemlerinde böyle bir konunun olmadığını ve CHP’nin elindeki temettü hakkı olmadığı için elindeki hisseleri satmasının çok zor olduğunu dile getirdi.

Bali, “İş Bankası’nın kuruluşundan gelen Atatürk’ün hisseleri  CHP tarafından temsil ediliyor. Ancak bu hisselerin temettü haklarına sahip değil.  Temettü hakları olmayan bir hisseyi kime satacaksınız?” dedi.  İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince de gazetecilerle yaptığı sohbette aynı konuya dikkat çekti ve  “CHP hisselerini satsın önerisi getiriliyor. Satsa kim alır ki! Bu hisseleri alan temettü alamayacak. Niye alsın?” değerlendirmesini yaptı.

“ÖZİNCE: SİYASETTEN EN AZ ETKİLENEN BANKA BİZİZ”

Bankada siyasetin etkisine yönelik sorulara ise Özince; “Siyasetin etkilediği banka çoktur. Ancak en az etkilenen biziz. Biz çalışanlar olarak bankanın yüzde 40 hissesini laf olsun diye almadık; siyasetten daha az etkilenmek için aldık. Siyasiler size etki edebilir mi? Eğer ettirirsen eder. Üstelik rakibin de sırtına biner. Biz bindirmemek için uğraşıyoruz. Bence Ziraat ve Halkbank da bizim yöntemle yani çalışanlara satılarak özelleştirilmeli. Son olarak yönetim kurulunda uzun zamandır ilk kez CHP üyesi olan kimse yok olduğunu eklemek istiyorum” yanıtını verdi.

Hürriyet