Milyonlarca insan kriz sonrası dönemde part-time (yarı zamanlı) çalışmaya zorlanıyor. Full time (tam zamanlı) iş bulmak zorlaşınca aileler krizin etkisini daha ağır yaşamak zorunda kalıyor.
Uluslar arası ofis istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl sadece 250 bin kişi kendine tam zamanlı iş bulabildi. Krizle artan maliyetler şirketlerin gözünü ilk olarak personele dikmesene neden oldu. Personel maliyetini düşürmek için işten çıkarmamalar arttı işsizlik tüm dünya da çığ gibi büyüdü. İşlerin yürümesini sağlamak için çalıştırılan personelinde çalışma saatleri kısıtlandı.
Dünya üzerinde pek çok büyük şirket çalışanlarıyla anlaşma yoluna gitti. Bu ayın başında İngiliz telekomünikasyon devi BT 10 bin çalışanına zorunlu tatil önerdi. Zorlu tatil kapsamında maaşların yüzde 75’inin kesilmesi de vardı. British Airway’de aynı yolla personelin çalışma saatlerini kıstı. Aynı uygulama otomotiv sektörü tarafından da benimsendi. Ford, Honda ve JCB çalışanları ile anlaşanlar arasında yer aldı.
Mart ve Mayıs dönemini içeren istatistiklere bakıldığında 927 bin çalışanın 30 saatten az çalıştığı ortaya çıktı ki bu veriler açısından bir rekor olarak da kabul ediliyor. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre rakam yüzde 38 artış gösterdi. Tabi geçtiğimiz yılın krizin başlangıcı olduğunu da unutmamak lazım.
Çalışan personelin çalışma saatleri düşürülürken yeni işe girecek olan personelle de yapılan anlaşmalar ağırlıklı olarak part-time üzerinden yapılmaya başladı. Geçtiğimiz haftanın işsizlik rakamlarına bakıldığında 2.28 milyon kişinin daha işsiz kaldığı belli oldu. 7 milyonun üzerinde part time çalışanın olduğu belirtilen kaynaklarda normal şartlarda çalışma saatinin 31 ila 45 saat arasında olduğu belirtiliyor.