TİM, Ocak ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Ocak ayında ihracat yüzde 27.91 gerileyerek 7 milyar 51 milyon 818 bin dolar oldu. Yıllık ihracat ise 124 milyar 768 milyon 977 bin dolarda kaldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin 2009 yılı Ocak ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27,91 düşüşle 7 milyar 51 milyon 818 bin dolar oldu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ocak ayı ihracat rakamlarını, Hatay’ın İskenderun ilçesinde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Büyükekşi’nin açıklamasına göre, Türkiye’nin 2009’un ilk ayındaki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27,91 düşüşle 7 milyar 51 milyon 818 bin dolar oldu.
Son bir yıllık ihracat ise ocak ayı itibariyle 124 milyar 768 milyon 977 bin dolarda kaldı.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ: 2009 YILININ KAYIP YIL OLACAĞI ŞEKLİNDEKİ YORUMLAR ÇOĞALMAYA BAŞLADI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ABD’de başlayan krizin etkilerinin tüm dünyada hissedildiğini belirterek, ”2009 yılının kayıp yıl olacağı şeklindeki yorumlar çoğalmaya başladı” dedi.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, herkesin Türkiye’nin global krizin neresinde olduğunu sorduğunu, kendilerini ise global krizi başı ve sonu olan bir süreç olarak değil, bir tür sarmal olarak gördüklerini, Türkiye’nin de bu sarmalın tam ortasında olduğunu bildirdi.
Büyükekşi, ”Sarmalın ortasından baktığımızda tüm çıplaklığıyla gözüken gerçek şudur; gelişmiş ülkelerin ekonomi yönetimine son 20 yıldır egemen olan paradigma çökmüştür. Varlık yönetiminin reel ekonominin yönetiminin önüne geçtiği birikmiş sermayenin kendini çoğaltmaya ve büyütme isteğinin kuralları belirlediği ve bunun için değer sistemini aşındırdığı bir dönem çökmüştür” dedi.
Çok fazla kar etme döneminin kalmadığını vurgulayan Büyükekşi, şöyle devam etti:
”(Kazandıklarımla hiçbir şey yapamadan üretmeden daha çok kazanacağım finansal manipülasyonlar ve suni değer artışlarıyla bir birim olan paramı 10 birime çıkaracağım) arzusunun dönemi bitti ancak, biterken tüm değerler ve değerler sistemini alt üst etmiş, tüketici güvenini dibe sürüklemiş ve ekonominin küçülmesine yol açacak bir daralmaya neden olarak bitmiştir.
Biz yıllardır TİM olarak şunu söylüyoruz; üretim, hayatın ve insani var oluşun bir temelidir. Tüm ülkeler üretimleri ve üretme enerjileri kadar büyüktür. Yüksek faiz, yatırım iştahını iş yapma arzusunu ve tüm girişimcilik enerjisini bitirir. Dünya spekülatif bir ataklar zincirinin sonunda bu hale geldi. Yani küresel kriz sadece bir ekonomik krizi değil, aynı zamanda bir değerler sistemi krizidir.
Teknik olarak bugünkü manzara şu IMF dünya için beklediği 2009 büyümesini yüzde 0,5’e indirdi. IMF, 2009 yılında gelişmiş ülkelerin yüzde 0,5 büyüyeceğini öngörüyordu, bu rakamı yüzde 2 küçülme olarak revize etti.”
2009 VE 2010 ÖNGÖRÜSÜ
TİM Başkanı Büyükekşi, ”2009 yılının kayıp yıl olacağı şeklindeki yorumların çoğalmaya başladığını” belirterek, ”Dünya ekonomilerinin 2010 yılının başlarından itibaren toparlanmaya başlayacağı öngörülüyor” dedi.
Büyükekşi, ”IMF’nin 2009 yılında ABD ekonomisinin yüzde 1,6, Avro bölgesinin ise yüzde 2 küçüleceğini öngördüğüne” dikkati çekerek, ”Bu rakamlar ihracatın yarısından fazlasını gelişmiş ülkelere yapan Türkiye için kuşkusuz iyi haberleri yansıtmıyor” diye konuştu.
Dünyada bu olumsuz hava sürerken, artık bazı politikalarda ısrar etmenin anlamsızlığının net bir şekilde ortaya çıktığının” altını çizen Büyükekşi, şunları kaydetti:
”Bunun sebebi, dünyada krize neden olan spekülatif atağın bizde yüksek faiz biçiminde cereyan etmesi ve bunun faturasının son 8 yıldır Türkiye’nin ihracatçısı tarafından günü gününe ödenmiş olmasıdır. Türkiye’nin ihracatçısı bu faturayı ödemiştir. Türkiye’nin üreticisi, yatırımcısı bu faturayı ödemiştir. Daha az üreterek ödemiştir, istihdam üretemeyerek karsız bir şekilde ihracat yaparak öz kaynakları tüketerek borç imkanlarını sonuna kadar zorlayarak ödemiştir.”
BANKALARIN DURUMU
Büyükekçi, ”Bu krizde övüneceğimiz en önemli şeyin bankacılık sistemimiz olduğunu söyledik, bizim bankalarımız dünya yatırım bankacılığı krizini yaşamadılar” görüşüne yer verdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Bunun temel nedeni ülkemizin iç piyasasının faiz açısından çok ama çok doyurucu olmasıdır. Dünyada krize neden olan spekülatif atak bizde yüksek faiz biçiminde cereyan etmiştir. Yüksek faiz reel sektörden finans sektörüne kaynak aktarmaktır.
Biz, son 7 yıldır izlenen ekonomi programı ve para politikasıyla menkul varlıklara çok iyi paralar kazandırdık. Yerli ve yabancı varlık sahipleri çok ciddi karlar yaptılar. Nereden geldi bu para? Bu karın kaynağı nedir? Bu karın kaynağı Türkiye reel sektörüdür. Son 7 yıldır Türkiye’nin reel sektöründe başta ihracatçımız olmak üzere finans sektörüne çok ciddi bir kaynak aktarımı yapılmıştır. Şimdi sıra ihracatçımıza ve reel sektörümüze kaynak aktarmanın sırasıdır.”